banner564

Ne yapıyoruz, neler olacak?

   Kafasına saksı düşmüş adam sabah uyandığı zaman “Statüko devam edemez” diyerek tartışmaya başlıyor…
   Peki statükoyu bertaraf edelim!..
   Nasıl yapacağız bunu?..
   Rumlarla anlaşarak…
   Haydi anlaşalım…
   Mülklerin ezici bir çoğunluğunu iade edelim…
   Askerleri geri çekelim…
   Garantileri de ‘günün koşullarına göre’ değiştirelim…
   Geriye ne kaldı?..
   Dönüşümlü Başkanlık…
   Eskiden “Bakarız, yaparız” diyorlardı…
   Şimdi “Azınlık, çoğunluğu nasıl idare edecek?” diyorlar…
   Tamam, ondan da vazgeçelim…
   Hiç olmazsa 1960’taki gibi bakanlar kurulunda veto hakkımız olsun…
   O da olmaz…
   60’lar geride kaldı…
   O zamanlarda DC 9’lar vardı, şimdi Boeing 777’lerle uçuyoruz…
   Yani siz istediğiniz kararları alacaksınız, biz de buna uyacağız!..
   Öyle mi?..
   Öyleyse bu çözümün adı ‘Kıbrıslı Türklerin şimdiki şekliyle tanınan Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamalanması’ olur…
   Dövizde patlamalar, bankalarda sallantılar olursa ona da mı razı olacağız?..
   Allah korusun…
   Ananın seçimleri öncesinde ‘öcü korkularıyla’ yatıp, kalkıyor, “Allah korusun” diyoruz… 
   Ama diyelim ki; gün gele yama işlemi de oldu…
   Peki ondan sonrası?..
   On binlerce Kıbrıslı Türk’ün oturduğu ‘evciklerin’ durumu ne olacak?..
   Eski mal sahibi Yannagi kapıya dayanınca Şüküfe Hanım’la, Şükrü Efendi nereye gidecek?..
   Bunları düşünerek, biraz da kaşınarak ‘her türlü olasılığa karşı’ hazırlıklı olmakta fayda vardır…
   Bazı insanlar “Rumlar artık kuzeydeki mülklerine dönmez” diyerek avunmaya ve avutmaya çalışıyor…
   Ama gerçek durum bu değildir…

Sorular ve cevaplar

   Bir hafta kadar önce Kozanköy’e giderek evini gören Rum kadına, bir Türk’ün sorusu ve cevabını aktarmak suretiyle bu konuya biraz açıklık getirelim:
   Soru: Evinizi gördünüz, çözüm olursa buraya dönmek ister misiniz?..
   Cevap: Tabi ki döneceğim… O günü görmek için yaşıyorum…
   Soru: Diğer göçmen Rumlar da mı sizin gibi düşünüyor:
   Cevap: Hiç şüpheniz olmasın tümü evlerine döneceği günü bekliyor…”
   Soru: Mülkünü satmak isteyenler vardı. Onlar da mı geri gelecek?..
   Cevap: Satmak isteyenlerin çoğu bunu başaramadı. Sizinkilerde mal alacak para ve niyet var mı ki?..

Gerçeklerden kaçamayız

   İşte gerçek durum budur…
   Bizimkilerde para olduğu zaman Mal Tazmin Komisyonunu çalıştırmadılar ve satış için başvuru yapanlara parasını verip, mülklerin Türkleşmesini sağlamadılar…
   Ama temelsiz nutuk çekmeye devam ettiler…
   Eşit ve egemen devlet istediklerini söylediler…
   Topraksız devlet nasıl olacak?..
   Onu da anlatsalardı bari…
   Bekliyoruz… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 13 ay Önce

Sayın Akar , Onbinlerce Kıbrıslı Türk’ün oturduğu Evcillerin durumu ne olacak sorusunu gerçekten Dünyada bilmeyen mi var ? Bizlere başkasının malı Evcilleri gerçek olmayan koçanlarla gelene gidene satma onayı veren Devlet edenlerimiz mi suçludur acaba ? Bu çağda kimin malını kime satıyoruz sorusunu bu güne kadar KKTC’de soran mı var ? KKTC’deki Rum mülkleri şayet bizim ise Niye Mal Tazmin Komisyonu elimize verilsin ki ? kurduğumuz yağmalama ve ganimet düzeni elbet bir gün bitecektir ve Uluslararası Hukuk ile Yüzleşeceğimiz kesindir ! Bunca yıllık çalıp çırpıp sattığımız Rum mallarının ise ağır bir bedeli olacaktır , Geç kalsak bile en kısa zamanda Mal Tazmin Komisyonunu çalıştırıp Uluslararası Hukuk ile yüzleşmeliyiz ! Başımızı kumdan çıkarıp hakikati gömenin zamanı çoktan gelmiştir!
“ Rum’a Yama Olmak İstemiyor İsek “ altımızdaki toprağı Türkleştirmeliyiz ??

Öz
Öz - 13 ay Önce

Yazılanların hiç birinin gerçeklerle bir alakası yok. Statüko devam edemez. Ederse Kıbrıs Türk Toplumu diye bir şeyin kalmayacağını, Kıbrıs Türk Halkı adı altında, yok olacağını herkes görüyor. Mülklerin ezici çoğunluğunu iade etmeyelim. İyi de hukuki olarak bu mülkler kimin ? El alemin mülkünü gasp etmeye devam edelim o zaman. TMK nu da kaldıralım. Hatta Rum tarafında kalan malları da, yurt dışında çevirdiğimiz alavere dalavera ile, yine Rumlara satalım. Ganimetlediklerimizi de İsraillilere, İranlılara, Ruslara satıp kaçalım.Garantilerin esas gayesinin, Kıbrıs Cumhuriyetinin bekası ve toprak bütünlüğünün korunması olduğunu görmeyelim. Anastasiadis’in ‘Gelin mevcut durumda 1960 Anlaşmalarına geri dönelim. Anayasayı iki bölgeli, iki toplumlu federasyon şeklinde uyarlayalım. ‘ şeklindeki önerisini de yetersiz bulalım. Hatta, Mağusa limanı, Ercan Havaalanı ve Maraşın açılmasını da red edelim.Kıbrıslı Türkler için tek çare BİR HAL ÇARESİnin bulunmadıdır. Bu 1963 de de böyle idi, şimdi de. Bu hal çaresinden anladığımız, hiç bir zaman ne yönetim, ne de toplum olarak , bir tarafa yama olmak asla değildir.

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 13 ay Önce

Yama olmayız diye diye 39 yılda batırdığımiz KKTC ile yama olmadığımız kimse kalmadı ?
Cebi delik maliyemiz ile KKTC’yi getirdiğimiz noktada Parasızlıktan yamasız İnsanımızı görmeyeceğimiz günler ise yakındır ??

banner471

banner474