Kıbrıs sorununun çözümünde güvenlik kadar mülkiyet sorununun çözümü son derece önemlidir…
Savaş sonrasında 51 yıl süreyle kuzeydeki Rum mülklerinde yaşayan insanlara bir anda “1974 öncesindeki evinize gidin” denilemez…
Güneydeki evi yerle bir olmuş veya ailesine ait arazilerin üzerinden yol geçmişse bu insanlar nereye gidecek?..
Bir de 1974 sonrası doğan ve kuzeyden mülk alanlar vardır…
Mülkün parasını öderken kendilerine verilen tapu belgesi üzerinde ‘eşdeğer’ yazıyorsa, bunlar kendilerini güvende hissetmişlerdir…
Günü geldiğinde bu mülkün güneyde karşılığı var anlamına geliyor ‘eşdeğer’ belgesi…
Ama kuzeydeki mülkün değeri, güneydekinin üzerinde de olabilir…
Bunun dışında 2004 Annan referandumu sonrasında inşaat patlamasıyla birlikte yabancılara yapılan satışlar vardır…
İnsanlar tüm birikimlerini harcayıp, yasal statüsünün ne olduğunu bilmedikleri mülklerden satın almışsa, siz bunları ‘hırsız-dolandırıcı’ sınıfına koyamazsınız…
Madalyonun diğer yüzü
Kuşkusuz bir de madalyonun diğer tarafına bakmalı…
Yani kuzeydeki mülkünü kaybeden Rumlara…
Onlar da 51 yıldır evlerine dönecekleri günün hesabını yapıyor…
Hayatta olmayanların çocukları kendilerine vasiyet edileni yerine getirmek istiyor…
Uluslararası hukuk çerçevesinde bu insanlara “aldık, bitti maşallah” diyemezsiniz…
Doğru olan, mülkiyet sorununu ‘takas, tazminat, iade’ yöntemiyle çözmektir…
Onun için de müzakerelerin başlaması ve diğer konularla birlikte mülkiyet pazarlığının da sonuçlanması gerekiyor…
Türk tarafı Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın liderliğinde bu konuyu değerlendirip, karşı tarafa pazarlığa çekmelidir…
Türkiye’nin, AB müzakerelerinde ilerlemesini sağlamak ve Türk iş adamlarına yönelik vize ambargosunu sonlandırmak için Kıbrıs konusunda ilerleme olması son derece önemlidir…
Rum tarafının mülkiyet sorununu tutuklama emirleriyle çözme şansı yoktur…
Bu sorun müzakere masasında her iki toplumu da tatmin edecek şekilde çözülmelidir…
Tazmin Komisyonu çalıştırılmalı
Mülkiyet konusunda bizlere altın tepsi içinde sunulan Taşınmaz Mal Komisyonu’nu etkili bir şekilde çalıştıramadığımız için, ileride çok ciddi sorunlarla yüzleşmemiz söz konusudur…
Komisyonun ‘parasızlık yüzünden’ karar üretememesi, büyük bir fırsatın yitirilmesi anlamına geliyor…
Halbuki milyarlarca dolarlık mülk satışı yapılırken, ek bir vergi uygulamasıyla komisyona kaynak yaratılabilirdi…
Yıllardır yapılan uyarıları dikkate almayan ve ‘Şerefiye Vergi Yasasını’ Meclis’ten geçirmeyenlerin ciddi sorumlulukları vardır…
Şimdiki hükümet yerel kaynaklarla adım atmak istese de ortaya çıkan kaynak yeterli değildir…
Daha da geç olmadan doğru yolu bulmalı ve hızlı bir şekilde ilerlemeliyiz…
Daha önce de yazmıştım..
1. Rum'un ulaşabildiği havaalanı, kara, deniz sınır kapılarından çıkanlar tutuklanacak.
2. Eşdeğerlerden sonra sıra Türk kocanlilara da gelecek,
3. Rum tarafina geçen KKTC gençleri askere alınacak..
4. Rum'un aşırı silahlanmasi devam edecek..
5. TMK bahane.. Ruma tüm malları geri verilse de adanın tamamını alma istekleri hep devam edecek..
Rumdaki malindan kira alan varsa, el kaldirsin, yok böyle bir şey.. Olanların çoğu Ruma gidip sattı zaten..!