Güney Kıbrıs’ta, koalisyon ortaklarından DİKO’nun hükümetten çekilmesini Türk medyasının önemli bir kısmı ‘büyük bir kriz’ olarak gösterdi...
Hatta bazıları, Kıbrıs müzakereleri yüzünden Anastasiadis’in zora girdiğini ve Rumların hükümetsiz kalacağını iddia etti...
Halbuki gerçek durum öyle değildir...
DİKO’nun hükümetten çekilmesiyle Anastasiadis’in iktidarı sona ermez...
Rum tarafı hükümetsiz kalmaz...
Çünkü Güney’de ‘Başkanlık sistemi’ vardır...
Güney’de bakanları atayan Cumhurbaşkanı’dır...
Ve bakanlar parlamento içinden değil, dıştan atanan teknokrat kişilerdir...
O nedenle DİKO’lu bakanlar gidince, onların yerine başkaları atanacak...
Anastasiadis, sadece Meclis’ten yasa geçirirken zorlanabilir...
Bunun dışında bir tehlike yoktur...
Bizdeki sistem çok farklı
Kuzey Kıbrıs’taki durum çok farklıdır...
Hükümet ortağı DP’nin, yerel seçimlerde UBP ile işbirliği kararı alması sonrasında ülkenin ciddi anlamda bir hükümet krizi yaşaması söz konusudur...
CTP, eğer DP ile ortaklığı sonlandırma yönünde karar alırsa, sağlıklı bir hükümet formülü bulmak çok zordur...
CTP Genel Sekreteri Sayın Kutlay Erk, geçtiğimiz ay içinde Diyalog’u ziyareti sırasında “DP ile bozulursa öncelik UBP ile hükümet kurmaktır” demişti...
Ne var ki;UBP, yerel seçimlerde DP ile işbirliği kararı alarak şimdiki hükümeti krize soktu...
Böylesi bir durumda, hele Kıbrıs sorununun en ateşli döneminde UBP’nin, CTP ile koalisyon yapması çok zordur...
Geriye ne kalır?..
UBP-DP koalisyonu...
İki partinin milletvekili sayısı 26 eder...
Toplam 50 sandalyeli mecliste 26 ile hükümet kurmak çok kritik bir rakamdır...
Meclis Başkanı oy kullanamaz...
Böylece sayı 25’e düşer...
Ve kuzeyde, Başbakanlık görevi alanlar genellikle milletvekillerini bakan yapıyorlar...
Bakan olmayanlar ise tepki gösterip, ya meclisi boykot ediyorlar, ya da başka partilere kayıyorlar...
Milletvekillerinin 9-10 tanesi bakan olunca bu kez Meclis komisyonlarında çalışacak adam kalmıyor...
Üçlü koalisyon düşüncesi
Bir başka olasılık UBP-DP-TKP koalisyonudur...
Fakat TDP kanadı buna sıcak bakmıyor...
Çünkü TDP’nin önceliği Kıbrıs sorununun çözümüdür...
UBP ile DP’nin stratejisi ise statükonun devamıdır...
Nereden bakarsak bakalım CTP-DP koalisyonunun bozulması halinde, ülkede ciddi bir hükümet krizinin yaşanacağını görebiliyoruz...
Böylesi bir gelişme karşısında ‘çare yok mu?” diye sorabilirsiniz...
Elbette var...
Tüm partiler aralarında uzlaşı sağlayıp Siyasi Partiler ve Seçim Yasası’nı değiştirip erken genel seçime giderler...
Böylece, referandum öncesinde Kıbrıslı Türklerin ‘Kıbrıs sorunuyla ilgili’ tavrı da aydınlanmış olur...
Çözüm isteği var ise, bunu gerçekleştirebilecek partiler desteklenir...
Çözüm isteği yoksa statükonun devamından yana olanlar iktidara getirilir...