Son ayların gündeminde olan Maraş konusunda önemli gelişmeler var…
Birincisi Rum lideri Nikos Anastasiadis’in sunduğu ‘Güven Yaratıcı Önlemler’ paketi…
Anastasiadis, bu paketle Türk tarafına öneri sunuyor:
-Maraş eski sakinlerine iade edilsin…
-Ercan BM yönetiminde uluslararası trafiğe açılsın…
-Mağusa limanı AB yönetiminde çalıştırılsın ve ambargolar son bulsun…
Peki Türk tarafı bu öneriler konusunda ne düşünüyor?..
Henüz bunu bilen yok…
Bilinen tek şey zaman zaman sözü edilen “Maraş açılımı devam edecek” açıklaması ve Kıbrıs Türk tarafı kentin envanter çalışmasını başlatmasıdır…
Bizim tarafta bir başka önemli tartışma konusu ise kentin mülkiyetiyle ilgilidir…
Bazı kesimler Maraş’ın Vakıf malı olduğunu iddia ederek, kentin Rumlara iadesine karşı çıkıyor…
Ortada ciddi anlamda bilgi kirliliği vardır…
Kendi içimizde bir uzlaşı sağlayamadığımız ve ciddi bir duruş sergileyemediğimiz için Maraş konusunda somut adımlar atılamıyor…
Maraş’ın Vakıf Malı olduğunu mu iddia ediyorsunuz…
Öyleyse alın evraklarınızı gelin ve savunmanızı yapın…
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini ikna edici bir savunma yapabilecek miyiz?..
İkna edemediğimiz takdirde mahkemenin Rumların beklentisine uygun bir karar alması halinde ne yapacağız?..
Son yıllarda karar üretemeyen Taşınmaz Mal Komisyonu’nun yasallığı ne olacak?..
KKTC’de önemli makam sahiplerinin ve Maraş’ı kilitleyenlerin bu sorulara yanıt vermesini istiyoruz…
Turizmi baltalamak doğru değil
Maraş kenti bizim tapulu mülkümüz olsaydı, merhum Kurucu Başkanı Rauf Denktaş bunu açmaktan geri kalmazdı…
Neden açmadı?..
Tüm müzakere süreçlerinde Maraş ve Güzelyurt neden Rumlara harita üstünde önerildi?..
Neden askeri bölge olarak kapalı tutuldu?..
Neden Singapur veya Hong Kong yapılmadı?..
Bunları geçelim ve önümüze bakalım…
Tümüyle Avrupa toprağı olmuş Kıbrıs’ta artık kalıcı bir çözüme gidilmesi tek yoldur…
Türkiye’nin, AB ile ilişkilerinin gelişmesi de buna bağlıdır…
Türkiye’nin, AB üyesi ülkelerle gümrük birliğini genişletmesi halinde sağlayacağı kazançlar çok fazladır…
Bir de doğal gaz meselesi vardır…
İsrail, Mısır ve Kıbrıs gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması için öncelikle Kıbrıs sorunu çözülmelidir…
İşte tüm enerjimizi bu yönde kullanmalı ve Kıbrıslı Türkleri ‘sağlam garantiler altında’ Avrupa’ya taşımalıyız…
Mevcut durumu uzun bir süre daha sürdürmek imkansızdır…
Maraş konusunda maalesef Dünyaya rezil olmaya devem ediyoruz ! Maraş Abdullah Paşanın mirasıdır, Maraş Vakıf malıdır,Maraş KKTC nindir diye diye kendi kendimizi kandırmaya devam ediyoruz ! Halen maaş bile ödeyemeyen Mağusa belediyesini de batıran olmayan paranın Maraş’a harcaması değil midir yani ! Maraş için alınan BM Güvenlik Konseyi ve Beş Daimi üyenin kararı Türkiye’nin Maraş’ı BM ye devri ve BM tarafından Rumlar’a geri verilmesidir , Bu kararı değiştirebilmemiz Ne Maraş kumsalını açmakla ne iki kamyon asfalt dökmekle ve ne de Maraş’ı ziyarete açmakla değiştirebiliriz ! şu anda Uluslararası hukuk dışında hareket eden yöneticilerimizin Maraş konusunda Kıbrıslı Türkleri Dünya ile karşı karşıya getirmiştir , Maraş için devamlı eski sakinleri diyoruz da Kapalı Maraş’ın yeni Sakinleri
mi var da bilmiyoruz ! Maraş’a karşılık Ercan ve dökülen Mağusa Limanı yenilenip Dünyaya ve Uluslararası Hava Yollarına açılması teklifini elimizin tersi ile geri çevirmemiz Ekonomisi batmış olan Kıbrıslı Türklere yapılabilecek en büyük zarardır ! Yarın Uluslararası Hukuk ve BM kararları çerçevesinde geri vereceğimiz Maraş’ı niye bugün büyük kazanımlar ile vermiyoruz acaba ! Yöneticilerimizin Partizanca kararları ile Kıbrıslı Türkleri KKTC de Dünyadan koparmakla her geçen gün fakirleşip yoksullaşan Ülkemize ne gibi bir getiri sağlayabilirler ki ! BMGKseyi kararı durdukça Maraş’ın bugün değilse bile yarın Rumlar’a ve Sakinlerine verilmesi kaçınılmazdır bu gerçekleri göz ardı edemeyiz !!