Kıbrıs’ta yine sancılı bir dönemden geçiliyor...
Binlerce insan akşamları uyku uyuyamaz hale geldi...
Uykusuzluğun sebebi, gelecekle ilgili endişelerdir...
Birincisi can, diğeri mal güvenliği...
Adam 42 yıl önce güneydeki mülkünü bırakarak kuzeye geçmiş...
Nüfus mübadelesi yapıldığı için hayatının geri kalan kısmını artık yeni evinde geçireceği düşüncesiyle buraya yatırım yapmış...
Kapısını, penceresini tamir edip, bahçesine ağaç dikmiş...
Şimdi siz bu adamı ‘çözümün şartı’ olarak, yeniden göç ettireceksiniz...
Hayatının son günlerinde bu insanın nereye gideceğini, nasıl yaşayacağını düşünmek zorunda değil misiniz?..
Bu soruyu Rum liderliğine açık açık sormamız gerekiyor...
Sen 42 yıl önce 10 yaşında iken Girne’deki evini terk eden adama ‘duygusal bağ’ adı altında geri dönüş hakkı isterken, bugün 52 yaşında olan adama “42 yıllık evini terk et ve git başka yerde yaşa” mı diyeceksin...
Ve Türk olduğu için mi bedel ödeteceksin bu adama?..
Bu nasıl bir insanlık anlayışı?..
Evet herkesin mülkiyet hakkına saygı duyulmalıdır...
Bizler de buna saygı duyuyoruz...
Ancak bu ülkede kıvılcımı başlatan sizlersiniz...
Bu ülkede silahlı saldırıları başlatan, devleti dağıtan, binlerce insanı göç ettiren, binlerce insanın mülkünü çerez parasına ele geçiren, yüzlerce insanı katleden sizlersiniz...
Son 53 yıllık sürede yaşananların sorumlusu maddi ve manevi yönden desteklediğiniz terör örgütleidir...
Ayrıca anavatanınız Yunanistan’dır...
Tarihi iyi okuyalım
Kıbrıslı Türklerin yok edilmesi için 1963 yılından itibaren adaya silah sevkiyatı yapan sizin anavatanınızdır...
Yine 15 Temmuz 1974’te faşist darbeyi gerçekleştiren Yunan Cuntası’dır...
Makarios’u sürgüne gönderen, yüzlerce AKEL yanlısını kurşunlayan, kelepçeleyip cezaevine gönderen faşist Cunta’nın hedefi ENOSİS’ti...
Ama bunu başaramadı...
Bunu önleyen Türkiye’dir...
Makarios’un adaya dönüşünü sağlayan, Kıbrıslı Rumlara da Yunanistan’a da demokrasiyi geri getiren Türkiye’dir...
Bunca yıl bu adada silahlı çatışma yaşanmıyor ve insanlar kurşunlanmıyorsa, bunun tek sebebi Türk askerinin varlığıdır...
Türkiye’nin yarattığı güven ortamıdır...
Şimdi sizler tüm bu gerçekleri unutmuş gibi davranarak, Avrupa Birliği’ni da kandırarak, Türkiye’yi cezalandıracak formüller peşinde koşuyorsunuz...
Doğal gazın Türkiye üzerinden sevkini önleyebilmek için müzakerelerin en kritik aşamasında Yunanistan, Mısır ve İsrail ile işbirliği anlaşmaları imzalıyorsunuz...
Yunanistan ile Ortak Savunma anlaşması yaparken, Türkiye’den tüm askerlerini geri çekmesini ve garantörlüğü sonlandırmasını istiyorsunuz...
Kıbrıs’a sadece kan ve gözyaşı getiren Yunanistan’ı ödüllendirirken, barış ve huzurun bekçiliğini yapan, bu uğurda evlatlarını şehit veren, 1963’ten beri maddi ve manevi desteklerde bulunan, ambargolara katlanan Türk insanına karşı ayıp ettiğinizi sizlere söylemek zorundayız...
Bizimle uzlaşmak ve ayrılığa son vermek istiyorsanız, gerçekleri de kabul etmek zorundasınız...
Kıbrıslı Türklerin yaptığı gibi sizler de elinizi taşın altına koymalısınız...
Yeni bir sayfa açmak istiyorsanız, bizleri ve Türkiye’yi düşman görme alışkanlığını terk etmeli, ELAM’ı da EOKA’yı da tarihe gömmelisiniz...
Bunu yapabilir misiniz?...
Tebrik ederim Sayın Akar. Tüm yazdıklarına harfiyen katılıyorum. Ucunda ölüm dahi olsa EVET diyeceğim diyeceğim diyenler, Halkımızı da ölüme götürmrye hakları yoktur. Kendileri güneye gidip ölümü bekleyebilirler.