
Türkiye’nin ayakta kalabilmiş en üretken düşünce kuruluşu olan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Kıbrıs sorununa özel bir ilgi duymaya başladı.
Tam olarak bilemiyoruz ama bu ilginin kaynağı, kronikleşmiş bir sorun olarak görülen Kıbrıs sorununun Türkiye’ye yaşattığı sorunlar olabilir. AB ile yakınlaşma, savunma iş birliği anlaşmaları gibi çok önemli gelişmeler Kıbrıs sorununa takılıp tökezlemektedir. Bu soruna nasıl çözüm bulunabileceği sorusuna yanıt aramanın TEPAV’ın öncelikleri arasına girmesinin nedeni de bu olmalıdır.
TEPAV’ın bu konuya önem vermesiyle birlikte Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası üzerinde bir araştırma başlatıldığını anlıyoruz. Konu ile ilgili makaleler ile bilgi notları TEPAV’ın web sitesinde de yoğunlukla yer almaya başladı.
Gerçekten ilginç bir yönelim…
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortaya çıkış serüveni, siyasi olarak yol gösterici olabileceği gibi bu süreç sonunda yaratılan hukuki zemin de çözüm arayışlarının temeli olabilir. Bu arayış, Kıbrıs Anayasası’nda değişiklikler yaparak soruna çözüm bulmaya doğru gelişirse şaşmamak gerekecek.
Bu yaklaşım, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün önemli nedenlerinden biri olan Rum tarafının “durumdan memnun olma” halinin sonunu getirmeye de yardımcı olacaktır. Rum tarafı Kıbrıs Cumhuriyeti’ne çökmenin kendilerine sağladığı avantajları yitirmenin eşiğine gelirse bu devletin yeniden revize edilmesiyle sonuçlanacak bir sürece girmek zorunda kalacaktır diye düşünüyorum.
Bu revizyonun nasıl olacağı da az çok bellidir zaten. BM Güvenlik Konseyi kararları bu değişimin esasını oluşturacaktır. Bizim için önemli olan “iki bölgelilik” ve “iki tarafın siyasi eşitliği” bu kararlarda belirgin bir şekilde vurgulanmaktadır. Bunları Kıbrıs Anayasası’nda var olan haklarımızla birlikte düşündüğümüz zaman böyle bir çabanın Kıbrıs Türk halkının çıkarlarının korunmasına yardımcı olabileceğini anlıyoruz.
Rum tarafı, adada Türk askeri bulunmamasını ve garantörlük sisteminin berhava edilmesini kendi çözüm anlayışlarının esasları olarak ilan etmiştir. Ne var ki, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bugünkü şekliyle değilse bile 1960’daki şekliyle adada var olması yasal bir durumdur. Garanti ve İttifak Anlaşmaları da geçerli uluslararası anlaşmalar niteliğini korumaktadır. Sadece bunlar bile, TEPAV’ın arayışından esinlenerek belirlemeye çalıştığım çerçeveye girmemiz halinde Rum tarafının yaşayabileceği zorlukları anlamak için yeterlidir sanırım.
Kronikleşen sorunları çözmek için yaratıcı olmaya ihtiyaç vardır. Kıbrıs sorununa Kıbrıs ile ilgili anlaşmalar ve bir uluslararası anlaşma niteliğinde olan Kıbrıs Anayasası çerçevesinde çözüm aramak da “yeterince yaratıcı” bir düşüncedir.


