Kıbrıs sorununun çözümü konusunda yine hareketli bir döneme girmiş bulunuyoruz…

Anastasiadis’in ‘Gevşek Federasyon’ önerisini bir kenara bırakalım…
Bundan neyi murat ettiğini elbet bir gün ‘Rum basını yazarsa’ öğreneceğiz…
Uzun bir aradan sonra tarafların yeniden ‘çözüm heyecanı’ yaşanması oldukça dikkat çekicidir…
Bu heyecana bağlı olarak buluşmaların sıklaşması, karşılıklı ziyaretler düzenlenmesi de önemlidir…
Güneyde ‘Greek Coffee’, kuzeyde ‘Turkish Coffee’…
Ne güzel…
Afiyetle içsinler…
Akşam yemeğinde buluşanlara da şaraplar, zivaniyalar veya viskiler de afiyet olsun…
Türkçe ‘şerefe’, Rumca (köylülerin dilinden) ‘Eyva Brodi’, Yunanlıların dilinden Stilyasas…
İçelim ve cesaretlenelim arkadaşlar…
Yeter ki; hayallerin ötesinde gerçekleri cesaretle konuşabilelim…
Hritofyas ile buluşan İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın yerinde olsaydınız ona bir sorucuk sormaz mıydınız?..
“Yoldaş Dimitri, çözüm konusunda bugüne kadar ne yaptın söyle bakayım… Limasol’daki okuldan mozaikler sökülürken bir kelimecik söyleyemedin. Kimdir seni engelleyen be Dimitri…”
Bu soruyu sorardınız değil mi?..
Eminim İkinci Cumhurbaşkanı Talat da sormuştur…

Averof mekik dokuyor

Çözüm hazırlıkları konusunda en heyecanlı liderin Averof Neofitu olduğu gözden kaçmıyor…
Kudret Hoca ile Kormacit’te, Cemal Hoca ile güneyde görüştü…
Ve dün de Tufan Hoca’nın kapısını çaldı…
DİSİ Lideri Neofitu’nun bu ziyaretine partisinden üst düzey yetkililer de katıldı…
CTP binasında oldukça yararlı bir görüşme yaptıkları inkar edilemez…
Fakat Tufan Hoca’nın yerinde olsaydınız, iktidarı elinde bulunduran Neofitu’ya iki sorucuk sormaz mıydınız?..
Soru 1:
“Bay Averof, bizim tarafta çok sevdiğimiz öğretmenimiz Hasan Işık Özgöçmen’i öldürdükten sonra sizin tarafa kaçan Pakistanlı Muhammed’i neden bize iade etmiyorsunuz da sınır dışı ediyorsunuz?.. Bak bizim taraf her tuttuğunu size veriyor. Hatta sizin tarafta hırsızlık yapan kendi vatandaşlarımızı da yargılayıp cezaevine gönderiyor. Derdiniz ‘sahte devlet’ dediğiniz KKTC’nin tanınması mıdır?”
Bu soruyu sorardınız değil mi?..
Pakistanlı Muhammed’i bizim tarafa iade etmeleri halinde ‘sahte devletle’ veya ‘işgal bölgesiyle’ resmi ilişkiye girmiş oluyorlarmış…
O nedenle de tanınmış devlet olan Pakistan’a göndereceklermiş…
Ve yine tanınmış devlet olan Türkiye’nin, ileride Muhammed’in iadesini talep etme hakkı varmış!..
Soru 2:
“Bay Averof… Kıbrıslı Türklere ait arazilerin üzerinde kurduğunuz Larnaka ve Baf Havaalanı’na gelen ve kuzeye geçeceğini söyleyen yabancıları anında sınır dışı eden muhaceret memurlarınızı ne zaman durduracaksınız?.. Bu yaptığınız ikili ilişkilerimize zarar veriyor. Bakınız siz istediğiniz zaman kuzeye geçip, kiliselerde dini ayinler yapıyorsunuz. Bizler size yardımcı oluyoruz. Sizler neden ekmeğimize göz dikiyorsunuz?..”
Bu soruyu da sorardınız değil mi?..
Sorsaydınız tatmin edici bir cevap vermezdi…
Ama bu tarafta uyumadığımızı ve ciddi rahatsızlıklarımızın olduğunu onlara hatırlatma şansımız olurdu…
Hayırlı Pazarlar…