Diyalog gazetesinin dünkü manşeti son derece önemliydi. Zira bir yangın olmuş ve herkes birinin bu işin sorumluluğunu üstlenmesini istiyordu ve öncelik olarak da gözler sigorta şirketine çevrilmişti.
Hastanenin sigortalı olduğu şirket Mapfree Sigorta. Direktörleri ise hepimizin yakından tanıdığı Alişan Oşan ve Ömer Oşan kardeşler. Dün kendileri ile birkaç gün önce yanan Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde buluştuk.
Bir kere hemen peşin söyleyelim daha bizim haber çıkmadan olaya el atmış Oşan kardeşler. 60 kişilik bir ekip, önce hastanenin içinde ki tüm yanan ve kullanılmayacak olan malzemeyi dışarı çıkartmış.
En üst kattan aşağıya kadarda her yer tümüyle yeniden boyanıyor. Yangının değmediği noktalar da dâhil. Üstelik henüz yangın ile ilgili polis soruşturması tamamlanmış değil. Yani bu yangın çıkış sebebi henüz polis tarafından belirlenmedi. Bu tip olaylarda yangın çıkış sebebi belli olduktan sonra sigorta şirketi devreye girer. Malum kundaklama gibi bazı durumlarda sigorta o yangını kapsamıyor. 
Şirket direktörleri “Burası KKTC’nin can damarı, o yüzden bir saniye bile beklemenin bir anlamı yoktu. Polis raporunu beklemeden biz hemen tadilat işlerine başladık ve bugün hastanenin her köşesini pırıl pırıl yapıp teslim edeceğiz. Hatta yangının ulaşmadığı yerleri bile yeni baştan boyatıyoruz” dediler.
Yangında yanan cihazlarla ilgili olarak da konuşan şirket direktörleri Alişan ve Ömer Oşan “Yangının en büyük hasara sebep olduğu 1. kattaki yoğun bakım ve anjiyo ünitelerin de en kısa sürede devreye alınması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. En iyi şekilde hasarı karşılayacağız ve eskisinden çok daha güzel ve çok daha donanımlı bir yoğun bakım ünitesi hazırlayacağız. Bundan da kimsenin kuşkusu olmasın.”
Kısacası Mapfree Sigorta henüz yangın raporu çıkmamış ve sigorta süreci başlamamış bile olsa işe başlamış ve yarın itibari ile yoğun bakım hariç tüm servisler açılabilecek ve hizmet verebilecek durumda olacak. Üstelik eskisinden daha iyi daha temiz bir şekilde. 
 
Helal olsun Arter Başkana
Gazimağusa Belediyesi’nden bir ekip, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin poliklinik servisinde çalışıyor. Orada yangın olmadı ama epey duvarları kirli, bazı kapıları da kırık ve bakımsızdı. 
Sigorta şirketi ana binayı yenilerken Gazimağusa Belediyesi ekipleri de hazır hastane tümü ile kapalı iken tüm birimleri tüm binaları tüm servisleri pırıl pırıl olsun diye işe koyulmuşlar.
Kısacası sadece yanan yerler değil, tüm hastane pırıl pırıl oluyor şimdi. Yanan yer Lefkoşa’da oradaki belediyeler bu işi üstlenmesin dememiş Gazimağusa Belediyesi hemen yardıma koşmuş. Ekipleri dün harıl harıl çalışırken gördüm hastanede. 
Helal olsun İsmail Arter Başkana. Gerçekten de tam bir milli seferberlik duygusu ile olaya yaklaşmış ve hemen gerekli desteği vermekte bir an olsun tereddüt etmemiş. 

Bakana ‘eşini’ şikâyet ettiler 
Kulağımıza bir mektup hadisesi geldi dün. Konu hayli ilginç, bir bakanımıza yazılmış bu bahsettiğim mektup. Ve bakana, eşini şikayet ediyormuş o mektup. 
Eşinin neler çevirdiği bir bir yazılıymış o mektupta. Çok ilginç şeyler oluyor son günlerde. Bu mektupta “O ilginç işlerden de“ bol bol bahsediliyormuş!
Ve bu duruma Bakan olanın daha fazla bakmaması adına birileri dayanamamış ve bir mektup kaleme almış…
Yakında çok ama çok önemli iddialarla bu mektup işini kamuoyun bilgisine sunacağız. Bizi izlemede kalın… 
 

MESAJLAR 
Sefa KARAHASAN: Dün fanatik derecede Fenerbahçeli olan Ercan İbrahimoğlu size Fenerbahçeli futbolcuların imzası olan forma hediye etmiş. Hayırdır Ersun Hoca’nın yerine siz mi geliyorsunuz Fener’e hoca olarak? 

Tufan ERHÜRMAN: Lefkoşa’daki bir UBP örgütüne gidip oy istediğinizi duyduk. Valla biz kulaklarımıza inanamadık ama sorduk soruşturduk doğruymuş meğerse. Ve gittiğiniz mekanda çok da iyi karşılanmışsınız bize gelen bilgilere göre. 

Muslu AKGÜNEY: Uluslararası Final Üniversitesi’nde Scorer Pool Bilardo kursu açmışsınız. Acaba dersleri kim verecek? Siz verecekseniz Anıl Kaya ile bizi de yazın o kursa.

Nevzat AKÇAGİL: Son günlerde herkes bir anketçinin peşinde. Bir baktık siz de anket yapıyorsunuz. Ama sizinkisi seçim anketi değil de imaj anketiymiş. Hadi bakalım kolay gelsin, biz sarışın olanı beğendik, ilk oyu biz buradan kullanalım sizin ankete.

Ali Özmen SAFA: Gördünüz mü memleket kimlere emanet. Valla ağlanacak halimize artık gülüyoruz. Dün konuşulanları bugün unutuyoruz. Ve hiçbir şey olmamış gibi davranıyoruz. Ne günlere kaldık ah ahhh.

Ferdi Sabit SOYER: Barış isteyenleri madem Güney’deki siyasetçiler buradakilere dövdürüyorlar sizin değiminiz ile ee kuzeyden gelenlere ne demeli? Rumlar ve Türkiye aynı noktada mı buluştu bu durumda? 

Serdar DENKTAŞ: Seçimler bitene kadar ekranlara çıkmama kararı almışsınız. Gelin bu köşe üzerinden sizinle bahse girelim mi? Biz diyoruz ki “Dayanamayıp o ekrana çıkacaksınız” var mısınız iddiaya? 

Osman FIRAT: Kıymetli hocam nice güzel yaşlar diliyoruz. Dün resmen mesaj ve telefon bombardımanına tutulmuşsunuz. Bir de eski öğrenciler de bu güzel günde sizi yalnız bırakmayınca hayli duygusala bağlamışsınız. 

Dr. Özlem GÜRKUT: Sosyal medyadan paylaştığınız çağrıya siyasilerden tek biri bile cevap vermedi demi? Ya siyasette olan doktorlar? Onlardan da çıt yok değil mi? Ah ahh…

Dr. Mustafa ARABACIOĞLU: Rumlara tüm kapıları kapatması konusunda hodri meydan çekmişsiniz. Valla kapatır bunlar, hem de bizimkilere sormadan. Bence bu konuda çok üzerlerine gitmeyelim. 
 
Alev ŞENSOY: Piyasada maske kalmamış ve karaborsaya düşmüş. Bulduğunuz maskeler de Çin malı olunca az kalsın düşüp kalıyormuşsunuz. Valla yağmurdan kaçarken doluya tutulmak diye buna derler. 
 
Ahmet TOLGAY: Aman hocam, siz nasıl olur da “üst aklı” eleştirirsiniz, hadi kendisinin hışmından korkmadınız Allah’tan da mı korkmuyorsunuz? Valla çarpılırsınız hocam. Bizden uyarması… 

‎Ali ÇOMUNOĞLU‎: Bir yandan diyet yap diğer yandan bu Feneri izlemeye devam et. Hiçbir şey yemeseniz bile Feneri izleye izleye şişersiniz zaten. 

Hüda HÜDAVERDİ: Özel kanallara kravatsız konuk olurken söz konusu devlet kanalı olunca kravat taktığınız gözlemleniyormuş. Demek ki devlet kapısı ciddiyet istiyor.