Meclis salonun duvarında, kürsünün arkasında; “egemenlik kayıtsız şartsız, milletindir” sözü yazar. Atatürk’ün bu sözü ,egemenliğin demokratik ve hukuk devleti ilkeleri  temelinde değerlendirilmesinin esasıdır. Şimdi ne oluyor? Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olmasının en temen organı  olan Meclisin;  Külliye meselesi ile ilgili gelişen, yeni Meclis binası yapımında bu esas yerle bir edildi. Daha önce de Meclis binası yapıldı. Şimdiki Meclisin hemen yanı  başında, eski binaya bağlanan en az onun kadar büyüklüğe sahip bina yapıldı. Bu yeni ek bina, Meclis çalışmalarına katkı sağladı. Bu yeni bina için Bütçeye para kondu. Proje hazırlandı. İnşaat için gereken yasal ve idari kararlar alındı. Sonra ihaleye çıkıldı. İhaleyi alan binayı bitirdi. Bu süreci eski Meclis Başkanı, Sayın Hakkı Atun’dan sorun da öğrenin. Sanki hiç geçmişimiz yokmuş gibi davranmayın. 
Şimdi Yeni Meclis binası için bunların hiç biri yapılmadan paldır küldür adım atıldı. Projede yerel inisiyat yokı. Ayrıca  yasal ve idari kararlar alındı. Nede ihale burada açıldı. Yani egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu kürsü arkasına yazan Meclis;  buna hayat veren Anayasa ve hukuk devleti olma kurallarının tümünü ayaklar altına alan, bir dayatma ile bina yapımına sürüldü. Yani egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu kürsü arkasına yazan Meclis, bu değerin neşet aldığı Anayasal ve demokratik hukuk devleti ilkelerinin tümünü kendi eli ile yıkıyor. O zaman kürsü arkaında yazan o sözün hükmünü de kendi elleri ile yok ediyor. Bu öyle, “parasını Türkiye veriyor, sizin cebinizde bir şey çıkmıyor, niye karşı çıkıyorsunuz” diye savununulacak bir şey değildir. Çünkü bu paradan daha değerli olan, o sözün, yani egemenliğin kayıtsız şartsız milletet ait olduğu değerinin yok sayılmasıdır. Bunu yok saymak, esas olarak devleti yok saymakla eş değerdir. Hele bu tavrı günde beş vakit devlet de devlet diyenlerin yapması ise en garibidir. Bu değerin, yani Anayasa ve demokratik hukuk devleti olgusunu  yok sayılma olayı, sağ ve sol düşünce dünyasına sahip her kesimin ,birlikte karşı çıkması gereken bir  felekttir.
Buna yani egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu değerine önem veren herkes, kimden ve nerden gelirse gelsin Anayasal, Demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırı her girişime karşı çıkması gerekir. İşin esası budur. Duvarında bu söz yazan en yüksek yasama organı, bina için egemenliğin temeli olan bu değerleri yok saymaz. Sayarsa, bindiği dalı kendi eli ile kesen olur.