Bugün düğümün bir kısmı çözülüyor. On bir adaylı Cumhurbaşkanlığı (CB) seçiminde, bir hafta sonra yarışacak iki adayı seçmeye gidiyoruz. Esas düğüm 18 Ekim’de çözülecek ya da 18 Ekim’den sonra her şey daha da düğüm olacak. An itibarı ile hükümet var mı yok mu, hükümetten çekilen tarafın istifalarını sunup sunmadıklarını bilemiyoruz.
Tüm bu gelişmeler arasında bizim de bu coğrafyada var olduğumuzu yan komşumuz Rum Yönetimi’ne ve dünyaya bizim de bu coğrafyada görmezden gelinemeyeceğimizi hatırlatacak bir gelişme yaşandı. Tabi ki Kapalı Maraş’ın ziyarete açılmasından söz ediyorum. Ancak bu açılımda dahi bir fikir birliği sağlayamadığımızdan, Maraş’ın açılmasının CB seçim malzemesi görülmesine neden olduk. Ancak Maraş’ın açılmasına daha geniş bir pencereden bakmak gerek. Yaşadığımız coğrafyada ve yakın coğrafyamızda gelişen olaylarla birlikte Maraş’ın açılmasını yeniden gözden geçirmek durumundayız. Kapalı Maraş bölgesinin ziyarete açılması, seçim malzemesi olmaktan daha öte bir adımdır.
Yaklaşık bir sene kadar önce yazmış olduğum “Kapalı Maraş’ın yükselişi” başlıklı yazımda, dünyadaki hayalet şehirlerden ve taşıdıkları ekonomik potansiyellerinden bahsetmiştim. 46 yıldır kapalı olan Maraş bölgesi turistik potansiyeli yanında, sesimizi uluslararası platformlarda duyurabilmek için de bir potansiyeli olduğunu belirtmek isterim.
Bir zamanlar lüks otomobillerin olduğu, pahalı evlerin, coğrafyamızın en iyi plajlarının bulunduğu Kapalı Maraş bölgesi, bir adıyla Varosha Hollywood yıldızlarının da gözdesiydi. Dönemin yedi yıldızlı otelinin bulunduğu Maraş, 46 yıldır terk edilmiş durumda ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın kontrolündedir.
Zaman zaman gündem konusu olan Kapalı Maraş bölgesi, 2004 Nisan Referandumunda oylamaya konulan Annan Planı’na göre Rum tarafının denetimine bırakılıyordu. Referandum sonucunda Rum kesiminin “Hayır” demesi sonucunda Kapalı Maraş bölgesinin kaderi günümüze dek yine değişmedi.
Son günlerde yine gündem konusu yapılan Kapalı Maraş bölgesinin yerleşime açılıp açılmayacağı tartışıla dursun, en azından sahil şeridinin ziyaretçilere açılması dünyada yankı buldu. Bu açılımının kimleri kapsadığını henüz bilmiyorum ama bu açılımın turistleri de kapsayabileceği düşünenlerden biriyim. Askeri bir bölge olduğu için turistlerin ziyaretine açılmasının olumsuz bir yaklaşım olacağını düşünmüyorum çünkü stratejik bir konumda olan Paulo Paolides’in “Mavi Köşk”ü de askeri bölgede olup turist ziyaretine açık haldedir.
Kapalı Maraş bölgesi ile ilgili çeşitli çalışmalar yapılmıştır.  Yapılan çalışmaların bir kısmı bölgenin parsel ve tapu çalışmalarıdır. Kapalı Maraş genelinin, Kıbrıs Türk Vakfı’nın tapulu malı olduğu söylenmektedir. Bundan daha iyi bir fırsat olabilir mi? Kapalı Maraş bölgesi, askerin belirleyeceği şartlar altında, bir gezi treni veya otobüsü eşliğinde turist ziyaretine de açılmalıdır. Hem gezi ücretinden turizme bir girdi sağlanır, hem de yapılan çalışmaların sonuçları ilk ağızdan turistlere aktarılır. Böylece Kapalı Maraş bizlerin dünyaya açılan kapımız ve sesimiz olur.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.