banner564

Ne istedikleri belli

 Kıbrıslı Rumların nasıl bir çözüm istediklerini artık biliyoruz…
 Öncelikli hedefleri 1974 öncesine dönüştür...
 Herkesin kendi köyüne, kentine ve kendi mülküne geri döneceği bir ortamın oluşmasını istiyorlar...
 Türkiye’nin ‘askeri ve göçmenleriyle’ adadan çekilmesini ve müdahale hakkından feragat etmesini talep ediyorlar...
 Bunu başarabilmek için de yıllardan beri bıkmadan, usanmadan çalışıyorlar...
 Geliştirdikleri ‘ulusal stratejik politikalar’ çerçevesinde, başta AB ülkeleri olmak üzere, dünyayı etkilemek için önemli adımlar attılar...
 Avrupa Birliği’ne üye olmalarının temelinde, Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak ve adadan çekilmesini sağlamak vardır...
 Eski Rum liderlerinden Yorgo Vasiliu, merhum Glafkos Klerides bunu defalarca tekrarlamaktan çekinmedi...
 Siyasi açıdan mücadele verirken, yaşamakta oldukları ekonomik krizi en kısa sürede atlatabilmek için başta Avrupa Birliği ile sıkı pazarlık yaptılar...
 Çok büyük miktarlarda kredi sağlamayı başardılar...
 Sıcak paranın oluk gibi akmasından sonra Rusya ile flörte başladılar...
 Flörtü ve propagandayı çok iyi beceriyorlar...
 Türkiye’nin ‘değişen dış politikasını’ fırsat bilerek, Arap ülkeleriyle yakın ilişki kurmayı da başardılar...
 Başta Mısır olmak üzere, Lübnan, İran, Ürdün, Kuveyt ve Katar ile çok sayıda ekonomik anlaşma imzaladılar...
  İsrail ve Fransa ile mükemmel ilişkileri vardır...

Ya bizler?

 Peki bizler ne yapıyoruz?..
 Ne istiyoruz?..
 Her ne pahasına olursa olsun bir çözüm mü, yoksa haklarımızın korunacağı ve güvenliğimizin Türkiye tarafından garanti edileceği bir çözüm mü?..
  Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğu, Türkiye’nin garantörlüğünün devam edeceği bir çözüm istiyor...
  Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin oluşturacağı Barış Gücü’ne güvenmiyor...
  NATO’nun sağlayacağı bir garantiye de güvenmiyor...
  Hele önceki gün NATO tatbikatında Türkiye’ye karşı sergilenen tavrı gördükten sonra, 1960 Güvenlik ve Garanti anlaşmalarının ne kadar önemli olduğunu çok daha iyi anlayabiliyoruz...
  Rum tarafının, garantileri içermeyen bir çözüm konusundaki ısrarını çürüten gelişmeleri de gözden uzak tutamayız...
  Geçtiğimiz günlerde Türkiye ve KKTC aleyhinde eylem yapan Rum öğrencilerin hep bir ağızdan “Türkler Helen toprağında öleceksiniz” diye slogan atmaları; nasıl bir intikam peşinde olduklarını gösteriyor...
  Öyleyse sağcımız, solcumuz; ilericimiz, gericimiz; hangi partiyi savunursak savunalım ulusal dava konusunda artık tek ses olma becerisini gösterebilmeliyiz...
  Cumhurbaşkanı Akıncı’nın son açıklamaları, Rum liderliğinin uzlaşıya yaklaşmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor...
  Bunca zaman çözüm için bayrak önde koşan bir meslektaşımız, vize için güneye geçen oğluna nasıl saldırdıklarını görünce, çözüm inancını yitirdiğini söylüyor...
  Bunları görebilmeli ve dersler çıkarabilmeliyiz...
  Doğu Akdeniz’in ateşle sarıldığı bir dönemde, Fransa’nın dahi adada deniz ve hava üssü kurması kararlaştırılırken, Türkiye’nin her şeyi bırakıp, gitmeyeceğini artık herkesin anlaması gerekiyor…
   Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “asker çekmeyeceğiz’ mesajı son noktadır… 

YORUM EKLE

banner471

banner473