Diyalog Medya’nın dün iki ziyaretçisi vardı...
Önce Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst’ü, ardından Fikri Toros Başkanlığı’ndaki Ticaret Odası yöneticilerini ağırladık...
Sayın Dürüst; ülkede özellikle uyuşturucu tehlikesinin arttığına dikkat çekerek, gençlerin, hatta çocuk denecek yaştaki kullanıcıların caydırılması için ciddi önlemlere ihtiyaç duyulduğunu söyledi ve Eğitim Bakanı olarak düşündüklerini ortaya koydu...
“Bize bu konuda yardımcı olunuz” diyen Bakan Dürüst’e, bizler de şahsi düşüncelerimizi aktardık...
Evet, okullarda verilecek eğitimin önemi büyüktür...
Ne var ki; bu ülkede uyuşturucu ticareti artık korkunç boyutlara ulaştı...
Eroin ve Bonzai herkesi tehdit eder hale geldi...
Polis; Bonzai’nin tamamına yakınının güneyden geldiğini açıkladığına göre; neden sınır kapılarından başlamayalım?..
Bu konuda önlem almak tek başına Eğitim Bakanı’na düşmez...
Ancak; hükümet bir bütün olarak ciddi kararlar üretebilir...
Eğitilmiş köpek sayısının yetersizliğinden şikayet etmek yerine sayı neden artırılmıyor?..
Kimyasal olması nedeniyle, diğer türlerden çok daha tehlikeli olan Bonzai’nin ithal yerini biliyoruz, ancak önlem alamıyoruz...
Bu çok acı bir gerçektir...
Hükümet hiç gecikmeden gerekli önlemleri almalıdır...
Sınır kapılarında sıkı denetim ve cezaların ağırlaşması; uyuşturucu ile mücadelenin en önemli ayaklarıdır...
Bunun dışında gençlerin eğitilmesi elbette önemli ve gereklidir...
Dövize karşı önlem
İkinci ziyaretçimiz Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros ve Yönetim Kurulu üyeleriydi...
Sayın Toros; son günlerde dövizde yaşanan yükselişi ‘Tsunami’ye benzetirken, hem hükümetin, hem de vatandaşların alabilecekleri önlemlerden söz etti...
Hükümetin “Dövize müdahale etmek elimizde değil” gibi açıklamalarla çaresizlik mesajı vermek yerine yapabileceği birçok şey vardır...
Ticaret Odası’nın ortaya koyduğu önerilere ilaveten, emlak alım-satımlarının neden TL’ye çevrilmediğini sormamız gerekmez mi?..
Hükümet hiç olmazsa bunu teşvik edici girişimlerde bulunamaz mı?..
Mevcut koşullarda kiraların TL’ye çevrilmesini önerirseniz, mülk sahibinin haklı savunması ile karşılaşırsınız...
Dövizle satın aldığı bir mülkü TL ile nasıl kiraya verecek?..
Öyleyse; kiradan önce alım ve satımları TL’ye çevirmek için girişim başlatılmalıdır...
Kumu, çakılı, tuğlayı, çimentoyu TL ile alıyoruz...
Çok sayıda inşaat malzemesi de TL ile satılıyor...
İşçiye kimse Sterlin ödemiyor...
Öyleyse; mülk satışları neden Sterlin üzerinden yapılıyor?..
Kuşkusuz bazı ithalatçılar, bu tür görüşlere şidetle karşı çıkarlar...
Döviz yerine TL ile satış yapılmasını ‘ekonominin felsefesine’ ters bulurlar...
Ne var ki; alım ve satımların TL’ye çevrilmesi halinde Türkiye’den ithalat yapan malzeme satıcıları da buna uymak zorunda kalacak...
Aksi halde onlar TL ile satın aldıklarını bizlere Sterlin veya Euro üzerinden satmaya devam edecek...
Almanya’dan veya İngiltere’den ithal edilen bir arabanın dövizle satılmasını kimse yadırgamaz...
Ama inşatta durum farklıdır...
Maliyetlerin TL ile hesaplanıp, satışların TL ile yapılması halinde bunun kiralara da aynı şekilde yansıyacağını ve büyük bir kâbusun sona ereceğini herkes biliyor...
Dövizin yükselmesi nedeniyle alınabilecek bir başka önlem ise, eğitim sektörüyle ilgilidir...
Üniversitelerde yeni kayıtların başladığı bir dönemde dövizdeki yükselişin eğitim sektörüne verebileceği zararları da hesap ederek, bu konuda acilen önlem alınmalıdır...
Kurlar, 3-4 ay öncesine göre sabit tutulursa, büyük bir sıkıntı yaşanmaz...
Bugünkü kurlar üzerinde ısrar edilirse, o zaman ciddi sorunlarla yüzleşebileceğimizi ciddi ciddi düşünmeliyiz...
“Yapabileceğimiz hiçbir şey yok” demek yerine, yapılabilecek işler için acilen harekete geçilmelidir...
Krizin boyutları sanılanın üzerindedir...
Bunun etkisini önümüzdeki haftalarda çok daha sarsıcı bir şekilde görebileceğimizi unutmadan, gerekli adımları atmalıyız...
Kıbrıs sorununun en kritik döneminde halkımızı kaderleriyle başbaşa bırakamayız...