Her yıl seçim yapmada ve hükümet değiştirmede bir numarayız…
Dünyanın hiçbir ülkesi bizimle bu konuda yarışamaz…
Barış harekatından bu yana 47 yılda tam 39 kez hükümet değişikliği yapmak kimin haddine?..
Böylesi bir rekoru bizden başkaları kıramaz…
Rum gazeteleri bile bu konudaki üstün başarımızı “41 kere maşallah” başlıklarıyla alay konusu yapmıştı…
Seçmen sayısının 280 bin olduğu küçücük bir ülkede sık sık seçim ve hükümet değişikliği yapılmasının savunulacak hiçbir yanı yoktur…
Her yıl bir seçim…
Milletvekilliği, belediye, Cumhurbaşkanlığı…
Sonra yeniden milletvekilliği…
Seçim sonrasında hükümet değişimi…
Hele bu son yaşananlar yürekler acısı…
Sadece 59 gün görevde kalan bir başka hükümet var mı dünyada?..
Mumla arasanız bulamazsınız…
Hükümetle birlikte bakanların, müdür ve müsteşarların değişmesi…
Hükümetin rengine göre bakanlıklarda çalışanlara ‘ayar’ yapılması…
Böylece kırgınlıkların, devlete olan güvensizliğin artması…
Sevgi, hoşgörü, dayanışma yerine; kavga ve rekabet hırsıyla ‘hesaplaşmaların’ ön plana çıkması…
Devlet kasasının boşalması…
Ekonomik önlemlerin ertelenmesi…
Yatırımların ihmal edilmesi…
Ve daha bir sürü olumsuzluk…
Memleket çöplük oldu
Seçim yapmada, sık sık hükümet kurup bozmada, bakan ve üst kademe yöneticilerini sık sık değiştirmede bir numaralıyız ama, ülkenin en basit sorunlarını dahi çözemiyoruz…
Özellikle de çevre konusunda elimiz kolumuz bağlı duruyoruz…
Köyler, kentler, dere yatakları, sahiller, tarihi binaların çevresi; hemen her yer çöplere teslim olmuş durumda…
Duyarsız insanlar kirletiyor, belediyeler temizleyemiyor…
Çevre Dairesi var ama; araç ve personel eksikliği gerekçesiyle iş yapamıyor…
İşin özeti kurum ve kuruluşlarımız iş yapamaz, çözüm üretemez haldedir…
Bu saatten sonra “Ne yapalım uzun yılların sorunlarını bir yılda çözemeyiz” gibi mazeretlerle aynı düzeni devam ettirme şansımız yoktur…
Bazı kişileri ve kurumları üzme pahasına ciddi önlemler alınmalı ve kararlılıkla uygulanmalıdır…
Kirletenlerin yanacağı bir ceza yöntemi uygulamaya konmalıdır…
Bir vatandaş olarak kimin bakan olacağı, kimin üst kademeye atanacağı bizleri hiç ilgilendirmiyor…
Artık hizmet istiyoruz…
Sayın Akar , KKTC nin bugün gelmiş olduğu vahim durumu gelmiş geçmiş hükümetlerimizi ve siyasilerimizi yıllar önce uyarmıştınız, Ben yaparım olur Siyaseti ile yönetilen bugünkü ülkemizin hali içler acısıdır, yıllar önce tüm programlarında kayde alınmayan sayin Akar’ın uyarıları bugün maalesef gerçekleşmiştir Tüm Sektörlerin batmış olduğu talan olup çöplükten girilmeyen bir ülke yarattık, Bu gidişat ile yönetemeyip geliri olmayan tuttuğunu batıran borç batağına giren ve bugün parasızlıktan maaş bile ödeyemeyecek duruma düşen hükümetleri Sayın Akar programlarında yıllar önce uyarmıştı,
Uluslararası Hukuk içinde Rum malları ve Maraş konusundaki çözüm için de sayın Akar’ın siyasilerimize devamlı kayda değer uyarıları vardır, hiçbir uyarıyı kayde almayan yöneticilerimiz Kıbrıslı Türklerin bugün olduğu gibi maalesef yarınını da karartmaya devam ediyorlar , Anavatan Türkiye de Ülkemizi mahveden beceriksiz yöneticilerimize yıllarca vermiş olduğu milyarlarca parayı haklı olarak artık vermiyor , bu gerçekler ile söyleyebileceğimiz tek şey Allah Sonumuzu Hayır Eylesindir başka ne olabilir ki !!!