banner564

Ne demişlerdi, ne yaptılar?

  Erken genel seçimlerden önce tüm parti liderleri ile ‘İlk 100 Gün’ toplantılarını gerçekleştirmiştik…
  O toplantılarda söylenenlerin, sadece bir kısmını burada yayınlayarak ‘yapılanların’ ve ‘yapılmayanların anlaşılmasında fayda görüyoruz…
  Önce CTP Genel Başkanı ve Başbakan Tufan Erhürman’ın söylediklerine bakalım:
  Erhürman, iktidar olmaları halinde, aralarında CTP’liler olsa bile bütün yolsuzluk iddialarının üzerine gideceklerini söyleyip, şöyle demişti:
  “Ben hukukçuyum. Hesabı benden sorulsun. Hiç başka bir yerden değil.  CTP’de hata yapan arkadaşlarımız olduğunu söyledim.  Bu konudaki iddiaların sonuna kadar tek başına iktidar olsak dahi üzerine gideceğiz.”
   Yolsuzlukların üzerine gidilebildi mi?..
   Başsavcı’nın “Mesele yok” diyerek kapattığı dosyaların hiçbiri yeniden açılmadı…
   Son 15 aylık sürede 4 tane köy kooperatifinde meydana gelen yolsuzluklarla ilgili hiç kimse yargılanmadı…
   Bir diğer konu vatandaşlıklarla ilgiliydi… 
   Aynen şöyle demişti:
   “Bu ülkede onlarca yıl bulunan Türkiye ve başka kökenli insanlarımıza vatandaşlık verilmezken, bu ülkede doğan ve 17-18 yaşına kadar bu ülkede yaşamış gençlere, anaları babaları KKTC vatandaşı olmayan gençlere vatandaşlık verilmezken, bir günlük turist vizesiyle bu memlekete gelenlere Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlık verildi.”
 
“Ülkenin eğitim sistemi çöktü.”

   Erhürman’ın eğitim konusundaki değerlendirmesi şöyleydi:
   “Bu ülkenin eğitim sistemi tamamen çökmüştür. Kaç beden eğitimi öğretmenin işsiz olan bir ülkede beden eğitimi öğretmenine burs vermeye nasıl devam edilebilir. Gastronomi son derece iyi bir alan. Biz onlara sadece aşçı diyoruz.  Bu kadar otelde bir tane Kıbrıslı Gastronomi eğitimi alan biri yok. Benim atıl bir insan kapasitem var.”
   Peki bunların hangisi gerçekleşti?..
   Hangileri başarıldı?..    

Özersay’ın söyledikleri

   Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay iktidara geldikleri takdirde, döviz borçlarının Türk Lirası’na çevrileceğini, Fiyat İstikrar Fonu’nun hayat pahalılığını önlemek için kullanılacağını, Kolay Konut Edindirme Projesi’ni hayata geçireceklerini söylemişti…
   Söylediklerini okuyalım:
   “Ülkedeki pek çok vatandaşın belini büken Türk Lirası’nın değer kaybı bir ekonomik sıkıntı.  Her gün daha da fazla fakirleşiyoruz. Dövizle borçlanmış olan insanlar var. Bu gidişle borçlanmış olanlar yakın gelecekte ciddi ve sosyal çöküntü yaşayacaktır. Bunu önlemek için insanların döviz borcunu TL’ye çevirmelerine yardımcı olacak, devletin aldığı harçların kaldırılması yoluna gidilecektir.”
   Özersay gümrüklerde döviz kurunu sabitleyeceklerini de belirterek şunları aktardı:
   “Faiz Yasası’nı yürürlüğe koyacağız…”
   Peki bunları yapabildi mi?..
   Dörtlü koalisyon döneminde bunları yapamadığı için, o günlerde 5.30 olan Sterlin kuru şimdi 7.95’lerde seyrediyor ve döviz borçlu vatandaşlar taksitleri ödeyemedikleri için mahkeme koridorlarında sürünüyor…

Siyasi partilere verilen katkı payı

   Özersay’ın programında siyasi partilerle ilgili çok önemli iddialar vardı. Aynen şöyle demişti:
   “Bu ülkede meclisteki siyasi partilere milletvekilliği sayılarına göre sadece 2017 bütçesine baktığımızda 9 milyon TL bütçeden katkı payı verilmektedir. Biz siyasi partilere verilen katkıyı ciddi oranda aşağıya çekeceğiz. Burada da ciddi bir israf vardır. Daha önce Bakanlar Kurulu kararıyla bazı siyasi parti gazetelerine verilen özel destekler var. Bu halkın parasını gereksiz yere israftan başka bir şey değil. Bunun önüne geçeceğiz.”
   Peki ne oldu?..
   2018’de siyasi partilere verilen yardım miktarı 10 milyon 500 bin liraya yükseldi…
   Bu yılki bütçede ise yüzde 29’luk artışla 13 milyon oldu…
   Ortaklar böyle isteyince Kudret Özersay buna itiraz edemedi…

 Devlet ihalelerine bakan yakınları katılamayacak

   İşte bu nokta çok önemli…
   Özersay daha seçim öncesinden devlet ihalelerine ilişkin görüşlerini şu şekilde açıklamıştı:
  “Bir karar alıp devletin ihalelerine gerek mal gerek hizmet alımı konusunda, birinci derece bakan yakınları artık katılamayacak. Daha önce çok ciddi istismar oldu.”
   İşte hükümetin yıkılmasında en önemli neden de bu oldu…

Serdar Denktaş: Belediyelerin sayısı 5’e düşürülmeli

   DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, 28 olan belediye sayısının azaltılması konusunda çok iddialı konuşmuş ve şöyle demişti:
   “Belediyelerin sayısının 5’e düşürülmesi gerekir. 12 sayısında uzlaşı var. Belediyeler Yasası’nı geçirelim dedik. Şu anda yerel gelirlerin yüzde 9.25’ini belediyelere aktarıyorum. Bu yeni vergi çalışmasını yaparken vergi toplama yetkisini sayıları azaltarak belediyelere verelim. Onlar toplasın vergileri. Ama vatandaş da bilsin ki bu vergileri toplayan kişi aşırı istihdama gidiyorsa bunu engelleme kudretini kendinde bilsin ve sorgulasın.”
   Denktaş “Belediye sayısı 5’e inecek” dedi ama 28 olan sayı değişmedi…
   Hükümet 15 aylık sürede bu reformu gerçekleştiremedi…

Cemal Özyiğit: Yükseköğretim ihtiyaca göre yeniden yapılanacak

     TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit 3 önemli konu üzerinde iddialı konuşmuştu…
   Birincisi gıdalarla ilgiliydi…
   Partisinin sertifikalı ürün, gıda denetimi ve Hal Yasası konularında hassas olduğunu vurgulamış “Soframıza gelen ürünlerin, içilen sıvıların nerede ve nasıl üretildiği önemlidir. Bunlar denetlenecek” demişti…
   Meğer Kıbrıslı Türkler aylardan beri kanserojen şişe suyu tüketiyormuş…
   İkinci büyük iddiası ise üniversitelerde bölüm seçimleriyle ilgiliydi…
   Aynen şöyle demişti:
   “Yükseköğretim ülkenin ihtiyaçlarına göre yeniden planlanacak. Şu anda bazı alanlarda da maalesef yüzlerce gencimiz işsiz. Biz hala öğrencilerimizi oralara yönlendiriyoruz…”
   Peki yapıldı mı bu düzenleme?..
   Maalesef 15 ay yetmedi!!!
   Üçüncü büyük iddia kamu taşımacılığıyla ilgiliydi…
   Aynen şöyle demişti Cemal Hoca:
   “Kamu taşımacılığı muhakkak teşvik edilecek. Trafikte son dönemlerde kan kaybediyoruz. Her geçen gün bir insanımızı kaybediyoruz. Bu son derece önemli bir sorun. Trafikle ilgili her türlü önlemin alınması lazım…”
   İşte böyle…
   İddiaların ve vaatlerin hiçbiri yerine getirilmedi…
   Öyleyse hükümetin neden bozulduğuna ilişkin soruların hiçbir hükmü yoktur…
   Hükümet beklenen icraatları yapamadığı için bozuldu…
   Başka söze gerek yok…

YORUM EKLE

banner471

banner473