Kuzey Kıbrıs’ın son 30 yılında sürekli grevler ve hükümetleri protesto eylemleri vardır…
Sık sık gündeme gelen ve halkımızı derinden etkileyen eylemlerin başında ise Elektrik Kurumu geliyor…
Stratejik öneme haizdir diye özelleştirilmeyen bu kurumda grevler veya ‘işe gitmeme’ eylemleri bir haktır!..
Elektrikleri keyfi bir şekilde kesmek, ülkeyi karanlıkta bırakmak, tüm ekonomik sektörleri sıkıntıya sokmak da bir haktır!..
İyi güzel de, bu kurumun ‘siyasiler tarafından’ yönetilmesi ve yüksek maliyetlerle üretim yapılarak hem devletin, hem de halkın kazıklanması bir hak mıdır?..
Ayrıca bu stratejik kurumun teknolojik açıdan dünyanın çok gerisinde kalması, en kirli yakıtla üretim yapılarak halkın zehirlenmesi nasıl bir işletme anlayışıdır?..
Ağır ekonomik kriz altında inleyen insanların yüzde 400 zamlı tarife ile bunalıma sürüklenmesi nasıl bir yönetim becerisidir?..
Ve Nisan ayından itibaren uygulanacak bu yüksek tarife sayesinde vatandaşların elektrik parasını ödeyebileceği mi düşünülüyor?..
Böylesi bir düşüncede olan varsa çok yanılıyordur…
Göreceksiniz Elektrik Kurumu’nun gelirleri artmak yerine daha da azalacak…
Şimdiki durumda yakıt parasını ödeyemeyen bu kurum, halkın nazarında daha da itibarsız bir hale gelecek…
Teklifler neden geri çevriliyor?..
Dünya çapında iş yapan şirketlerin yarı fiyatına üretim tekliflerini geri çevirirken, Kıb-Tek’e ‘ihalesiz’ yeni jeneratör alınacağına ilişkin sendika-hükümet uzlaşısını anlamak mümkün değildir…
Ne var ki; stratejik öneme sahip bir kurumla ilgili çok sayıda yolsuzluk iddiasının bugüne kadar yargıya taşınmaması, bundan sonra da ‘şaibeli’ alımlara yönelebileceği anlamına gelmiyor…
Artık uyanan ve gerçekleri görebilen bir halk vardır…
Yaşanan elektrik kesintileri ve zamlar yüzünden evi ve ekmek teknesi kararan insanlar Kıb-Tek’in bu şekilde devamından yana değildir…
Siyasilerin ‘baskı altında’ kalarak, yanlış adımlar atmasına destek veren de yoktur…
İyi ki polis sivil yönetime bağlı değildir…
Yoksa kırıp, dökmek, ateşe vermek, ülkeyi karanlıkta bırakmak gibi eylemler görmezden gelinir, hatta taltif edilirdi…
Dünyada böylesi bir düzen kalmadığına göre; KKTC devletinin de dünya düzenine ayak uydurmaktan başka şansı yoktur…
Önümüzdeki günlerde meydana gelecek gelişmeleri ibretle izleyeceğiz…
Balık baştan kokar derler , Balık aklı misali yıllardır seçtiğimiz kötü siyaset neticesi güzelim Ülkemizi batma noktasına getirdik ! Tüm Sektörlerimiz üretim ve iş yapamaz durumuna getirildi ne idik ve ne olduk sonsuza dek kurduğumuz Kktc de artık Karanlıkları Kapanmaları ve İflasları konuşuyoruz ! Geriye sayım başlayan Ülkemize artık Türkiye’nin Milyar paraları da Kktc ye devede kulak misali yetmiyor , Her yıl seçtiğimiz siyasilerle çökertip mahvettiğimiz Ülkemizde bu kısır döngüden bir şekilde kurtulamaz isek Yarınlar bizlere bu günleri bile aratacaktır gibi görünüyor!!!