Her yıl 21 Aralık’tan itibaren Kıbrıslı Türkler için hüzün dolu anılar yeşermeye başlar...
Kaybettiklerimiz için büyük bir üzüntü duyarız...
Neydi suçumuz?..
Azınlıkta olmak...
Çaresizlik, fakirlik ve yokluk...
Bazıları “1963’te Kıbrıs Cumhuriyetindeki görevlerimizi bizler terk ettik” diyebiliyor...
Ama gerçek bu değildir...
Sağduyu sahibi Rumlar dahi “Türkleri devletten bizler kovduk” diyorsa, içimizdeki bazı temelsiz iddiaları ciddiye alamayız...
Benim babam, Kıbrıs Cumhuriyeti Ziraat Bakanlığı’nda görevliydi...
Kanlı EOKA saldırıları başladıktan birkaç gün sonra kendisine bakanlık müdürü aynen şunları söylemişti:
“Hüseyin yarından itibaren işe gelmezsen iyi olur, çünkü bizimkiler sizlere şiddet uygulayacak, can garantiniz yoktur...”
Babamız bunu büyük bir üzüntüyle anlatmıştı ailesine...
Peki sonrasında ne oldu?..
Kıbrıslı Türkler; Lefkoşa’da Arasta, Ortaköy, Gönyeli arasında sıkışıp kaldı...
Bazı insanlar Türk Yönetimi altında işine devam etti...
Ayda 30 Kıbrıs Lirası maaş, ama 15 Kıbrıs lirası ev kirası...
Geriye kalanla ev geçindirecek, çocukların eğitim masraflarını karşılayacaksın...
Kolay değildi elbette...
Ama müthiş sıkıntılara karşın direnmesini bilen büyüklerimiz sayesinde o eski acı dolu günler geride kaldı...
Şehitlerimize sahip çıkmalıyız
Kuşkusuz bugün güvenlik altında yaşıyor ve bir devletimizin olduğunu söylüyorsak bunu şehitlerimize borçluyuz…
Onların sayesinde siyaset yapıyor, göndere bayrak çekebiliyoruz…
Verilen mücadelenin kıymetini bilmek ve şehitlerimize saygıyı ön planda tutmalıyız…
Aileleriyle yakından ilgilenmeli, sorunlarına çözüm bulmalıyız…
Olanakların iyi yönetilmesi
Şimdi çok daha fazla olanak olduğu halde neden mutlu olamadığımızı araştırmak, sonuca ulaşmak ve ciddi adımlar atmak zorundayız...
Niyet ve cesaret varsa bunu başarmak mümkündür...
Yeni bir yönetim anlayışı, yukarıdan başlayarak tasarruf, kamuda küçülme, ekonomide vergi duvarlarını kaldırmak ve ülkeyi ucuzlatıp cazip hale getirmek önceliğimiz olmalıdır...
Ama sıklıkla hükümet değiştirip, seçim üstüne seçim yaparak bunu başaramayız...
Çok hızlı bir şekilde ülke gerçeklerine uyumlu bir siyasi yapıyı yürürlüğe koymalı ve adımlarımızı atmalıyız...
Bunun sağı, solu yoktur...
İhtiyacımız insan sevgisi ve hizmet aşkıdır...
Bunu benimsiyor ve eski alışkanlıkları terk etme cesaretini gösterebiliyorsak; inanın ki her türlü sıkıntıyı aşabiliriz...
Başarının temelinde dürüstlük, azim, çalışkanlık, cesaret ve kararlılık vardır...
Geçmişte bunu yapabilmişsek...
Şimdi de yapabiliriz...



Kıbrıslı Türkler olarak Geçmişimizin ne olduğunu Biliyoruz da KKTC ile Geleceğimizin ne olacağını Biliyormuyuz acaba ? Eski yaralarımızı Kaşımakla bugün ne kazanabileceğiz ki ! Kıbrıslı Türkler çok acılar çekmiştir doğru da Bugün Yüzbinlerce Avrupalıyı katleden Almanya Avrupa’nın İngiltere’nin en Dost Ülkesi değilmidir yani ! Her geçen gün İngilterede Almanların ve Faşist Hitlerin yaptıkları ve Katliamları mı konuşuluyor ! Bugün İngiltere’nin Siyasi ve Ticari an büyük Dostu Almanya değilmidir yani , Niye Geçmişin Kötü günlerine saplanıp kalkınsın ki ! Bugünkü Gençlerimizin geleceğinden daha önemli ne olabilir ki ? Nefret ve Kötü Milliyetçiliğim getirisi ne olabilir ki ! Öfkeyle oturan Zararla Kalkmaz mı yani ! 74 öncesi Eokacı Rumların Kıbrıslı Türklere yaptıklarını 74 sonrası fazlası ile ödemişlerdir ! Tüm bunları Tarihin kitaplarına Brakıp Önümüzdeki günlere Dostça ve İnsan Sevgisi ile Barış ve Mutlu bir gelecek için niye harcamıyoruz acaba ?