banner564

Kimdir bu köstebek

  Dün Dünya Basın Özgürlüğü günüydü... 
  Diyalog TV'nin karartılmasının da 2'nci günü...
  Şimdi başta Başbakan Sayın Ersin Tatar'a ve Yardımcısı Sayın Kudret Özersay'a; kabinede yer alan tüm bakanlara, parlamentonun tüm üyelerine sesleniyorum:
  Ne yaptınız bu 2 günlük süre içinde?..
  Sorumlu bir makam sahibinin iddia ettiği gibi Tayyip Bey mi kapadı bizi?.. 
  Yoksa buradaki resmi bir kurumdan RTÜK'e giden ısrarlı kapatma talepleri mi etkili oldu?..  
  O kurumun kontrolü devletin elinde değil midir?.. 
  Niye araştırıp gerçekleri ortaya çıkarmıyor da topu Sayın Erdoğan'a atıyorsunuz?..
  Diyalog TV’den korkulmasının sebebi nedir?..
  Kuzey Kıbrıs’a teknolojik açıdan yenilikleri getirmek ve olası bir çözüm durumunda güneyle yarışabilecek bir haber kanalı yaratmak mıdır suçumuz?..
  Herkes evinde keyif yaparken, köy köy gezip; çiftçinin, hayvancının, işsiz gençlerimizin sorunlarını aktarma, ülkeyi yönetenlere yardımcı olmak mıdır?..
  Niye Diyalog’tan rahatsız oldunuz?..
  Özel hayata mı girdik?..
  Devletin temeline dinamit mi koyduk?..
  Türkiye ile ilişkilerin en üst düzeyde ve kopmaz bir şekilde devamını savunmak mıydı suçumuz?..
  Söyleyin nedir suçumuz?..
  Sadece bir programın bir bölümünü ele alıp, bütününü izlemeden mi ‘kapatma’ iştahınız kabardı?..
  Yoksa aylardan beri, bu ülkenin bir kurumu içindeki köstebeğin, bazı kişilerle örgütleşerek Diyalog aleyhinde RTÜK’ü sürekli tahrik etmesi mi bu sonucu doğurdu?..
  Bu soruların cevabını öncelikle hükümet ortaklarından bekliyoruz…
  Başbakan Tatar bunu ortaya çıkarabilecek yetkiye sahiptir…
  Çıkaramıyorsa; halkımıza ‘temiz siyaset’ sözü veren Başbakan Yardımcısı Özersay gereğini yapmalıdır…
  Eğer onlar yapmıyorsa, iktidar partisine mensup milletvekilleri ‘üzerlerine düşeni’ yapmalıdır…
  Yeniden halkın karşısına çıkılacağını unutmadan, insan hakları ve demokrasiye bağlılığı kanıtlamak açısından ‘üzerlerine düşen her türlü görevi’ yerine getirmelerini bekleyeceğiz…
  Ya sonuç, ya da halka hesap verme…

Nedir bu çektiğimiz?..

  Tüm dünya ülkelerinin Coronavirüs’le mücadele ettiği bir dönemde…
  On binlerce insanın hayatını kaybettiği, tüm ekonomik çarkların durduğu, halkımızın fakirleştiği, hatta bir lokma yemeğe ihtiyaç duyduğu bir dönemde Kızılay’a yardım için kampanya düzenlememizden mi rahatsız oldunuz?..
  Halkımızın o kampanyaya büyük destek vermesinden duyduğunuz rahatsızlığı anlıyoruz da…
  Diyalog TV’nin yapıcı eleştirilerinden bu kadar rahatsızlık duyacağınızı bilmiyorduk?..
  O siyasiyi arıyor gözlerimiz…
  “Diyalog TV bana saldırıyor” diyen o KKTC’li siyasinin dokunulmazlığı vardır elbette…
  Ama icraatları eleştirilemez anlamında değildir…
  Bilesiniz ki biz susmayacağız... 
  Halkımıza sözümüzdür: 
  Bunu sorgulamaya devam edeceğiz...

Neden Diyalog?..

  Bu arada ‘ismimizin’ rahatsızlık yarattığını, yanlış anlamalara yol açtığını iddia edenler vardır…
  Yayın hayatına başladığımız ilk günlerde benzeri iddialarla karşılaşmış ve yanıtını vermiştik…
  Belli ki hala anlamayanlar veya anlamak istemeyenler vardır…
  Bizim Türk dilinde adımız ‘Diyalog’…
  İngilizcede ‘Dialoque’...
  Yunancada Diyalogos…
  Toplumlararası diyalog açısından çok önemli bir isim…
  Bu isim 2004 yılında AB’nin, Türkiye’ye üyelik müzakereleri için tarih verdiği günde ortaya çıktı…
  Adada ilk defa 3 dilde bir gazete yayınlandı…
  Bu gazetenin sayfalarına ilk defa Rum yazarlara da yer verildi…
  Kıbrıs’ta toplumlar arası yakınlaşmaya katkıda bulunulmasını amaçlayan bir gazete Kıbrıs tarihinde bir İLK’ti…
  Tam 5 yıl yaşatıldı o gazete…
  Adanın tümünde satışa çıkarıldı…
  Bazı fanatik Rumlar rahatsızlık duyarak engelleme girişiminde bulunmuşsa da başarılı olamadı…
  O gazeteyi çıkaran da durdurma kararı alan da bizlerdik…
  Bir başka medyada ağır sorumluluklar üstlenince Diyalog’un yayınlarını durdurmuştuk…
  Aradan 5 yıl geçince önce Diyalog gazetesi, sonra Diyalog TV hayata geçti…
  İki toplumun yaşadığı bir adada, sınır kapılarını açıldıktan sonra çatışma yerine diyalog yoluyla sorunları çözmeye katkıda bulunalım diye bu isimde ısrarcı olduk… 
  2004 yılında olduğu gibi 2013’te bu ismi seçen ve uygulayan benim…
  Arkasında başka gerekçeler arayanlara son kez sesleniyorum:
  İşinize bakın…
  Gölge etmeyin başka ihsan istemez… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hilmi kirci
Hilmi kirci - 4 yıl Önce

Bahsekonu siyasetci Veya kostebek Kim cikip aciklayin,daha cok saygi duyulursunuz.

Edward George
Edward George - 4 yıl Önce

Cunku yayinlarinizdan hem Kibrisdaki hem Turkiyedeki bazi cevreler rahatsiz oldu.Bu kisiler hem devlet burokrasisinde olduklarindan hem de siyasi karar alanlara etki edebildiklerinden ve demokrasi ( ornegin fikir yayin haklari gibi) eksikligi de oldugundan yayinlariniza haksiz birsekilde son verildi.

banner471

banner473