Günlük akışı değişmek istemeyenleri, mevcut düzenden öyle veya böyle kazanç sağlayanları ve onların “ kim gelirse gelsin bu ülkeden hiçbir şey olmaz” diyenlere hayretle bakıyorum. Yeni seçtiğimiz vekiller büyük umutlarla siyaset koltuklarına oturduğumuz insanlar büyük hayal kırıklığına uğratılarak o koltuklardan soğutuluyor.

Şimdi İngiltere’deki Kıbrıslı Türklere adaya dönme çağrısı yapılıyor ve bazı teşviklerden söz ediliyor. İngiltere’de yaşayanların birçoğu memleket sevgisi ve hasreti ile yaşıyorlar ise o zaman başbakanın açıkladığı hadi ülkenize geri dönün yatırım yapın ve Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesine hep beraber katkı koyalım çağrısına kulak versinler.
Öyle iki üç günlük süren panayır görünümlü ucuz festivaller ile 100 binlerce sterlin akıtmakla değil, ciddi planlamalarla bu insanların ikna edilmesi lazım.

Ama son zamanlarda bırakın oradan gelenlerin sayısında azalma olduğunu buradan gidenlerin sayısı artıyor.

Kıbrıs’a gelip yerleşen İngilizler de gidiyor.

Araştırın bakalım bu insanlar neden Kıbrıs’ı terk ediyor.

Bu insanlar neden gidiyor.

Onlara ne oldu da gidiyorlar.

Bu kadar pahalı ettiğiniz bu ülkeden herkes kaçıyor ve ucuz olan temiz yerlere gidiyor.

Son on yılda Kuzey Kıbrıs’a ne kadar Kıbrıslı Türk İngiltere’den tatil yapmaya gelmiş alsınlar turizm istatistiklerine bir baksınlar. Bizim aklımızla da dalga geçmesinler.
Ülkenin maliyesi altı ayda 7 milyar TL açık verdiyse bunu sorgulasınlar. Bu kadar alınan gümrük vergileri, diğer gelirler tam olarak nerelere gitmektedir, bu ülkeyi kalkındırmak için mi yoksa maaşları ödemek için mi ? iyi hesap etsinler.
Kendilerini ayrıcalıklı üst sınıf Kıbrıs Türkü sıfatı koymak yerine, gelsinler aynı şartlarda, buradaki sağlık sisteminden, buradaki ekonomik koşullardan,, buradaki elektrikten sudan, buradaki devlet dairelerindeki keşmekeşten, bürokrasiden biraz tat alsınlar ondan sonra konuşmaya başlayalım.
İkide bir İngiltere’de öyle, Londra’da böyle demekle bu işler maalesef gitmez. O zaman orada gördüğünüz düzeni gelin burada da değiştirmeye çalışın , uygulamaya bakın ancak en başta sizlerin en büyük destekçisi olan siyaset mevhumunu birazcık da sorgulayın. Onlar hep doğru daha halk mı yanlış yapıyor? Onlar yokluk içinde de halk ferah içinde mi? Ha yoksa sizler bu toplumun gerçeklerini çok çabuk mu unuttunuz?

Hasan gitse Ahmet gelse hiçbir şey değişmez mantığı

Bir de bu söylemlerden artık vazgeçin. Bizim aklımız bize yeter. Yok efendim falanca siyasiyi Türkiye destekliyor alıyor dünyanın her yerine götürüyor , burada sol tandanslı siyasiler cumhurbaşkanı oldu da ne oldu ? Hiçbir şey değişti mi? Sorularından artık vazgeçin.
Evet belki çok bir şey değişmedi ama en azından bu kadar çok devletin üst yönetiminin gazeteleri süsleyen rüşvet çarkları ile sallanmamıştı . Halk bu kadar perişan olmamıştı . Gittikçe bu iki devletli siyaset Kıbrıs Türkünü dünyadan uzaklaştırmakta ve elimizi zayıflatmaktadır. Hadi gelin o zaman bir çağrı yapalım federasyondan vazgeçelim ama bütün Türki Cumhuriyetiler , Müslüman ülkeler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanısın. Buna engel ne var? Ben de o zaman bir daha federasyon konuşursam ne olayım. Yaşasın Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti . Hem de “ Forever “ Ama olmayacağını siz de biliyorsunuz, yaptığınız bütün ziyaretlerin bir arpa boyundan ileriye gidemeyeceğini siz de biliyorsunuz. Bu arada Türkiye’nin adadaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çok da müdahil olmayacağını kulislerden öğrenmiş bulunuyoruz hatta iktidar Partisi’nin mevcut Cumhurbaşkanını kendilerinin bile tam olarak desteklemeyeceğini öğrenmiş bulunmaktayız.