banner564

‘Kapsayıcı Cumhurbaşkanı’ arayışı devam ediyor!

Cumhurbaşkanlığı seçimi ülke gündemindeki en popüler konudur tabii… En önemli değil ama en popüler… Kimin seçilebileceğini, kimin seçilme şansının azaldığını veya arttığını konuşmak çok hoşumuza gidiyor!
Cumhurbaşkanı Tatar, ne yapıp ediyor “seçilme şansını” sürekli olarak azaltıyor. Londra gezisi bunun son örneği oldu. Aynı tarihte Başbakan Üstel ve Turizm Bakanı Ataoğlu da Londra’daydı… “Birlikte gittiler” diyemeyeceğimiz bir gezi oldu. Başbakan Üstel, Kıbrıs Türk Kültür Festivali’nin açılışını yaptı. Tatar neredeydi bilmiyorum; belki “Manchester'daki bir etkinlikte ‘Onur Konuğu’ olarak konuşma yapıyordu” ama festival açılışına katılmadı. İkinci gün, Başbakan orada değilken festivali ziyaret etmeyi tercih etti.
Başbakanlık icra makamıdır… KKTC devleti ile ilgili beklentisi olanların Başbakan’ın etrafında toplanması olağandır. Cumhurbaşkanı Tatar’ın, gölgede kalacağını öngöremeyerek aynı tarihte Londra’ya gitmesi nasıl bir karardır anlayamıyorum. Böyle bir karar alınmışsa programın tamamen aynı olması ve bunun doğal sonucu olarak Cumhurbaşkanı’nın önde, Başbakan’ın bir adım geride olması gerekirdi. Bunun seçime de katkısı olurdu. Olmadı! Birlikte olamadılar ve Tatar, Başbakan’ın açıklamalarının gölgesinde kaldı.
Perde gerisinde neler döndüğünü bilmemekle birlikte bu görünümün Tatar’a yardımcı olmayacağını söyleyebiliriz. Ama her durumda böyle oluyor zaten… Propaganda yaparak olumlu puan toplamak için yapılan her hareket sonuçta Tatar’ın hanesine olumsuz puanlar eklenmesine neden oluyor.
Bu arada Toplumcu Demokrasi Partisi, Erhürman’ı destekleme kararı aldı. İlk bakışta olumsuz bir şey görünmüyor ama TDP yetkililerinin “daha kapsamlı bir iş birliği” üzerinde durmakta olduklarını da atlamamak gerekiyor. Bu “kapsamlı iş birliği” yaklaşımının Erhürman’ın farklı toplum kesimleri ile kurduğu olumlu ilişkileri olumsuza çevirme potansiyeli vardır. Erhürman, kapsayıcılığını koruyabilmek için partisi ile farklılık gösteren davranışlar sergilemeyi bile göze almışken TDP ile CTP’nin “kapsamlı iş birliği” bu kapsayıcılığı zayıflatmamalıdır.
Siyasette doğrudan bulunanların kendi geleceklerini de düşünmek gibi bir sorunları vardır… Bu anlaşılır bir şeydir. Oysa şimdi “sadece bir Cumhurbaşkanı” seçeceğiz ve her kesimi kucaklayan bir Cumhurbaşkanına olan ihtiyaç Tufan Erhürman’ın adını ön plana çıkarmıştır. Erhürman’ın CTP Genel Başkanı ve CTP’nin Cumhurbaşkanı adayı olması bile bunu ihtiyacın önüne geçememiştir ki; CTP’li olmayan seçmenler de bu adaylığa ilgi göstermektedirler. Erhürman’ın farklı kesimlerle yapacağı herhangi bir “iş birliği” bu kapsayıcılığa gölge düşürmemelidir. Böyle bir gölge, Erhürman’ın seçilmesinde olumsuz bir faktör oluşturabileceği gibi seçildikten sonraki davranışlarını da olumsuz şekilde etkileyecektir. 
Her şeyin kendi doğal akışı içinde yürümesine fırsat vermek en iyisi olabilir!

YORUM EKLE

banner608

banner474