banner564

Mülkiyet meselesi ve Skuridis

   Kıbrıs sorununun çözümü konusunda hassasiyetlerimizin ne olduğu herkes tarafından biliniyor…

   Bu konuda uzun yıllardan beri değişmeyen şartlarımız vardır…
   En önemlisi de Türkiye’nin ‘garantör’ ülke olmasıdır…
   Son yarım asırlık süreçte Kıbrıslı Türkleri destekleyen tek ülke Türkiye’dir…
   En zor koşullarda dahi, ihtiyaçlarımızın karşılanması konusunda her türlü fedakârlığı gösterdiği gibi; yok edilmemize saatler kala büyük bir risk alarak kurtuluşumuzu sağladı…
   Bunları sağduyu sahibi Rumlar da itiraf ediyor…
   Avrupa Birliği üyesi olmuş bir ülkenin sonsuza dek bölünmüş kalamayacağını da biliyoruz ve başından beri ‘sağlam temellere dayalı’ bir çözüme destek veriyoruz…
   Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğu da kalıcı bir çözümden yanadır…
   Hemen her 10 kişiden 7 tanesi “Yeter ki Türkiye’nin garantörlüğü devam etsin” diyerek çözüme destek veriyor…
   Garantörlük konusundaki ısrarın ana nedeni ise; hem geçmişte yaşanan acılardır, hem de güneydeki terör örgütünün gittikçe güçlenmesidir…
   Öyleyse; Rum siyasi liderliğine düşen görev de terör örgütünü bir an önce etkisizleştirmek ve faaliyetlerini yasaklamaktır…
   AB Yönetimi de bu konuda her türlü baskıyı kullanmalıdır…

Oldu da bitti maşallah diyemeyiz

   İki taraf arasındaki önemli anlaşmazlıklardan bir tanesi de mülkiyet konusudur…
   Rumların ezici bir çoğunluğu “kendi malımı isterim” diyor…
   Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğu ise “Biz artık eski köyümüze dönmeyiz” diyerek, mülkiyet konusunun takas ve tazminatla çözülmesini talep ediyor…
   Olası bir anlaşmada, Rum tarafına iade edilecek bölgeler vardır…
   Dolayısıyla bazı insanlar bir kez daha göçmen durumuna düşecek…
   Geri kalanlar ise, oturduğu evi koruyabilmek için takas veya tazminat yolunu seçecek…
   Yarım asırlık bir sorunu çözmek elbette kolay değildir…
   Mülkiyet konusunda çok ciddi sıkıntıların yaşanacağını tahmin edebiliyoruz…
   İşte o nedenledir ki; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından resmen tanınan KKTC Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalıştırılmasını ve mülkünü satmak isteyen Rumlara tazminatlarının verilmesi üzerinde ısrar ediyoruz…
   Ne var ki; bazı siyasiler “Savaşla aldıklarımızı vermeyiz” havasındadır…
   Ancak uluslararası hukukta böylesi bir anlayış geçerli olamaz…
   Nüfus mübadelesi anlaşması çerçevesinde bizler kuzeyde, onlar da güneyde yaşayacak…
   Fakat mülkiyet sahipleri, ister Türk, ister Rum olsun mağdur edilmeyecek…
   Tek başımıza, dünya ile savaşacak halimiz yoktur ve olamaz da…
   Memleketini ve halkını seven insanların yapması gereken bu sorunu yasal kurallar çerçevesinde çözmektir…
  Taşınmaz Mal Komisyonu’nun son yıllarda çözüm üretememesinin ana nedeni de, KKTC siyasetinin ilgisizliği ve konuyu önemsememesidir…
   Halbuki bu konu güvenlik ve garantiler kadar önemlidir…
   
Topraksız vatan sahibi olamayız   

   Taşınmaz Mal Komisyonu’nun görevleri arasında, üzerinde inşaat yapılmamış arazilerin mal sahibine iadesi de vardır…
   Kozanköy’lü Skuridis’e arazisinin iade edilmesi gibi…
   Şimdi bu konuda eğri oturup, doğru konuşalım…
   Skuridis’e arazisi, mahkeme görevi yapan Komisyonun kararı ile verildi…
   Bu karar sonrasında o adamın araziyi satma veya üzerine ev yapma hakkı vardır…
   Ev yapılması halinde, komşu haneye geçiş yolunun kapanması ayrı bir konudur…
   İlgili bakanlık ve daireler bu konuda çare üretmek zorundadır…
   İnsanları kapıştırmak yerine çare üretir, diğer konuta bir şekilde yol açarsınız…
   Yüzlerce Kıbrıslı Türk’ün arasında bir Kıbrıslı Rum’un bulunmasıyla ‘güvenlik sorunu’ yaşanacağına ilişkin endişeler yersizdir…
   Yaşı ilerlemiş bir insan, hayatının son günlerini kendi köyünde geçirmek istiyorsa, ona tepki ile yaklaşmak yerine, iyi komşuluk temennisinde bulunmak doğru olandır…
   Unutmayalım ki; halen güneyde yaşayan onlarca insanımız vardır…
   Ve zaman zaman bazı Rumların, güneyde ikamet eden Kıbrıslı Türklere yönelik olumsuz tavırlarını gördüğümüzde en sert kınamayı yapıyor, AB yetkililerini göreve davet ediyoruz…
   Onların, bizlere iyi davranmasını istiyorsak; bizler de onlara iyi davranmalıyız…
   İki bölgeli çözüm olması halinde yine bir miktar Kıbrıslı Rum kuzeyde, bir miktar Kıbrıslı Türk de güneyde yaşamayı tercih edecek…
   Ve Avrupa için yanıp tutuştuğumuza göre; buna müdahale hakkımız olmayacak…
   İyi ilişkiler içinde yaşamak için çalışacağız…
   Hayırlı haftalar… 

YORUM EKLE

banner608

banner474