banner564

Mekânın metalaşması

Günümüzde küreselleşme ile ilgili çok geniş bir literatür oluşmuştur. Teknolojik gelişmelerle günümüze damgasının vuran küreselleşme, politik, ekonomik ve sosyo-kültürel yaşantımızda da değişimlere neden olmaktadır. Yerli ve yabancı literatüre bakıldığında küreselleşme kavramı ile ilgili değişik tanımlarla karşımıza çıkmaktadır. Fakat bu tanımlardan öte, küreselleşme çalışmalarının muhalifler ve taraftarlar olarak iki gruba ayrıldığını görebiliriz.
Taraftarlara göre küreselleşme sürecine pozitif bakanlar, bu süreç içerisinde ülkelerin birbirlerine entegre hale gelerek, ülkeler arası ilişkilerin artarak başta ekonomik faaliyetler olmak üzere entegrasyonun öne çıktığını söylemektedirler. Küresel ekonominin yükselişi, yenidünya düzeninin göstergesi olarak yorumlanmaktadır. Böylece ülkeler ortak çıkarlarının farkına vararak küreselleşmeyi global bir uygarlığın doğuşu olarak algılamaktadırlar.
Muhalifler ise küreselleşme sürecine eleştirel bir şekilde yaklaşırlarken, kapitalizmin bir dönüşüm süreci olduğunu ve ülkelerin bu süreç sonunda yoksulluk, işsizlik ve krizlerle karşılaşacaklarından söz etmektedirler. Bu yaklaşımda olanlar küreselleşme karşıtı görüş belirtirlerken, örneğin günümüzde pasaport kontrollerinin kaldırılması yönündeki çalışmalarının yeni bir gelişme olduğunu kabul etmemektedirler. On dokuzuncu yüzyılda insanların pasaport kullanmadıklarını söyleyip, pasaport kontrollerinin kaldırılmasını geriye dönüş olarak yorumlamaktadırlar. Bu nedenle küreselleşmeyi teknolojik ve ekonomik gelişmeden çok ideolojik bir tutum olduğunu söylemektedirler.
Her iki görüşten farklı olarak bir üçüncü grup daha vardır ki küreselleşmeye, bir dönüşüm süreci olarak bakmaktadırlar. Dönüşümcüler hem küreselleşme taraftarlarının ifade ettiği globalleşmeyi, hem de muhaliflerin hiçbir şey değişmedi tezlerini kabul etmemektedirler. Dönüşümcüler ulus devletlerin yeniden yapılanma içerisinde olduklarını ve bunun bir süreç olduğu tezini ileri sürmektedirler.
Hangi tarafta olursanız olun, küreselleşme günümüzde özel sektör, devlet ve sosyo-kültürel yaşam üzerinden, üç unsur olarak insanlığa etki etmektedir. Özel sektörün piyasalar üzerindeki etkisini genişletirken devlet kurumlarına meydan okumaktadır. Bu meydan okuma nedeniyle de sosyo-kültürel yaşantılara bağlı olarak, yeni politik akımlarım doğuşuna tanıklık etmekteyiz.
***
Küreselleşme tartışmalarında mekân konusu önem kazanmaktadır. Doğal ortamla insanın buluştuğu yer olarak tanımlanan mekân, aynı zamanda üretimin yapıldığı yerdir. Küreselleşme süreci içinde sermaye mekâna farklı bir işlevlik kazandırmaktadır. Sermayenin kapitalist sistem içerindeki gelişimi mekânı meta (Piyasa için üretilmiş mal ve hizmet) haline getirmektedir. 
Küreselleşme süreci içinde mekânı meta haline dönüştürmenin kolay ama bir o kadar da çetrefilli olan yolu sermaye siyaset ilişkisidir. Bu ilişki çerçevesinde mekânın sermaye sahiplerine kazandırılması kolay bir yol iken bu yolu çetrefilli kılan engellerinden biri hukuk mekanizması. Hukuk sistemi mekânların metalaştırılmasını yavaşlatmakta veya engellemektedir. Bu nedenledir ki iktidara sahip olanlar, mekânın metaya dönüştürülme sürecini sesiz ve derinden yürütmektedirler veya yürütmeye çalışmaktadırlar.
Yaşadığımız coğrafyada küreselleşme ile mekânın metalaşma sürecini anladığımız zaman ancak Kıbrıs sorununun çözümünün ve işleyebilir bir hukuk sisteminin önemini kavrayabileceğimizi düşünüyorum. 
Bir hafta dileklerimle, herkese iyi pazarlar.
YORUM EKLE

banner608

banner474