Güney Kıbrıs turizmde altın yılını yaşıyor…
Adamlar, yılın ilk 11 ayında 4 milyon 300 bin turist ağırladı…
İlk sırada İngilizler var ama İsrail’den, Almanya’dan gelen turistlerin sayısı da giderek artıyor…
Turizmde çeşitliliği artırmak için ciddi teşvikler ve hibe programları uyguluyorlar…
Peki kuzeyde neden böylesi bir başarı yok?..
İşte önemli olan karşı tarafın yaptıklarına bakarak, gerekli önlemleri almaktır…
Yabancıları ülkemize çekebilmek için çok çalışmamız gerekiyor…
En fazla da çevre konusunda…
Sahillerimiz, ormanlarımız, ovalarımız çöplerle kaplanmış vaziyette…
Elde edilen gelirlerin büyük bir kısmını maaşlara harcayan belediyeler yeterince yeşillendirme yapamıyor…
Şimdi bir başka büyük tehlike ise çam kese böcekleri…
Son yıllarda ‘parasızlık yüzünden’ ilaçlama yapılamadığı için böcekler asırlık çam ağaçlarımızı kemiriyor ve kurutuyor…
Ne var ki; böylesi bir durum karşısında dahi yapılması gerekenler yapılamıyor…
Bu konuda bir de Rumların yaptıklarına bakmamız gerekiyor…
Onlar 3 farklı kuş türüyle böcekleri yok etme başarısını gösteriyor…
Ne ilaçlama var, ne de büyük harcama…
Kıbrıs’ın güneyindeki bu uygulamayı kuzeydeki yetkililer dikkate almalı ve harekete geçmelidir…
Daha fazla geç kalınması halinde, yangından beter bir hal alacak bu durum…
Çam ağaçlarının önemli bir kısmını kaybetmiş olacağız…
Sessiz kalınamaz
Ülkesini ve insanını sevenler; çevreyi gözü gibi korur, yeşillendirmeye öncelik verirler...
Ne kadar çok ağaç, o kadar temiz hava...
Ne kadar az kirlilik, o kadar az kanser...
Ne kadar çok yeşil park, o kadar çok mutluluk...
Ne kadar düzen, disiplin ve denetim; o kadar güven...
Ne kadar temizlik ve güler yüzlü hizmet, o kadar çok turist...
Turist demek; ekonomik açıdan kalkınmak, refah içinde yaşamak demektir...
Turist sayısı arttıkça, bu ülkede daha çok üretim, daha çok satış olur...
Ticaret daha da gelişir...
Bu gerçekler karşısında sorumlu makamlarda bulunanların, hiç zaman kaybetmeden çevre seferberliği başlatmaları gerekiyor…
Özellikle çam kese böceklerine karşı etkili bir savaş başlatılmalıdır…
Ayrıca çevre kirliliğini önlemek için caydırıcı cezalar gündeme gelmelidir…
Mevcut cezalarla, bu sorunun üstesinden gelinemez…
Ve çevresi bozulmuş bir ülkeye turist getirilemez…
Uyanalım ve daha da geç kalmadan ülkemizi temizlemeye başlayalım…
Her alanda temizliğe ihtiyacımızın olduğu bir dönemden geçtiğimizi görmezden gelmeyelim…
200,000 Rum’un KKTCde bırakmış olduğu tüm zenginlikleri ile Var olanı yok edip batırıp talan ettiğimiz KKTCyi 42 yılda getirdiğimiz noktada Turizmde Altın yıllarını yaşayan Rumlara bakıp da batırdığımız KKTCde onlardan ders almaya Utanmıyormuyuz yani ! Gerçekten KKTC gibi bir Ülkede Kim Dere yataklarındaki Betonlaşmayı ve Pisliği temizleyebilir ki ! Her yağmurda Sular altında kalan KKTCde bu konuda meclis kapılarını kıranlarımız mi var yani ! KKTCnin bakımsız Güvensiz Karanlık yollarında her geçen gün kaybettiğimiz Canlar için Solaklara dökülenimiz mi var acaba ! Pislikten ve Kirlilikten Veremhaneye çevirdiğimiz Çevremizdeki Kanser vakarlını Kim sayabilir ki ! Yönetimsizlikten Pahalılık ve Kirlilikten nasibini almış Sağlıklı olmayan KKTCnin Sağlık Bakanı Çağdışı Teknecikten çıkan ve Ülkemizi zehirleyen Kara zahiri görmüyor mu ! Hangi KKTC TURİZMinden bahsedebiliriz ki ! Pandemi sonrası Dünya Turimdeki öne çıkan Hijyen ,Temiz veYeşil Çevre ile Sağlık ve Gıda güvenliği KKTCde var mı acaba ! 42 yıldır Bizim olmayan Rum Malları Üzerinde zil çalıp oynadık var olanı Yok edip Güzelim Ülkemizi batırıp Talan edip yaşanamayacak hale getirdik ! Kurduğumuz düzeydeki torbayı dolduran bir avuç Yağmacı dışındakiler mi ne olacak ! Cübbeli Ahmet hocayı arayıp dualarını beklemekten başka ne yapılabilir ki ?