banner564

Mart sonrası senaryoları

  Yunanistan, Güney Kıbrıs, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği yetkilileri, Türkiye’de 31 Mart tarihinde gerçekleşecek yerel seçimlerden sonra Kıbrıs sorununda yeni bir hareketlilik bekliyor…
   Garantör ülkelerden İngiltere de her iki toplum liderine ‘cesaret’ mesajı veriyor…
   Birleşmiş Milletler Genel sekreteri Guterres, uzun bir aradan sonra Kıbrıs’a ‘özel temsilci’ atadığına göre; perde gerisinde kendisini cesaretlendirici gelişmelerin olduğunu düşünebiliriz…
   O yüzden bu gelişmeleri dikkate alarak, içte sorunların çözümü ve mülkiyet konusu üzerinde ciddiyetle durmalıyız…
   Oldukça geç kalmamıza karşın mülkiyet konusunda üzerimize düşeni yapmaz ve sorumsuz davranışları sürdürürsek; ileride başa gelenleri de çekeceğiz…
   Önce Taşınmaz Mal Komisyonu’ndan başlayalım…
   Bu komisyonun ne amaçla kurulduğu ve görevlerinin ne olduğu şöyle izah edilir:
   “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarındaki taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde iddia edilen haklar üzerinde değerlendirme yapmak ve bunun sonucunda mal iadesi, takas veya tazminata ilişkin bağlayıcı kararlar vermek…”
   Komisyonun resmen çalışmaya başlaması 17 Mart 2006’dır…
   Kuzeyde mal bırakan Kıbrıslı Rumların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye aleyhinde dava açmaları ve mahkemenin bu davalara çok uzun sürede dahi bakamayacak durumda olması nedeniyle; Kıbrıslı Türklere çok büyük bir fırsat yaratılmıştı…
   Çözümsüzlüğün devam etmesi, özellikle 2004 yılında Rumların Annan Planı’na “Hayır” demesi üzerine, AİHM tarafından böylesi bir kararın alınması ve Taşınmaz Mal Komisyonu’nu, bir mahkeme gibi kabul etmesi önemli bir kazanımdı…
   Bu karar sonrasında binlerce Kıbrıslı Rum, kendi hükümetlerinin ve kilisenin ağır baskılarına aldırmadan, kuzeydeki mülklerinin satışı veya takası için komisyona başvuru yaptı…
   Komisyon ilk yıllarda, Türkiye’den gönderilen paraları kullanarak, bazı mülklerin satışını da gerçekleştirdi…
   Sonrasında KKTC’den birileri, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu mesajı verdi:
   “Bazı kişilerin üzerinde binlerce dönümlük Rum arazisi vardır. Onlar bu arazileri milyonlarca Sterlin karşılığında satıyor ve haksız kazanç elde ediyor. Bunun bedelini tek başına Türkiye mi ödeyecek?..”
   Sayın Erdoğan, bu tür mesajlar ve uyarılar üzerine KKTC yetkililerine şu öneriyi yaptı:
    “Ortaya çıkacak bedelin yüzde 80’ini biz ödeyelim, yüzde 20’sini de Rum arazisini satarak kazanç elde edenler ödesin…”

Yasa bir türlü geçmedi

   Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu önerisi yanlış değildi…
   Ülkemizin gerçeklerini görmezden gelme veya yanlışlar üzerinde ısrar etme gibi bir lüksümüz yoktur…
   Bazı kişiler gerçekten çok az paralar ödeyerek, çok sayıda Rum mülkü aldı…
   KKTC sınırları içinde bu mülklerin yasal sahibi olarak görülebilirler…
   Ne var ki; uluslararası hukuk kapsamında malın gerçek sahibi, güneyde yaşayan insandır…
   Gerçek mal sahibinin ‘izni olmadan’ yapılan satışların uluslararası hukukta geçerliliği yoktur…
   O nedenle de yapılan bu işlemleri yasal statüye çevirmek için tek yol, mal sahibinin izniyle gerçek tapu almaktır…
   Mal sahibi Rum kendi rızası ile KKTC Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurmuş ve ortaya çıkan değerlendirme sonucunu kabul etmişse; parasını öder malın gerçek sahibi olursunuz…
   Bunu yapmadığınız sürece oturduğunuz yerin ‘Bir gün altınızdan kayması’ söz konusudur…
   İşte o yüzden bu konuyu ciddiye alalım ve komisyonu çalıştırmaya başlayalım…
   Çıkış yolu budur… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 ay Önce

Sayın Akar, yıllardır TMK çalıştırın uyarılarınızı Yüce meclisimiz de dahil maalesef bugüne kadar kayde alan kimse olmadı ! TMK çalıştırılmadan yağmalayıp Sattığımız Rum Mülkleri ile başımıza geleceklerin ciddiyetini ise maalesef yine Sizden başka uyaran olmamıştır ! Her güzel şeyin bir Sonu olduğu gerçeği ileTMK çalıştırılmadan Sattığımız Rum Mülklerinin Bedel Topuz’u kapımıza gelmiştir ! Rum Mülklerinin Satışı ile 20 Suçtan yargılanacak olan Avkat’ımız için Bir zamanlar Paraları alınıp kapı dışarı edilen mağdur İngilizler ve Rum Mülk Sahiplerinin de Tanık olacakları bir gerçektir ! Parmağımızın arkasına saklanmayalım Yağma düzeni ve yüce meclisimizin de onayı ile Yıllardır yapmış olduğumuz yanlıştan Durun ve TMK çalıştırın diyenimiz Sayın Akardan başka kimse olmamıştır
Perşembenin geleceği Çarşambadan Bellidir Atasözümüz ile Maazaret arayıp Sapla Samanı karıştırmayalım ve Geç olsa bile Dünyanın gözü önünde Yağmalayıp Sattığımız Rum Mülkleri için TMK em kısa zamanda çalıştırıp Hırsız olmaktan Kurtulmalıyız , Aksi halde Başımıza geleceklerden Sorumlu yine Bizler Olacağız ! Eyyy
yüce Meclisimiz Lütfen Gımılda’nın ve TMK çalıştırın ???

Öz
Öz - 3 ay Önce

KKTC’nin verdiği tapularda, ‘Bu mal aslında Rumların koçanlı malıdır. TMK’da işlem yapmazsanız, uluslararası hukuka göre taşınmazın tapusu sadece KKTC’de geçerlidir.’ diye bir uyarı var mıdır? Yoktur. Bu durumda, KKTC’de taşınmaz alıp satanların muhatabı KKTC mi, yoksa TMK mu olur? Ama ülke zaten BMGK’ca tanınmayan, tanınması yasaklanan olunca işler karma karışık bir hal alır. Uluslararası hukukun tanımadığı ülkenin tapusu da, uluslararası hukuka göre geçersizdir. AİHM bu işi çözmek için TMK bir merci olarak kabul etmiş. O zaman tek çözüm TMK verdiği karar değil mi? KKTC’de ister sağ olsun, ister sol olsun, hangi iktidar TMK ‘nun onay vermediği tapu, uluslararası hukukça geçerli değildir diyebiliyor? Hiç biri.

banner608

banner474