Kendi ayakları üzerinde durmayı başaramamış olan Kuzey Kıbrıs’ın en önemli sorunu siyasi yapının yetersizliği ve beceriksizliğidir…
Son 46 yılda iktidara gelen sağ ve sol partilerin ana hedefi sadece olanı ve olmayanları dağıtmak ve en ufak bir sorun karşısında Türkiye’den yardım istemek oldu…
Her fırsatta Türkiye’den yardım isteniyorsa ve sağlanan yardımlar hedeflerin dışındaki maksatlar için kullanılıyorsa; o zaman parayı verenin hesap sorma, hatta azarlama hakkı doğar…
AB Troykası, bundan 7 yıl önce bankaları iflas eden Güney Kıbrıs’a para verirken ağır şartlar koymuştu…
Rum Yönetimi, mevduatların tıraşlanmasına kadar tüm şartları kabul etmek zorunda kaldı…
Limanlar özelleştirildi, yeni yatırımlar teşvik edildi, elektrikte özel sektör yönetiminde doğal gaza geçilmesi yönünde adımlar atıldı…
İki gün önce Larnaka Limanı ve Marinası’nın anahtarları da özel bir şirkete devredildi…
Bizzat Rum lideri Anastasiadis verdi anahtarları…
Ve özel şirkete yapacağı yatırımdan dolayı teşekkür etti…
Bizde Gazimağusa limanının özelleştirilmesi sadece ‘gündeme geldiği zaman’ ortalık ayağa kalktı…
Vay efendim vay…
Stratejik bir yer özele peşkeş çekiliyormuş…
Öyle mi?..
Öyleyse çürütüp, kapatın…
Çok zamanı kalmadı…
Türkiye’nin şartlarına gelince…
Kuzey Kıbrıs’a parayı veren Türkiye hükümeti öncelikle kamuda verimliliğin artırılmasını ve bazı kurumların özelleştirilmesini önerdi…
Her protokol döneminde bu öneriler kabul edildiği halde gereği yerine getirilmedi…
Kamu reformu yapılmadı, Elektrik Kurumu ve Telekomünikasyon konusunda bırakın özelleştirmeyi, özerkleşme de yapılmadı…
Eğitim ve sağlıkta tam güne geçilmedi…
Vardiya düzenine bile geçilemediği için; gümrük ve sağlıkta yüz milyonlarca liralık harcama yapıldı.
Tasarruf önemsenmedi
Kamu bankalarına ve Türkiye’ye karşı ağır borç yükü bulunan küçücük bir ülkede tasarrufu özendirmek yerine, bol keseden harcamalara gidildi…
Pandemi sürecinde dahi harcamalar kısıtlanmadı…
Bir de ekonominin lokomotifi olan turizm ve eğitim sektörünün önünü açmak yerine; kısıtlamalar ve ağır şartlarla ülke ağır bir krizle yüzleşti…
Yaratılan enkazın kaldırılması hiç de kolay olmayacak…
Şimdiki hükümetin de işi çok zordur…
Belediyeler reformunu dahi yapamıyor…
Veya yapması engelleniyor…
Genel grevler ve mitingler, reformun meclisten geçmesini engellerse, KKTC’nin Ankara’dan kuruş almasını beklemeyelim…
Kritik bir haftaya başlıyoruz…
Sağduyunun galip gelmesini diliyoruz…
Yıllardır günübirlik partizan kararlarla yönettiğimiz KKTC yi talan edip Yoklar Ülkesi bir Ülke yaptık !
Batma noktasına getirdiğimiz KKTC de icraat yok Ulaşım yok iş yok Para yok yakıt ve Elektirik yok Yatırımcı ile Turist yok Çevre temizliği ve yollarımız yok Hastalarımıza ilaç verebilecek Sağlık sistemimiz Yok Dökülen Limanlarımız ve Tarihi Eserlerimize bakan yok Haklı olarak Türkiye’den eskisi gibi Para akışı yok Gençlerimize Gelecek yok !!
Tüm bunlar Karşısında bizlere Daha beter olun diyenlere ne diyebiliriz ki !!!!!