Crans Montana herkese ders oldu aslında… KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ben de dahil birçok kişi tarafından “yersiz” bulunan açılımları, Kıbrıs Rum tarafının çözüm konusundaki olumsuz tutumunun açığa çıkmasına neden oldu.
Hala tartışılıyor… Zamanın Kıbrıslı Rum lideri Anastasiadis, Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile özel bir görüşme yaparak bir yıl kadar sonra yapılacak seçimi atlattıktan sonra “iki devletli çözüme” razı olacağının mesajını verdi. Buna ilişkin bilgiler Kıbrıs Rum basınında güncelliğini koruyor; konu tartışılmaya devam ediyor.
KKTC’de bu fırsatı değerlendirmek isteyenler oldu. Anastasiadis’in iki devletli çözümü belli koşullarla da olsa kabul etmeye hazır olduğu iddiası, kesinlikle olacak bir şey gibi kulislerde yaygınlaştırıldı. İki devletli çözümün bizi AB’den uzaklaştıracağı düşüncesini ortadan kaldırmak için “AB çatısı altında iki devletli çözüm” formülü ortaya atıldı ve yedekte tutuldu.
Şimdi, Crans Montana’da ortaya atılan bu formülün, “fare kapanındaki peynir” olduğunu çok daha iyi anlıyoruz. Rum tarafı sürekli olarak BM parametreleri temelinde çözümden söz ederek uluslararası toplumun desteğini alırken biz “iki devletli çözümde” ısrar ederek bütün ilişkilerimizi berhava ettik. Çırılçıplak ortada kaldık!
Bize bir tek, “Rum tarafının Annan Planı’nı reddettiği” söylemi kaldı ki bunu “iki devletli çözümün gerekçesi” olarak sunmak konusunda da hiçbir başarı sağlayamadık. Uluslararası aktörlerin hiçbiri 20 yıl önce olanlarla ilgilenmiyor.
KKTC’deki seçimler, Rum tarafında yaygın bir tartışma başlattı: Erhüman kazanırsa ne olacak? Bu soruya yanıt aranırken Cans Montana’da olanlar hatırlanıyor ve Türk tarafının masaya dönmesiyle birlikte yaşanacak değişiklikler tahmin edilmeye çalışılıyor.
Bazı Rum yorumcular, Erhürman’ın kazanması halinde Hristodulidis’in konforunun bozulacağını açık açık yazdılar. Buna benzer bir soru da Rum Hükümet Sözcüsü’ne de soruldu. Letimbiotis, Erhürman’ın cumhurbaşkanlığına seçilme olasılığının hükümeti endişelendirip endişelendirmediği sorusuna ise yanıt vermekten kaçınarak, şunları söylemiş: “Arzu ettiğimiz şey, özlü müzakerelerin yeniden başlaması ve özlü müzakere masasına tarafların argümanları ile tezlerinin konulmasıdır. Her daim müzakerelerin pusulası BM Güvenlik Konseyi kararlarıdır.”
Anastasiadis’in Çavuşoğlu’nun kulağına fısıldadığı iki devletli çözüm, BM Güvenlik Konseyi kararlarına aykırıydı. Bugünkü başkan Hristodulidis, o gün Anastasiadis’in suflörlüğünü yapıyordu. Kimi yazarlara göre Crans Montana masasının çöküşünü planlayan da oydu. Şimdi, BM parametrelerine bağlı çözümden söz ediyor. Erhürman da BM parametrelerine bağlı çözümden ama uzayıp gitmeyecek müzakerelerden söz edecek.
Letimbiotis, açıkça söylemese bile başkanın ve başkanları ile birlikte kendilerinin de rahatının kaçaçağını, sözcülüğün şimdiki gibi kolay olmayacağını biliyor sanırım. Biliyor ama susuyor!
Gerçekten ilginç olacak!
Hristodulidis’in, çözümdan sıyrılmak için ne gibi manevralar yapacağını izlemek gerçekten çok ilginç olacak!
İki devletlilik tuzağını kuranlar yolun sonuna geldiklerini görüyorlar!
- 21 Ağustos 2025, 09:45
- 199
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi