banner564

Mevcut yapıyla halka hizmet verilemez

  Ülkesini ve halkını seven yöneticiler, en iyi hizmeti verirler...
  Daha çok üretmek, daha çok satmak veya daha başarılı olmak isterler...
  Ülkesini ve insanını sevenler; çevreyi gözü gibi korur, yeşillendirmeye öncelik verirler...
  Ne kadar çok ağaç, o kadar temiz hava...
  Ne kadar az kirlilik, o kadar az kanser...
  Ne kadar çok yeşil park, o kadar çok mutluluk...
  Ne kadar düzen, disiplin ve denetim; o kadar güven...
  Ne kadar temizlik ve güler yüzlü hizmet, o kadar çok turist...
  Turist demek; ekonomik açıdan kalkınmak, refah içinde yaşamak demektir...
  Turist sayısı arttıkça, bu ülkede daha çok üretim, daha çok satış olur...
  Ticaret daha da gelişir...
  Ne var ki; turizmi geliştirebilmemiz için önümüzde birçok engel vardır...
  Bunları aşmak ve başarmak kolay değildir...
  Engellerden bir tanesi doğrudan uçuşlardır...
  Rum tarafının etkili olduğu ambargoların sonucunda yabancı bir ülkeden kalkan uçaklar Ercan’a gelemiyor...
  Turistler ise aktarmalı uçuş yapmayı sevmiyor...
  Aktarmalı uçuş, daha çok zaman harcamak, hatta eziyet çekmektir...
  Bir başka sorun, tanıtım faaliyetlerimizin yetersizliğidir...
  Bu iki önemli başlığa ilaveten bir de kendi kendimize uyguladığımız ambargolar vardır...
  Yatırımcı gelmediğinde kızıyoruz; yatırımcı geldiği zaman da onlara ‘hırsız’ gözüyle bakıyoruz...
  Sanki bu ülkede yükselen otelleri, turistik tesisleri yüklenip götüreceklermiş gibi temelsiz görüşler üzerine politikalar üretiyoruz...
  Zaman zaman KKTC’nin kalkınmasına karşı çıkan ve bir düşmandan daha kötü fikirler taşıyanları yetkili görevlere getiriyoruz...
  “Yapmam arkadaş” dediği zaman, ona “yapma” deyip, aferin çeken siyasilerden icraat bekleyerek kendi kendimizi avutuyoruz...

Yerel yönetimler iflasta

  Belediye sayısını 28’e çıkarırken, bizlere ‘Bin Bir Çevre Masalı’ anlatmışlardı...
  Sonrasında anlatılanların tam tersi oldu ve uzun süre devam eden tartışmaların ardından belediyelerin sayısı 18’e indirildi...
  Ne var ki; halka ve sorumlu oldukları bölgeye beklenen hizmeti veremiyorlar…
  Bunun en önemli nedenlerinden biri kaynak yetersizliğidir…
  Kaynaklar neden yeterli olmuyor?..
  Elde edilenlerin tamamına yakını maaşlara ve sosyal yatırımlara harcanıyor da ondan…
  Öyleyse; böylesi bir yapı sürdürülebilir değildir…
  Böylesi bir yapının çevre sorunlarına çözüm getirmesi veya daha güzel kentler yaratması mümkün değildir…
  Gerçekleri görmezden gelemeyiz…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Öz
Öz - 12 ay Önce

Para, her gün devalüe olan TL. Enflasyon arttıkça artıyor. İşsizlik, memurluk olduğu halde patlamış gidiyor. Ülkeyi terk edenler, Rum tarafında çalışmaya gidenler artıyor. Üniversitelere gelen öğrencilerin amacı başka. Tayin edilen hükumetin etkisi, 23 nisan çocuk hükumetleri kadar. Hazinede para yok. Aslında hazine de yok. Bu arada eksik bir milletvekili için seçim yapılacak. Sanki en önemli sorun bu tek milletvekili seçimi imiş gibi. El avuç açıp alınan para, bu seçime yatırılıyor. Bir de karma oy tartışması yok mu? Sorunların katmerlisinin bu olduğu sanılıyor. Bir ülke bu kadar mı boş işler peşinde olur? Aslında devletin kapısına kilit vurulsa, müdürler, müsteşarlar, milletvekilleri, bakanlara verilen maaşlar, yan ödemelerden tasarruf edilse, Her bölge kendi kendini yönetse, Yatırımda, karar almada, israfta çok daha iyi durumda olunur.

banner608

banner473