banner564

Maraşlı’nın katili kimdir?

   Kuzey Kıbrıs’ta ölümlü trafik kazalarının artması, KKTC siyasetinde boy gösterenleri düşünmeye ve önlem almaya yöneltmiyor…

   Üzücü ama gerçek olan durum budur…
   Ölümlü trafik kazalarının büyük bir kısmı sürücünün direksiyon hâkimiyetini kaybederek, karşı şeride geçmesinden kaynaklanıyor…
   Lefkoşa-Gazimağusa anayolunda meydana gelen son kaza da öyle oldu…
   Hasan Maraşlı, kendini bekleyen eşine ve çocuklarına kavuşmak için evine giderken, karşıdan gelen bir araç sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybedip, orta refüjü atlayarak önünü kesmesi ve şiddetli bir çarpışma sonucunda hayatını kaybetti…
   Kuşkusuz bu kazada birinci derecede sorumlu olan direksiyon hâkimiyetini kaybedip, karşı şeride geçen sürücüdür…
   Fakat en az onun kadar devlet de suçludur…
   Araç kayıtlarından çok büyük miktarlarda gelir elde eden bu tanınmamış devletçik, kasasına doldurduğu paraları ‘güvenliği yol yapımına’ değil, memur maaşlarına harcıyor…
   Gelirler arttıkça daha çok memur ve daha çok Resmi Hizmet Aracı satın alıyor…
   Gelirler arttıkça bütçeye yeni kalemler konuyor…
   Örtülü ödenekler gibi yeni kalemlere pay ayırabilen bu devletçik, ölümlü trafik kazalarından dersler çıkarıp, yolları çok hızlı bir şekilde yenileme ve koruyucu bariyerleri tamamlama yönüne gitmiyor…
   Yaşananlar elbette son 3 ayın sonucu değildir…
   Uzun yılların ihmalinden söz ediyoruz…
   Ne var ki; artık daha fazla mazeret işitecek durumda değiliz…
   Tahammül sınırlarımızı daha fazla zorlamaya gerek yoktur…

Bir de egzoz meselesi

   Son 3 günden beri trafik kazaları ve önemli sorunlar üzerinde duruyoruz…
   Ve önem sırasına göre belli başlı sorunları şu şekilde sıralıyoruz:
   Süratli ve dikkatsiz sürüş yapma…
   Aşırı alkol tesiri altında araç kullanma…
   Direksiyon başında ‘cep telefonu ile’ konuşma veya mesajlaşma… 
   Yolda seyrederken camı açıp, dışarıya kol çıkarma…
   Arka camı yazılarla kapatma…  
   Bugün bir önemli trafik sorununu daha gündeme getirmek istiyoruz…
   O da bazı araçlara takılan ‘gürültü’ egzozlarıdır…
   Gerek gündüzleri, gerekse gecenin bir vakti insanlar uykuda ilken mahalle aralarında turlayan araçların çıkardığı gürültüler, KKTC’de hiç kimseyi rahatsız etmiyor mu?..
   Bunun bir kuralı yok mudur?
   Güneyde ve diğer AB üyesi ülkelerde yasak olan bu uygulama KKTC’de neden serbest?..
   Burası kanunların geçerli olmadığı bir dağ başı mıdır?
   Söyleyin nerede yaşıyoruz?
   Veya nasıl bir dünyada yaşatılıyoruz? 

YORUM EKLE

banner608

banner474