banner564

Ne kadar hazırız?

  Müzakere sürecinde “Çözüme hazır mıyız?” sorusu sık sık gündeme gelirdi...

  Bazıları “Büyük çapta hazırız” derken, büyük bir çoğunluk hazır olmadığımızı belirtiyor, önlem alınmasını istiyordu...
  Çözüm olmadı...
  Önümüzdeki aylarda olumlu gelişmelerin yaşanması da beklenmiyor...
  Öyleyse ‘Bugünkü yapıyı’ ele almak ve yaşanan sorunlar için çözüm yolları aramak doğru olandır...
  Önce ‘kâbus halini alan’ trafik konusuna değinelim...
  Kadro eksikliği nedeniyle polisin denetimsizliği devam mı edecek?..
 Yollarımız bakımsız mı kalacak?..
 Kırmızı ışıkta durmamak kural halini mi alacak?..
 Cep telefonuyla konuşarak veya mesajlaşarak araç kullananlara ödül veren bir ülke durumuna mı geleceğiz?..
 Egzoz emisyon ölçümüyle ilgili kararlar tozlu raflarda mı bekletilecek?..
 Kullandığımız akaryakıtın kalitesini denetleme cesaretini gösterecek siyasiler ve bürokratlara toplum olarak “Devam mı?” diyeceğiz?..
 Önemli olan bu soruların yanıtını verebilmektir...
 Trafik en korkulu rüyamızdır...
 Bir başka büyük tehlike ise uyuşturucu belasıdır...
 Özellikle gençlerin bu batağa saplanması nedeniyle aileler perişandır...
 Trafik kazalarındaki artışın önde gelen nedenlerinden biri de uyuşturucu kullanan gençlerin direksiyon başına geçmesi ve gaza basmasıdır...
  Öyleyse önümüzdeki süreçte uyuşturucu ile mücadele konusunda çok ciddi adımların atılması gerekiyor...
  ‘Dünya ile bütünleşmek’ istediğimize göre AB ülkelerinin bu konuda yaptıklarına bakalım ve icraatlarını kopya edelim...  

Havamızı da zehirliyor

 Yılın hemen her gününde güneş görebildiğimiz bir ülkede yaşıyoruz...
 Buna karşın havamızda kirlilik oranı, İngiltere’nin de üzerinde...
 Peki neden böyle?..
 Elbette birçok nedeni var...
 Teknecik Elektrik Santraline hala bir filtre takılmadı...
 Araçların egzozlarından çıkan zehirleri önlemek için çıkarılan ceza yasaları uygulanmadı...
 Zamanında bakımı yapılmayan yüzlerce devlet aracından da zehir yayılıyor...
 Çakıl, kum taşımacılığı denetim altına alınmadı...
 Belediye araçları bile, kamyonlarla kontrolsüz bir şekilde çöp taşıyor...
 Boş araziler, yarım inşaatlar, hatta inşaatı tamamlanan bina çevrelerinden atıklar toplanmıyor...
 Toplanması yönünde önlem alınmıyor...
 Belediyelerin önemli bir kısmı bu konuda karar üretemiyor...
 Çevre Bakanlığının adı var, icraatı yok...
 Sebze ve meyve üretiminde aşırı dozda zehir ve hormon kullanımı sürüyor...
 Ekmek fırınlarının büyük bir çoğunluğu denetlenmiyor...
 Hastalıklı hayvan satışlarına göz yumuluyor...
 Böylesi bir durumda insanların kanser belasına yakalanmaması mümkün mü?..
 Elbette değil...
 Öyleyse bu saydıklarımızla kim ilgilenecek?..
 Bunları kim düzeltecek?..
 Halk bu sorulara yanıt arıyor ama bulamıyor...

Eğitim ve kültür sorunu

  Bir de eğitim ve kültür sorunumuz vardır…
  Başbakan Tufan Erhürman dün katıldığı bir TV programında bu konuda ciddi sıkıntıların yaşadığını söyledi…
  Siyasette, medyada ve diğer bazı sektörlerde yaşanan kalite sıkıntısına değindi…
  Bunların tümü yaşadığımız gerçeklerdir…
  Aşırı saldırılar ve tatminsizlik yüzünden siyasilere yönelik saldırılar devam ettiği sürece, yetenekli insanlar siyasete girmeyecek…
  Medyaya yönelik yardımlarda teknoloji ve insan kalitesi kriterler arasında yer almadığı sürece, yoldan geçenler ekranlarda yer alacak, bilmediği konularda konuşmaya ve eleştirilere, hatta küfürlere devam edecek…
   Tam gün eğitime geçilmediği sürece, gençliğin başarısızlığı ve iş bulma sorunu daha da artacak…
   Ve mevcut siyaset anlayışı çerçevesinde, hele 4 partili ‘zorunlu uzlaşılarla’ bu sorunların üstesinden gelmek kolay değildir… 

YORUM EKLE

banner608

banner474