KKTC’nin iki kentinde,; yani Girne ve Gazimağusa’da Türkiye’den gelen depremzedelere yardım için belediyelerin yoğun çaba içinde olduğu görülüyor…
Adada yakını bulunanlar, bir şekilde ‘kısa süreli de olsa’ konut sorunu yaşamıyor…
Fakat adada yakını olmayanlar veya yakınlarının konutlarına yerleşme şansı olmayanlar için ciddi sıkıntılar vardır…
Bunların kısa sürede aşılamayacağını görmek ve uygulama koşullarını gözden geçirmek şarttır…
Sabah karar verdiğinizde konut yapamazsınız…
Çadır bile kuramazsınız…
O yüzden de adaya getirilecekler konusunda bir plan ve program yapmalısınız…
Aksi halde iyi niyetli uygulamalar bir süre sonra ciddi gerilimlere de yol açabilir…
Aile yakınlarının yanında kalamayacak durumda olanlar için belirli bir sayı ve süre hedefi koyduktan sonra ‘ikamet bölgesi’ tespit edilmelidir…
Bölge tespitinin ardından konteyner konutlar üretilerek montajı yapılmalı ve ihtiyaç duyulan malzemeler binaya yerleştirilmelidir…
Plan ve programlı hareket ederseniz başarırsınız ve herkesi mutlu edersiniz…
Bunu yapamazsanız, iyi niyetin sonucu olarak ters hareketlerle yüzleşmeye başlarsınız…
Asayiş elden giderse, o zaman çok farklı sorunlarla yüzleşirsiniz…
Birlikten güç doğar
KKTC’de organize bir hareketin olmadığını görüyoruz…
Tam tersi; yasa gücünde kararname çıkarılarak maaşlardan kesintiye gidilmesi nedeniyle ‘böylesi bir süreçte dahi’ sendikalarla hükümetin mahkeme koridorlarında hesaplaşma ortamına sürüklenmesi hiç de hoş değildir…
Anayasa mahkemesinin geçmişte benzeri kararları iptal etmesinden yola çıkan sendikaların bu yeni girişiminin farklı yorumlara yol açacağını ve KKTC halkının genelini bir şekilde etkileyeceğini bir yere not edelim…
Hükümete güven olmadığı belirtiliyor…
Öyleyse güven duyulacak bir oluşum üzerinde durmak zor değildir…
Hiç olmazsa böylesi acılı dönelerde bir araya gelerek, sağlıklı bir yapı oluşturmayı becerebilmeliyiz…
Bugüne kadar ‘bir taraf yapar, diğer taraf bozar’ alışkanlıklarıyla bir yol alınamadı…
Bundan sonra da alınamayacak…
Unutulmasın ki; KKTC sınırları içinde deprem olması halinde Sivil Savunma teşkilatımız da hazır değildir…
Bunun sorumluluğu elbette ülke yönetimindedir…
Ne var ki; yılda 4 kez hükümet bozarak, sürekli bakan ve üst kademe yönetiminde değişiklik yaparak sivil savunmayı da, diğer önemli birimleri de ‘olması gereken’ seviyeye getiremedik…
İşin özeti acınacak haldeyiz…
Kırk Yılda KKTC gibi bir Ülkede bu güne kadar Planlı Programlı ne yapıldı ki bugünden sonra da yapılabilsin ? Ülkemize akın akın gelen ve gelecek olan her şeyini kaybetmiş Depremzadelere kasası boş Devletimiz ne verebilir ki ! Kendi Halkına icraat yapamayan Hastalarına ilaç bile veremeyen gelecek onbinlerce Depremzadeler için ne gibi bir yatırım yapabilir ki ! Bugüne kadar ganimet düzeni ile yönetilen batırıp talan ettiğimiz KKTC’de Depremzadelere ne gibi alt yapısı ve üst yapısı ile yerleşim merkezleri yapabiliriz ki ? Rusya’dan ve Putin’den kaçan Ruslara paraları ile hizmet veremeyip Lağım suları ile karanlık bir yasama terk edilirken Binlerce depremden kaçan Depremzadelere nasıl hizmet verebiliriz ki ! Yılların kötü Siyaseti ile Dünyadan dışlanıp Ekonomiyi ve TURİZM’i batırdık , aynaya bakıp gerçekleri görmeliyiz Dünyayı karşısına alıp biz bize yeteriz diyen Yöneticilerimize ise sormamız gereken soru Küçücük Ülkemize doldurduğunuz Afrika kökenliler ve gelecek masum Depremzadeler ile gerçekten biz bize yetecekmiyiz acaba !