banner564

 ‘Sıfır’ şartı geçersiz

   Türkiye; son 15 yıllık sürede Kıbrıs sorununun çözümü konusunda büyük çaba harcadı...

  Hiç kimse bunu inkar edemez...
  “Bir çakıl taşı vermeyiz” siyasetini terk ederek; 2004 yılında Maraş’ın, Güzelyurt’un ve daha birçok bölgenin Rumlara iade edilmesini kabul etti...
  Ayrıca 40 bin kişilik ordusunu geri çekmeyi, bunun yerine sadece sembolik anlamda 650 kişilik Türk Alayı bulundurmayı da kabul etti...
  Rumlar 2004 referandumunda Annan Planı’nı kabul etmiş olsalardı; Maraş kenti bugün turistlerle dolup taşacak, bundan milyarlarca liralık gelir sağlayacaklardı...
  Yaklaşık 60 bin Kıbrıslı Türk bir kez daha göçmen olmayı kabul ederken, 80 bin dolayında Rum Maraş’la birlikte eski evlerine dönme şansı bulacaktı...
  Ne var ki; AB üyeliğini garantileyen Rum liderliği bu planı reddetti...
  Türkiye’nin gün gele AB’nin şartlarına boyun eğeceğini ve Kıbrıs’ı gözden çıkaracağını hesap ederek, adanın yeniden bütünleşmesine engel oldu...
  Bir başka hesapları ise; Türkiye’nin terör ve sınır komşularında yaşanan olaylar nedeniyle çökmesiydi...
  Ama bu hesap da tutmadı...
  PKK ve diğer terör faaliyetleri Türkiye’yi teslim alamadı...
  Türk Milleti 15 Temmuz FETÖ darbesinin de üstesinden geldi...
  Türkiye; Birleşmiş Milletler ve AB’nin telkinlerini de dikkate alarak Kıbrıs konusunda yeni bir girişim yapılmasına karşı çıkmadı...
 Tam tersi ilk defa garantilerin dahi müzakere konusu yapılmasını kabul etti...
  Mülkiyet konusunda Rumlara ‘hayal bile etmedikleri’ tavizlerin verilmesine engel olmadı...
  KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın açılımlarına destek çıktı...
  Rumlar bunu da kabul etmedi...
  Çünkü niyetleri siyasi eşitliğe dayalı federal bir çatı altında birleşmek değildir...
  Rum siyasi liderliği müzakere sürecinde bunu saklasa da kilisenin başı federasyonun olamayacağını itiraf etmek zorunda kaldı...
  Rumların mevcut eğitim sistemi değişmediği sürece; iki toplum arasında yakınlaşmanın olamayacağı ve ‘sıfır garanti’ öngören bir çözüm şeklinin Kıbrıslı Türkleri koruyamayacağını aslında herkes biliyor…
   Buna karşın Rum liderliği ve Yunanistan “Sıfır asker, sıfır garanti” şartında ısrar ediyor…
   Ayrıca Rum lideri Anastasiadis, Birleşmiş Milletler kayıtlarında yer alan ‘İki toplumun siyasi eşitliğini’ de kabul etmiyor…

Akıncı’nın uyarıları

   Gelinen noktada, Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili yeni bir sürecin başlatılacağı anlaşılıyor…
   Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin, Kıbrıs konusunda yeni danışman ataması bunun en somut örneğidir…
   Dün Anastasiadis ile görüşen BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’ın, Rum basın mensuplarına “yakın gelecekte bizi önemli haftalar bekliyor ve bundan dolayı hazırlıklar yapıyoruz” şeklinde açıklama yapması da dikkat çekicidir…
   Ne var ki; Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Spehar ile görüştükten sonra bazı konularda Türk tarafının duruşunu çok net bir şekilde ortaya koydu…
   Akıncı, sıfır asker, sıfır garantinin Kıbrıslı Türkleri tatmin etmediğini belirtirken, siyasi eşitliğin önemine dikkat çekti…
   Rum tarafının ve BM yetkililerinin bu gerçekleri bir kez daha bilmesinde fayda vardır…
   Kalıcı bir çözüme karşı çıkan yoktur…
   Ancak; bu şartlarda sıfır asker, sıfır garanti içeren bir çözüm Kıbrıslı Türklerin intiharı anlamına gelir…
   Böylesi bir şartın kabul edilemeyeceğini bildikleri halde, yeni bir süreç öncesinde aynı ısrarı sürdürmeleri, yeni bir çıkmazın habercisi olur…
   Niyetleri çözüm ise buyursunlar gelsinler…
   Değilse zamanı boşa harcamasınlar… 

YORUM EKLE

banner471

banner473