banner564

UBP-HP Hükümeti kapıda

Mademki Kudret Özersay çıktı ve dedi ki “UBP ile hükümet kurmayacağız” demek ki çok yakın zamanda UBP ile hükümet kapının ardında.
Neden mi? Kudret Bey bugüne kadar ne dedi ne yaptı, isterseniz bir bakalım. 
Dedi ki Gara Mercedeslere binilmeyecek, kendi binmese bile kabinedekiler ilk günden mezarlıklara, düğünlere gitti.
Dedi ki liyakate göre yapılacak atamalar, ne liyakat kaldı ne başka bir unsur, partili olanlar geçen dönemki gibi atanmaya devam edildi. 
Dedi ki yolsuzlukların üzerine gideceğiz, hesap soracağız. Bula bula Çaluda’nın iki kişiye yaptığı hayrı buldu.
Dedi ki devletin parasının har vurup harman savurulmasına seyirci kalmayacağız, partilere yardımlar ve örtülü ödenekler artırıldı.
Dedi ki vatandaşlıklar sırayla kriterlere göre verilecek, gene arada hatırı sayılır kişiler kimlik almaya devam etti.
Dedi ki meclisi çok çalıştırıp halkın ihtiyacı olan yasaları çıkartacağız, bir yıl geçti meclisten daha bir şey geçmedi.
Dedi ki hesap verebilir şeffaf bir yönetim sergileyeceğiz, haftalardır bakanlar kurulunda ne olup bittiğini bilen yok.
Şimdi Kudret Bey itiraz edebilir, ben harcamadım, ben Gara Mercedes’e binmedim, iyi de senin ortakların yaptı, diyebilir ki ben atamalarda liyakat aradım, iyi de senin ortakların yaptı. 
Ben yapmadım ama yapılmasına göz yumdum deme şansı da olmadığına göre, Kudret Özersay en geç 60 gün içerisinde UBP-HP hükümetinin altına imzasını atar. Yazın, not edin bir kenara.

Dizdarlı-Denktaş atışmasına dair yedi şey
Birincisi: Çok sevdim, uzun zamandır böylesine zevk almadım. Top bir o kalede bir bu kalede. 
İkincisi: Dizdarlı Hukuk dilinden konuşurken Denktaş, devlet baba dilinden konuşuyor. Sokaktaki vatandaş Denktaş’a puan verirken memur kesimi ısrarla Dizdarlı diyor.
Üçüncüsü: Dizdarlı-Denktaş kavgasına kabinedeki Hukukçulardan çıt bile gelmiyor. Kimse bu kavgaya dahil olmak istemiyor. Sanki hükümet meselesi değil de Denktaş’ın meselesi gibi bir hava var.
Dördüncüsü: Hükümetin başı, hukukçu olmasına rağmen tek kelime etmiyor bu konuda. Hatta bıyık altından güler gibi bir durum var ortamda. 
Beşincisi: Dizdarlı hukuk dersi verirken Denktaş tecrübe tersi vermenin hazzını yaşıyor. Açıklamaların satır aralarında bu hazzı görmek mümkün. 
Altıncısı: İkisinin de kendine göre haklı olduğu taraflar var ve bunu savunurken de bel altı vuruşlarla değil, centilmence yapma gayretindeler. 
Yedincisi: Dizdarlı sonunda galip geleceğini bilse de yine temkinli yapıyor açıklamalarını, Denktaş sonunda kaybedeceğini bilse de kendinden emin gözükmek istiyor açıklamalarını yaparken. 

 Bütçe-Resepsiyon-Görüşme
Gündüz KKTC devletinin bütçe görüşmeleri var, akşamına KKTC Devletinin yeni yaşının kutlamaları, ertesi gün gene bütçe var ama hükümetin CTP kanadına mensup vekiller Güney’de, Rum liderle bir arada. Sabah olması gereken KKTC devletinin bütçe görüşmeleri ise daha önemsiz diye öğleden sonraki bir saate alınmış.
Sonra diyoruz ki bu devlet neden adam olmuyor? Devletin adam olması için adam gibi davranması gerekiyor. Adam derken feminist arkadaşlar hemen üzerine atlamasınlar. Adamdan kast ettiğimiz doğru-düzgün manasında. 
Cumartesi var, Pazar var, her günün akşamı var. Neden illa da bütçe saati gidersin ki Rum’un Sarayına? Hadi bunu şöyle soralım. Rum lider kendisinin ve halkının kabul etmediği KKTC’nin mi daha önemli? Yoksa benle görüşmek mi daha önemli? Demiş olsa, bu arkadaşlar gene gider miydi o görüşmeye? 

MESAJLAR

Tufan ERHÜRMAN: Alsancak- Lapta- Girne yolunun çift şerit olması için çalışma başlatıldığını açıklamışsınız. Biz çalışma başlatan çok gördük ama yola bir çivi çakan daha çıkmadı. 

Dr. Ramadan KAMİLOĞLU: Artık Cumartesi günleri hastanenin arka bahçesinde siyaset konuşulmasını yasaklamışsınız. Valla en iyisini yapmışsınız, bundan sonra varsa da yoksa da tavla… 

Kudret ÖZERSAY: UBP ile hükümet kurmam şeklinde açıklamalarınız UBP içinde bir kesimi fena halde rahatlattı. Hatta bazı UBP’liler yolda sizi görüp boynunuza sarılırsa hiç şaşırmayın. 

Mehmet Ali TALAT: Madem siyasi eşitliği tartışmak o kadar önemli değildi, siz neden yıllarca bunu tartıştınız? Rum mevkidaşlarınızla, imzalardınız olur biterdi, önünüze konan antlaşmaları. 

Sibel SİBER: Hazar Ergüçlü’nün oynadığı “Her Şey Seninle Güzel” filminin galasına katılmışsınız. Nasıl buldunuz filmi? Hazar’ın oyunculuğu  hakkında neler diyeceksiniz? 

Erhan ARIKLI: Meclisin bugünkü gündeminde, Cumhurbaşkanı Akıncı tarafından bir daha görüşülmek üzere geri gönderilen Tohum ve Üretim Materyalleri Yasası bulunuyor. Bakalım geçen defa dedikleriniz bu defa kayda alınacak mı Hükümet tarafından? 

Filiz BESİM: Tamda işler iyiye gitmeye başlamışken Başhekim ve müsteşarın emeklilikleri geldi. Bir yanda adayların baskısı, diğer yanda işlerin devamı. Allah kolaylık versin. 

Özel KADIOĞLU: Geçen gün sizi deplasmana giderken görmüşler Girne’ye. Normalde siz mekandan öyle kolay kolay çıkmazdınız, neyse nasıl geçti deplasmandaki görüşmeleriniz. 

Menteş GÜNDÜZ: Güzelyurt İlçe başkanlığını artık bırakmak için gün sayıyormuşsunuz. Bu arada iki güçlü isim şimdiden bu makam için yarışa başladı bile. 

Türel ÖZDEŞ: Güzelyurt UBP ilçe Başkanlığı için yakın çevrenize startı vermişsiniz. Bölgenin bazı önemli isimleri ile hafta sonu görüşüp onların da desteğini aldığınız söyleniyor. 

Tolga ATAKAN: Nihayet Boğaz’daki yol yapım çalışmalarının sonuna gelinmiş ve ilk etabın bu hafta hizmete girmesi bekleniyormuş. Bakalım ikinci etap ne zaman başlayacak? 

Ersin TATAR: Gecen gece Derviş Bey ile uzun uzadıya sohbet etmişsiniz ve kendisinin tecrübelerinden faydalanmak için gece boyunca kendisine sorular sormuşsunuz. Aradığınız cevapları alabildiniz mi bari. 

Asım AKANSOY: Dünkü Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasını okudunuz mu? Rumlara tek başınıza yedirtmeyiz o petrolü diyordu özetle açıklamada. Siz ne diyorsunuz bu açıklamaya? 

Biray DELİCEIRMAK: Yılbaşının ödülünü açıklayıp biletlerinde bugünden itibaren satışa çıkması için çalışmaları tamamlamışsınız. Bu arada yılbaşı reklamları içinde tüm hazırlıklar tamamlanmış. 

Levent HIZAL: Dün ava gidip eve iki kilo mantar ile birlikte dönmüşsünüz. Ee av köpeğini ve tüfeği boşu boşuna mı gezdirdiniz akşama kadar. 


POLEMİX  
 “Bir devlet kurduk ama maalesef bu devleti devlet yapmadık. Aktif politikayı 28 yıl önce bıraktım ben ama o gün ne konuşuluyorsa bugün de aynı şeyler, aynı sorunlar konuşuluyor… Siyasetin en basit tanımı sorun çözme sanatıdır. Demek ki siyaset bizde sorun çözmüyor. Bir bütün olarak iktidar da, muhalefet de. Temel sıkıntımızın bu olduğunu düşünüyorum.” 

YORUM EKLE

banner608

banner474