banner564

Maraş-Ercan ve liman

   Son ayların gündeminde olan Maraş konusunda önemli gelişmeler var…
   Birincisi Rum lideri Nikos Anastasiadis’in sunduğu ‘Güven Yaratıcı Önlemler’ paketi…
   Anastasiadis, bu paketle Türk tarafına öneri sunuyor:
   -Maraş eski sakinlerine iade edilsin…
   -Ercan BM yönetiminde uluslararası trafiğe açılsın…
   -Mağusa limanı AB yönetiminde çalıştırılsın ve ambargolar son bulsun…
   Peki Türk tarafı bu öneriler konusunda ne düşünüyor?..
   Henüz bunu bilen yok…
   Bilinen tek şey zaman zaman sözü edilen “Maraş açılımı devam edecek” açıklaması ve Kıbrıs Türk tarafı kentin envanter çalışmasını başlatmasıdır…
   Bizim tarafta bir başka önemli tartışma konusu ise kentin mülkiyetiyle ilgilidir…
   Bazı kesimler Maraş’ın Vakıf malı olduğunu iddia ederek, kentin Rumlara iadesine karşı çıkıyor…
   Ortada ciddi anlamda bilgi kirliliği vardır…
   Kendi içimizde bir uzlaşı sağlayamadığımız ve ciddi bir duruş sergileyemediğimiz için Maraş konusunda somut adımlar atılamıyor…
   Maraş’ın Vakıf Malı olduğunu mu iddia ediyorsunuz…
   Öyleyse alın evraklarınızı gelin ve savunmanızı yapın…
   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini ikna edici bir savunma yapabilecek miyiz?..
   İkna edemediğimiz takdirde mahkemenin Rumların beklentisine uygun bir karar alması halinde ne yapacağız?..
   Son yıllarda karar üretemeyen Taşınmaz Mal Komisyonu’nun yasallığı ne olacak?..
   KKTC’de önemli makam sahiplerinin ve Maraş’ı kilitleyenlerin bu sorulara yanıt vermesini istiyoruz…

Turizmi baltalamak doğru değil

   Maraş kenti bizim tapulu mülkümüz olsaydı, merhum Kurucu Başkanı Rauf Denktaş bunu açmaktan geri kalmazdı…
   Neden açmadı?..
   Tüm müzakere süreçlerinde Maraş ve Güzelyurt neden Rumlara harita üstünde önerildi?..
   Neden askeri bölge olarak kapalı tutuldu?..
   Neden Singapur veya Hong Kong yapılmadı?..
   Bunları geçelim ve önümüze bakalım…
   Tümüyle Avrupa toprağı olmuş Kıbrıs’ta artık kalıcı bir çözüme gidilmesi tek yoldur…
   Türkiye’nin, AB ile ilişkilerinin gelişmesi de buna bağlıdır…
   Türkiye’nin, AB üyesi ülkelerle gümrük birliğini genişletmesi halinde sağlayacağı kazançlar çok fazladır…
   Bir de doğal gaz meselesi vardır…
   İsrail, Mısır ve Kıbrıs gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması için öncelikle Kıbrıs sorunu çözülmelidir…
   İşte tüm enerjimizi bu yönde kullanmalı ve Kıbrıslı Türkleri ‘sağlam garantiler altında’ Avrupa’ya taşımalıyız…
   Mevcut durumu uzun bir süre daha sürdürmek imkansızdır… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 yıl Önce

Maraş konusunda maalesef Dünyaya rezil olmaya devem ediyoruz ! Maraş Abdullah Paşanın mirasıdır, Maraş Vakıf malıdır,Maraş KKTC nindir diye diye kendi kendimizi kandırmaya devam ediyoruz ! Halen maaş bile ödeyemeyen Mağusa belediyesini de batıran olmayan paranın Maraş’a harcaması değil midir yani ! Maraş için alınan BM Güvenlik Konseyi ve Beş Daimi üyenin kararı Türkiye’nin Maraş’ı BM ye devri ve BM tarafından Rumlar’a geri verilmesidir , Bu kararı değiştirebilmemiz Ne Maraş kumsalını açmakla ne iki kamyon asfalt dökmekle ve ne de Maraş’ı ziyarete açmakla değiştirebiliriz ! şu anda Uluslararası hukuk dışında hareket eden yöneticilerimizin Maraş konusunda Kıbrıslı Türkleri Dünya ile karşı karşıya getirmiştir , Maraş için devamlı eski sakinleri diyoruz da Kapalı Maraş’ın yeni Sakinleri
mi var da bilmiyoruz ! Maraş’a karşılık Ercan ve dökülen Mağusa Limanı yenilenip Dünyaya ve Uluslararası Hava Yollarına açılması teklifini elimizin tersi ile geri çevirmemiz Ekonomisi batmış olan Kıbrıslı Türklere yapılabilecek en büyük zarardır ! Yarın Uluslararası Hukuk ve BM kararları çerçevesinde geri vereceğimiz Maraş’ı niye bugün büyük kazanımlar ile vermiyoruz acaba ! Yöneticilerimizin Partizanca kararları ile Kıbrıslı Türkleri KKTC de Dünyadan koparmakla her geçen gün fakirleşip yoksullaşan Ülkemize ne gibi bir getiri sağlayabilirler ki ! BMGKseyi kararı durdukça Maraş’ın bugün değilse bile yarın Rumlar’a ve Sakinlerine verilmesi kaçınılmazdır bu gerçekleri göz ardı edemeyiz !!

Öz
Öz - 2 yıl Önce

K/Türklerin makus talihini çevirecek bir öneri ayağına gelmiş, armutun sapı üzümün çöpü diye burun kıvırıyoruz. Ey yöneticiler, önümüzde bir kapı açılıyor. Uyumayın.

Magusalı
Magusalı - 2 yıl Önce

Bu olaydan sonra İstanbulda bir mahkeme süreci oldu. Bu konuda TC elçiliği ile yazışmalar oldu. Bu mahkeme ne idi? Herhalde TC arşivlerinde. Vardır. Eğer öyle değilse niçin bu mütevelli heyeti İstanbuldan gelip ilgili vakıf arazilerini devralmıyor. KKTC den niçin talep etmiyor.

Magusalı
Magusalı - 2 yıl Önce

Arazi şimdi şehirdir. Her çeşit inşaat, okul, yapı, yol, park bahçe. Kamulaştırma varmı o da söylenmiyor. Herşey gizleniyor. Yarım asır geçti. Türkin elinde. Tek bir çivi çakılmamıştır.

Magusalı
Magusalı - 2 yıl Önce

Bu vakıflar İstanbul kayıtlı vakıflarda. Aşar ve öşür vergisi için kurulmuştu. Bu vergiler 1923 yılında Türkiye’de yasa ile kaldırıldı ve 1925 yılında uygulanmaya konuldu. Sultan vakıfları da millileştirilmiş. Yeni yasalara tabi oldu.

Mağusalı
Mağusalı - 2 yıl Önce

Adadaki bu vakıf malları Osmanlı soyundan mütevelliler tarafından her yıl kiraya veriliyordu. Kıbrıs Türkü bundan zerre kadar yarar elde etmiyordu. Kiralayan zengin Rumlar’dı. Naftalin mallar da ayni durumda idi. İngiliz döneminde bu araziler mütevellileri tarafından yökün paraya ingiliz yönetimine devredildi.

Magusalı
Magusalı - 2 yıl Önce

Gelelim konuya. Maraş birleşmiş milletler kontrolünde, Ercan birleşmiş milletler kontrolünde, Mağusa limanı da ayni. Peki karşılıklı al ver ise biz ne aldık. Hiçbirşey. Bu iş olmaz . Rum avucunu yalasın.

Magusalı
Magusalı - 2 yıl Önce

Eğer bu vakıf mallarının sahipleri varsa ki İstanbulda olması gerekiyor. Onlar dururken bu malları yasal sahip olmayan kişilere KKTC nin vermesi veya anlaşma ile devretmesi ne kadar yasal bir durum oluşturur. Bu konuyu hukukçuların enine boyuna irdelenmesi gerekir. Siyasi konular dışına çıkıyor.


banner471

banner474