banner564

Maaş

Devlette görev yapan doktorlarımız dün grev yaptılar. Aylar öncesinden planlanmış ameliyatlara girmediler. Grev elbette hak, elbette bu haklarını kullanacaklar ama aylardır gün bekleyen ve tam da ameliyat olacağı gün grev nedeni ile ameliyat olamayan onca hastanın hakkı ne olacak?
Ameliyatları yapmama yerine keşke başka bir eylem yolu seçseydi Tıp-İş. Ne bileyim gidip Sağlık Bakanlığı’nın kapısında önlük falan assalardı. 
Böylece kendileri hak ararken başkalarının hakkını da gasp etmemiş olurlardı. Dünkü eylem yüzünden birçok hastanın aylar öncesinden planlanan ameliyatları gerçekleşmedi.
Bu arada dün bir dostumdan öğrendim. Yeni dönemde doktorların maaşları bakın nasıl olacakmış.
Mevcut sistem
Aylık maaş +Ek mesai (nöbet)
Yasa sonrası
Maaş +Ek mesai(nöbet +on call) +Döner sermaye (Saat başı +performans) + mesai dışı hasta bakma (Hastanede mesai sonrası)
Yani tamam doktorlarımız her şeyin en iyisine layıklar ama artık biraz da kendilerini değil hastaları ve devleti düşünseler. Yani bu devlet daha ne yapabilir ki? 

Geleneksel 1. JEÖ töreni 
Son dönemde her yerde bir etkinlik var. Bir bakıyorsunuz bir köyde bir bakıyorsunuz bir ilçenin tam da merkezinde. Etkinlik üzerine etkinlik yapılıyor memlekette.
Portakaldan tutunda, gafgaride, laleden tutun da hellime kadar her şeyin bir festivali ve etkinliği var memlekette. Tüm bunlara yeni bir tane daha eklenmesi için öneri yapıyorum.
Her yıl tam da bu zamanlarda Başdanışman Yiğit Bulut’u anmak için bir festival yapalım mesela. Herkes bir açıklama yapsın mesela son iki gündeki gibi. Bakalım kim daha iyi eleştirecek bizim jöleliyi…
En iyi eleştirene de “Yılın jöleliyi eleştirme ödülü” verelim. Böylece herkes daha bir motive olur jölelinin üstüne. En iyi eleştiren ilk üç kişiye ödül falan verelim.
Bakın biz öncü olalım istedik ve bu yıl ilki yapılan geleneksel 1. J.E.Ö. töreni için ilk üçü sıralayalım.
BİRİNCİ: Bu yıl bu konuda en somut hareketi atıp Türkiye Cumhurbaşkanı’na bu konuda mektup yazdığını söyleyen Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’a veriyoruz birincilik ödülünü.
İKİNCİ: Yiğit Bulut’un aklının yerinde olup olmadığının doktor raporu ile ispatlanmasını isteyen YDP Genel Başkan Yardımcısına veriyoruz ikincilik ödülünü.
ÜÇÜNCÜLÜK: Bu yıl aslında bu ödül için birçok aday vardı, ama bir tanesi paylaştığı Ziba Kiraz fotoğrafı ile diğerlerinden sıyrılmayı başardı. Üçüncülük ödülü Başbakanlık Müsteşarı Olgun Amcaoğlu’na gidiyor…

Bravo
Utan Altınkalem dostum aradı dün. Sesi çok heyecanlıydı, “Güzel bir iş yaptık” dedi. “Lefkoşa Özel Eğitim ve İş Eğitimi Merkezi’ne gidip sabah 9.30’dan öğlen 12.00’ye kadar kebap ve hamburger yaptık ve engelli çocuklara” dedi. Eşi Huriye Hanım ile birlikte yanlarına son günlerin iyilik babası Mehmet Kumser, eşi ve kızı ile birlikte yapmışlar bu etkinliği. Başka gönüllülerde katılmış bu etkinliğe. Bir sonraki etkinliğe beni de davet ettiler. Orada olacağız sevgili Utkan. 
 
MESAJLAR
Serdar DENKTAŞ: Başdanışman Yiğit Bulut ile alakalı bizce en somut adımı siz attınız. İki satır kahramanlık kokan bir mesaj yayınlamak yerine doğrudan sahibine mektup yazmak en doğrusuydu. 
Kansu AKSU: Siyasete ve sivil toplum işlerine biraz ara verip kendinizi müziğe adamışsınız. Bir gitar alıp çalışmalara başlamışsınız. Önümüz yaz ve düğünler başlıyor belki bu işten iyi para bile kazanabilirsiniz. 
Çelebi ILIK: Sabah yürüyüşleri nasıl gidiyor. Her gün yürümeye devam demi? Bu arada geçen sabah bir fırına uğramış ve fırıncıda bir müddet fırına ekmekleri siz salmışsınız. Demek ki fırın işlerinden de iyi anlıyorsunuz.
Mehmet ÇAKICI: Hemen her gün partiye yeni bir ismin transferini gerçekleştiriyorsunuz. Ama esas bombaları sonraki günlere sakladığınız yönde de haberler geliyor. Birkaç önemli isim daha size katılacakmış. 
Mustafa BULUTOĞULLARI: Haspolat’taki depo yeri işi iyi tutmuş. Yeni bir depo alanı daha yaratmak için banka ile el sıkışıp proje üzerinde çalışmaya başlamışsınız. 
Yüksel ÖĞMEN: Dün Yenişehir’de intihar teşebbüsünü polisin sabrı ile önlemeyi başardınız. Tam üç saatlik ikna sonucu intihara kalkan vatandaş kurtarıldı, tebrik ediyoruz. 
Gencay EROĞLU: Dün daire personeli ile birlikte yemekteydiniz. Her halde bir başka daire yoktur ki personeli müdürü ile bu kadar sık bir arada olsun. Allah nazarlardan sakınsın sizi ve personelinizi. 
Gökhan ARSLAN: Büyük gün geldi ve çattı. Lefkoşa’da kazandırdığınız Türk ve Osmanlı Mutfağının açılışı bugün gerçekleşiyormuş. Hayırlı işler, bol kazançlar diliyoruz. 
Gülseren VURAL: Dün eski bürokrat arkadaşlarınız ile hasret giderip yemek yemişsiniz. Ee eski günleri özlüyor musunuz? Bu arada seçimlerde de aday olacağınız konuşuluyor Lefkoşa’da. 
Kenan AKIN: Adana ziyaretlerine ara vermişsiniz. Ama sadece Adana değil anlaşılan Lefkoşa’ya da gelmiyorsunuz. Ara sıra eski dostlarınızı ziyaret etmekte fayda var. Yoksa izin mi yok Gazimağusa’dan çıkmaya? 
FF 959 Plakalı araç sürücüsü: Dün BMW marka aracın içinde hem bir elinizde sigara hem diğer elinizde cep telefonu ile araba sürüyor olmanız hem kendi can güvenliğiniz hem de başkalarının can güvenliği açısından son derece tehlikeliydi. 
Aydın SOYER: Dün akşam Göçeri’de mangal başında görülmüşsünüz. Bakıyoruz son günlerde hemen her gece başka bir köydesiniz. Bu arada yakın dostunuz Serkan Bey’e de selamlar. 
Mehmet KUMSER(Skylap): Garibanların babası gibi oldunuz. Nerede bir gariban varsa yardımına ilk siz koşuyorsunuz. Bari oldu olacak bir dernek kurun sizde. 
Başak TEKEREK: Maşallah son günlerde kimse hızınıza yetişemiyor. Hem kendi ofisinizi hem bankayı pek güzel idare ediyorsunuz. Demek ki bu konularda artık epey tecrübelendiniz. 

GÜNÜN SÖZÜ
“Türkiye’nin geleceği, halkımızın mutluluğu ve arzu edilen ekonomik büyüme seviyelerine yeniden ulaşabilmek için 15 Temmuz hain darbe girişiminin yarattığı psikolojik travmayı süratle üzerimizden atarak, ülkemizin demokrasi, hukuk ve insan hakları standartlarını evrensel kriterlere yaklaştıracak kapsamlı bir reform sürecine yeniden girilmesi gerektiğine samimiyetle inanıyorum.”
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
YORUM EKLE

banner471

banner474