Küçük bir ülkede neredeyse bir yıla yakın zamandır Covid-19 önlemlerini tartışıyoruz, ama sağlık ve ekonomi arasında bir denge kuramıyoruz…
  Yaşanan istikrarsızlıklar yüzünden de ciddi sıkıntılarla yüzleşiyoruz…
   Binlerce insanımızın işsiz ve parasız kalmasının yanı sıra maliyenin kasası da artık alarm sinyalleri vermeye başladı…
  Çok değil, iki ay önce kamu çalışanları ve emeklilere 13’üncü maaş dahil olmak üzere bir milyar 150 milyon dolayında para dağıtan maliye bakanlığı, bu ay sonunda maaşları ödeyemez duruma geldiğini itiraf ediyor…
   Son bir haftada maliyenin kasasına bir kuruş paranın girmediğini belirten bakan Dursun Oğuz, ay sonunda maaşlar ve cari harcamalar için 634 milyona ihtiyaç duyulduğunu belirtirken, 450 milyon civarında bir borçlanmanın sinyallerini verdi…
   Peki KKTC hükümeti bu kadar yüksek miktarda bir borçlanmaya gidebilir mi?..
   Yerel kaynaklardan bu kadar yüksek miktarda bir borçlanma pek mümkün görülmüyor…
   Öyleyse Ankara yolu mu görünecek?..
   O da belli değil…
   İki ülke arasında Ekonomi ve Mali İşbirliği Protokolü imzalanmadığı için Türkiye’nin adaya nakit para akıtmasının kolay olmayacağı belirtiliyor…

Açılım olacak mı?..

   Maliye Bakanı, tıpkı Ekonomi Bakanı gibi 15 Şubat sonrasında açılım olmasından yana…
   Bunun olmaması halinde ekonominin çok daha fazla sıkıntılar yaşayacağını görüyor…
   Hepsinden önemlisi maaşların ödenememesi halinde ülkede nelerin yaşanabileceğini hesap ediyor…
   Kuşkusuz bu noktada Sağlık Üst Kurulu’nun vereceği kararlar önemlidir…
   Üst Kurul, vaka sayısının 40’ın altına düşmemesi nedeniyle kapanmanın en az bir hafta daha uzatılmasından yana…
   İşte Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin görevden alınacağına ilişkin iddiaların temelinde bu vardır…
   Pilli kapanmanın devamını istiyor…
   Kabinenin yarısı ise açılmadan yana…
   İkisinin ortası bulunabilir mi?..
   Çok zor…

Hızlı aşılama

   KKTC’nin bir an önce normal yaşama geçebilmesi ve ekonomik çarkın dönebilmesi için aşılama sürecinin hızla ilerlemesinden başka çare yoktur…
   Hızlı aşılama, güven ve açılma kaçınılmazdır…
   Türkiye’nin göndermiş olduğu 40 bin aşının hızla tüketilmesi ve yeni taleplerin gündeme gelmesi gerekiyor…
   Küçük ülkemizde planlı bir uygulama ile aşılamayı tamamlarsak, ekonomik faaliyetleri daha hızlı bir şekilde rayına koyabiliriz…
   Başka çaremiz de yoktur…