Kıbrıs Rum tarafının “mülkiyet hakları” üzerinden başlattığı ciddi bir saldırı altında yaşıyoruz. Bu saldırıyı geri püskürtmek için bir şeyler yapmamız lazım… Konu ile doğrudan muhatap olan veya olması muhtemel olan yatırımcılar çalışıyorlar. Hukukçu arıyorlar… “Lobing yapmamız lazım” diyerek sağa sola koşuşturuyorlar.
Çarşamba günü çeşitli şekillerde düzenlenen toplantılarda bir anlayışın hakim olduğunu gözlemledim: Ne yapacaksak hukuk çerçevesinde yapmamız lazım! Ortak kanaat budur ve bize işini bilen hukukçular lazım ama uluslararası hukuk alanında bilgi sahibi olanımız çok azdır. Birkaç tane akademisyen; bir-iki tane genç hukukçu… Bunlarınsa deneyim sahibi oldukları söylenemez… Hangi davayı kaybettiler ki niye kaybettiklerini ve nasıl kazanabileceklerini öğrensinler?
Çatışmalı bölgelerde mülkiyet sorunlarının çözümü ve cezai konuların uluslararası alanda takibi gibi konularda uzman yabancılardan destek almak gerekiyor. Bu desteğin işe yarayıp yaramayacağını veya hangi hizmetin bizi hedefimize ulaştıracağını ayırt edebilmek için bile bilgi sahibi olmak gerekecek. Gerçekten “bizden olan” hukukçulara bu nedenle bile ihtiyaç olacak.
Bir hukuk ekibi olmalı! Kimden ne hizmet alınacağına karar vermeli… Bu ekip, yetkileri ve sivil toplumu da yönlendirebilmeli… Konu ile muhatap iş insanlarımıza yol göstermeli…
Hukuk alanındaki bu çabalar diplomasi ile desteklenmeli… Lobing denilen işlere artık “kamu diplomasisi” diyorlar… Kamu diplomasisi ile hukuk mücadelesi iç içe geçirilmeli…
Kimi insanlar bütün zamanlarını buna ayıracak; kimilerimiz gönüllü olacak. Kimilerinin işi zaten bu ama işlerini daha etkili yürütme olanağı bulacaklar. Onlar için de kaynak gerekiyor.
Bütün toplantılarda Taşınmaz Mal Komisyonu’nun daha etkin çalıştırılması gerektiğinin altı çiziliyor. TMK’ya karşı çıkıp Meclis’te red oyu verenler bile itiraz etmiyor. TMK ise çalışıyor ama daha etkin olmalı… Başvuranlar sonuç almalı! Ödeme bekleyenler var ve bunun bedelinin 200 milyon Sterline yaklaştığı belirtiliyor. Para bulunup ödenmeli… Tapu Dairesi’ne giden dosyalar bir türlü geri dönmüyor. Bu tür işlemler için eleman ve ekipman gerekiyor.
Bütün yolların Roma’ya çıkması durumuna benzer bir durumla karşı karşıyayız. Bütün konuşmalar aynı noktaya gelip düğümleniyor: Para lazım!
Ama Maliye’nin çok sıkışık olduğu da söyleniyor. Vergi gelirleri maaş ödemelerine yetmeyecekmiş… Sağa döndük, sola büktük ama yine aynı noktaya geldik. Başta maliye olmak üzere bütün kamunun toplumsal ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenmesi gerekiyor.
Belli ki bir şeyleri yıkmadan yeni şeyler yapamayacağız. Yıkmak istemeyen veya yıkmaktan çekinenler artık işlevlerini yitirdiler. Yıkmadan yenisini yapamayacaklar.
Şimdi sıra, yıkma konusunda cesaret gösterecek olanlara geldi!
Mülkiyet sorunlarının üstüne gitmeye yetecek takatimiz bile kalmadı. Enerji toplayabilmek için mevcut yapıdan kurtulmak gerekiyor!