Güney Kıbrıs,ekonomik açıdan iflas etmiş bir ülkedir...

   Her iki Rum gencinden bir tanesi işsizdir...

   On binlerce insan; bankadaki mevduatlarının yarısını kaybetmiş durumdadır...

   En gözde firmalar bile kepenk indirme riskiyle karşı karşıyadır...

   Başta giyim sektörü ve lokantalar son 38 yılın en ağır krizini yaşıyor...

   Peki neden bu hale düştüler?..

   Birinci neden “Ellada, Ellada” diyerek, mevduatların büyük bir bölümünü Yunanistan’a aktarmalarıdır...

   İkincisi az çalışıp, çok harcamak...

   Bizim gibi kamuya gereğinden fazla istihdam yapmak...

   Bankaları denetlememek...

   Hatta kara para aklamak...

   Eski Rum Lideri Tassos Papadopulos’a ait avukatlık bürosunun, Sırp Kasabı Miloseviç’in çaldığı paraları aklamak amacıyla Güney Kıbrıs’ta korsan şirketler kurduğunu unutmayalım...

   Rum mahkemeleri, bu konuda ortaya konan iddiaları kabul etmiyorsa da; Sırbistan’ın eski Adalet Bakanı’nın elinde sağlam belgeler vardır...

   Belgelerin içeriğinden AB ile ABD de haberdardır...

Öyleyse bunları neden örnek alalım?..

   Yazı başlığına bakarak, çelişkide olduğumuzu düşünmeyin...

   Rumların yaptığı yanlışarı bizim de yapmamız gerektiğini söylemiyorum...

   Tam tersi onların yanlışlarından ders çıkartılması gerektiğini vurguluyorum...

   Ve ekonomik kriz sonrasında aldıkları önlemlerden yararlanalım diyorum...

   Aldıkları önlemlerden bir tanesi; Rum hükümetinin Merkez Bankası’ndan aldığı borçların ödenmesiyle ilgilidir...

   Rum Merkez Bankası Başkanı, gayet cesur bir şekilde ortaya çıkıp, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın tapusunu istedi...

   Bununla da yetinmeyip, Maliye Bakanlığı’na ait binaya da talip oldu...

   Her iki binaya da ‘yüksek rakamlarla’ kiracı bulabileceklerini belirterek “yüzde 3 faiz ile taksit toplamak yerine, daha karlı bir çözüm istiyorum” dedi...

Kooperatif neden yapmıyor?..

   Rum hükümetinin, Merkez Bankası’na bir milyar Euro dolayında borcu var...

   Peki KKTC devletinin, kamu bankalarına olan borcu?..

   Sakın şaka yaptığımı sanmayın...

   KKTC devletinin, kamu bankalarına 1.5 milyar Euro dolayında borcu vardır...

   Türkiye;  3 yıllık süre için 300 milyon TL ek katkı verdiği halde, bu para, borcun faizini dahi karşılamıyor...

   Böylece borç kabusu daha da büyüyor...

   Ne var ki; bizde hiç kimse bu tür sorunlarla uğraşmıyor...

   Çakıcı’nın dediği gibi “nasıl olsa Türkiye gönderiyor’ rahatlığı içindeyiz...

   “Türkiye göndersin biz dağıtalım” diye diye bu günlere geldik de...

   “Ya Türkiye gönderemezse ne olur?” sorusuna yanıt aramıyoruz...