banner564

Mayıs sonrası senaryoları

  Yunanistan ve Güney Kıbrıs, Türkiye ile ilişkilerin düzelmesi için14 Mayıs seçimleri sonrasında ‘gerekli adımların’ atılmasını bekliyor…
   Bunu dikkate almak ve Kıbrıs sorununun bir gün mutlaka ‘bir şekilde’ çözüleceğini artık kabul etme zamanı geldiği için mülkiyet konusu üzerinde ciddiyetle durmalıyız…
   Oldukça geç kalmamıza karşın bunu yapmaz ve sorumsuz davranışları sürdürürsek; ileride başa gelenleri de çekeceğiz…
   Önce Taşınmaz Mal Komisyonu’ndan başlayalım…
   Bu komisyonun ne amaçla kurulduğu ve görevlerinin ne olduğu şöyle izah edilir:
   “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarındaki taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde iddia edilen haklar üzerinde değerlendirme yapmak ve bunun sonucunda mal iadesi, takas veya tazminata ilişkin bağlayıcı kararlar vermek…”
   Komisyonun resmen çalışmaya başlaması 17 Mart 2006’dır…
   Kuzeyde mal bırakan Kıbrıslı Rumların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye aleyhinde dava açmaları ve mahkemenin bu davalara çok uzun sürede dahi bakamayacak durumda olması nedeniyle; Kıbrıslı Türklere çok büyük bir fırsat yaratılmıştı…
   Çözümsüzlüğün devam etmesi, özellikle 2004 yılında Rumların Annan Planı’na “Hayır” demesi üzerine, AİHM tarafından böylesi bir kararın alınması ve Taşınmaz Mal Komisyonu’nu, bir mahkeme gibi kabul etmesi önemli bir kazanımdı…
   Bu karar sonrasında binlerce Kıbrıslı Rum, kendi hükümetlerinin ve kilisenin ağır baskılarına aldırmadan, kuzeydeki mülklerinin satışı veya takası için komisyona başvuru yaptı…
   Komisyon ilk yıllarda, Türkiye’den gönderilen paraları kullanarak, bazı mülklerin satışını da gerçekleştirdi…
   Sonrasında KKTC’den birileri, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu mesajı verdi:
   “Bazı kişilerin üzerinde binlerce dönümlük Rum arazisi vardır. Onlar bu arazileri milyonlarca Sterlin karşılığında satıyor ve haksız kazanç elde ediyor. Bunun bedelini tek başına Türkiye mi ödeyecek?..”
   Sayın Erdoğan, bu tür mesajlar ve uyarılar üzerine KKTC yetkililerine şu öneriyi yaptı:
   “Ortaya çıkacak bedelin yüzde 80’ini biz ödeyelim, yüzde 20’sini de Rum arazisini satarak kazanç elde edenler ödesin…”

Yasa bir türlü geçmedi

   Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu önerisi yanlış değildi…
   Ülkemizin gerçeklerini görmezden gelme veya yanlışlar üzerinde ısrar etme gibi bir lüksümüz yoktur…
   Bazı kişiler gerçekten çok az paralar ödeyerek, çok sayıda Rum mülkü aldı…
   KKTC sınırları içinde bu mülklerin yasal sahibi olarak görülebilirler…
   Ne var ki; uluslararası hukuk kapsamında malın gerçek sahibi, güneyde yaşayan insandır…
   Gerçek mal sahibinin ‘izni olmadan’ yapılan satışların uluslararası hukukta geçerliliği yoktur…
   O nedenle de yapılan bu işlemleri yasal statüye çevirmek için tek yol, mal sahibinin izniyle gerçek tapu almaktır…
   Mal sahibi Rum kendi rızası ile KKTC Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurmuş ve ortaya çıkan değerlendirme sonucunu kabul etmişse; parasını öder malın gerçek sahibi olursunuz…
   Bunu yapmadığınız sürece oturduğunuz yerin ‘Bir gün altınızdan kayması’ söz konusudur…
   Hatta ‘alım-satım’ meseleleri yüzünden hapislik cezası almanız da mümkündür…
   Nitekim; KKTC Mal Tazmin Komisyonu’nun faaliyete başlamasından 5 ay sonra 6 Ekim 2006 tarihinde Rum Meclisi’nin almış olduğu bir kararda “Mal sahibinin izni olmadan taşınmazının alımını ve satımını yapanlar veya kiralayan ile kiraya verenler 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılırlar” deniliyor…
   Alınan bu karar Rum Dışişleri Bakanlığı sitesinde de yayınlanıyor ve KKTC’den mülk almayı düşünen yabancılar uyarılıyor…

Biz ne yaptık?..

   Mülkiyet sorunu bu kadar önemli ve kritik bir durumdadır…
   Özellikle Rum Meclisi’nin 6 Ekim 2006 tarihli kararı sonrasında Rum mülkü üzerinde işlem yapanların, gerek güneye geçişlerde, gerekse Avrupa seyahatlerinde tutuklanma ve yargılanma riskleri vardır…
   Bu tehlikeyi görmezden gelmek ve “Guruş vermeyik… Hade bakalım yapsın da görelim” demek, bizleri haklı konuma getirmez…
   “Rumlar da 1974 öncesinde bizim mallarımızı yağmaladı. Veya 1974 sonrasında Türk mülklerini yok pahasına istimlak ederek el koydular” diyerek savunma yapma şansımız vardır…
   Ancak; bu savunmayı başarıyla sonuçlandırabileceğimiz tek yer müzakere masasıdır…
   Bunun dışında uluslararası alanda tanınmadığımız için yapılabilecek fazla bir şey yoktur…
   Hal böyle iken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önerisi doğrultusunda KKTC Meclisi’nden, Rum Taşınmaz Malları’nın satışında yüzde 20 vergi kesintisi öngören bir yasanın geçirilmemesi çok büyük bir hatadır…
   Hatta gelecekte on binlerce insanımızı bir anda evsiz barksız, parasız pulsuz bırakacak kadar hayati bir ihmaldir…
   Sırf ‘Guruş vermeyik” diyen bir kısım insanı korumak adına veya ufacık partisel çıkarları düşünerek sağ ve sol partilerin sergilediği bu tavrın, Kıbrıslı Türklere maliyetinin çok ağır olacağını bir yerlere not edelim…
   İleride onlara nasıl hesap sorulacağını da şimdiden düşünmeye başlayalım… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Sayın Akar , KKTC’deki Devletin onayı ile Rum mülkerini satıp Sterlin zengini olan Kıbrıslı Türklerin Gerçekten Haksız Kazanç elde ettiğine İnananımız mı var acaba ??
Uluslararası Hukukun Elimize verdiği Mal Tazmin Komisyonunu Çalıştıramamanın bedelini Bizler niye ödeyelim ki ? Kimin Malını Kime Satıyoruz diye Bizler niye bedel ödeyelim ki ? Varsın Çocuklarımız ve Torunlarımız bedel ödesinler !
Şu an bize dokunmayan yılan bin yaşasın misali Rum Mülklerini de bitene kadar satmaya devam edeceğiz ! Şu an bize kim dur diyebilir ki ? Mal Tazmin Komisyonu ve Uluslararası Hukuk kapımızı çalana kadar zaten bizler burada olmayacağız ! Gelecek nesiller mi ? onların da Allah Yardımcısı olur !
“ Bindik Bir Alamete Gidiyoruz Kıyamete “
FOR Ever TRNC……

Erdinç Nevzat
Erdinç Nevzat - 1 yıl Önce

Reşat bey bu konuyla ilgili size ilginç birşey aktarayım.Alsancakta babadan kalma adıma kayıtlı 2 buçuk dönüm eşdeger tarlanın bedelinin taşınmaz mal komisyonu tarafından ruma parasının ödendiğini öğrendiğim zaman bu paranın tümünü taşınmaz mal komisyonuna tümünü ödemeyi teklif ettim ve bu teklifim reddedildi.Yasada böyle bir madde yokmuş.Bana neden ödeme yapmak istediğimi sordukları zaman buraya evimin inşaatını yapmak istediğimi söyledim. Zaten benim adıma kayıtlı olduğu için mal senin dediler.Ben de mal benim değil dedim. Nasıl olur dediler.Dedim ki bu taşınmaz mal ruma parasını ödeyenindir .Yani bana göre bu mal eşdegercinin değil parayı ödeyen taşınmaz mal komisyonundur.

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Saray önünde KKTC ile Dünyaya meydan okuyaduralım Mayıs sonrası başımıza geleceklere bakalım ve KKTC’deki Bugünkü Pahalılığı yarınlarda arayacağımız günlere bakalım , Dünyanın dev Banker ve Finans Kuruluşlarından JPMorgan’nın açıklamalarına göre Seçimler sonrası Yıl sonuna kadar TL’nin 30 Dolara çıkmasıdır! TL’nin Dolar karşısında yüzde otuz değer kaybetmesi yorumu yapan JCMorgan inşAllah haklı çıkmaz aksi halde Bu gün Pahalılıktan şikayet ettiğimiz KKTC’de kemerleri iyice sıkmamız gerekecek !!

banner608

banner473