banner564

Neden bu hale gelindiğini görmezden gelemeyiz

   Kendi ayakları üzerinde durmayı başaramamış olan Kuzey Kıbrıs’ın en önemli sorunu siyasi yapının yetersizliği ve beceriksizliğidir…
   Son 46 yılda iktidara gelen sağ ve sol partilerin ana hedefi sadece olanı ve olmayanları dağıtmak ve en ufak bir sorun karşısında Türkiye’den yardım istemek oldu…
   Her fırsatta Türkiye’den yardım isteniyorsa ve sağlanan yardımlar hedeflerin dışındaki maksatlar için kullanılıyorsa; o zaman parayı verenin hesap sorma, hatta azarlama hakkı doğar…
   AB Troykası, bundan 7 yıl önce bankaları iflas eden Güney Kıbrıs’a para verirken ağır şartlar koymuştu…
   Rum Yönetimi, mevduatların tıraşlanmasına kadar tüm şartları kabul etmek zorunda kaldı…
   Limanlar özelleştirildi, yeni yatırımlar teşvik edildi, elektrikte özel sektör yönetiminde doğal gaza geçilmesi yönünde adımlar atıldı…
   İki gün önce Larnaka Limanı ve Marinası’nın anahtarları da özel bir şirkete devredildi…
   Bizzat Rum lideri Anastasiadis verdi anahtarları…
   Ve özel şirkete yapacağı yatırımdan dolayı teşekkür etti…
   Bizde Gazimağusa limanının özelleştirilmesi sadece ‘gündeme geldiği zaman’ ortalık ayağa kalktı…
   Vay efendim vay…
   Stratejik bir yer özele peşkeş çekiliyormuş…
   Öyle mi?..
   Öyleyse çürütüp, kapatın…
   Çok zamanı kalmadı…
   Türkiye’nin şartlarına gelince…
   Kuzey Kıbrıs’a parayı veren Türkiye hükümeti öncelikle kamuda verimliliğin artırılmasını ve bazı kurumların özelleştirilmesini önerdi…
   Her protokol döneminde bu öneriler kabul edildiği halde gereği yerine getirilmedi…
   Kamu reformu yapılmadı, Elektrik Kurumu ve Telekomünikasyon konusunda bırakın özelleştirmeyi, özerkleşme de yapılmadı…
   Eğitim ve sağlıkta tam güne geçilmedi…
   Vardiya düzenine bile geçilemediği için; gümrük ve sağlıkta yüz milyonlarca liralık harcama yapıldı.  

Tasarruf önemsenmedi

   Kamu bankalarına ve Türkiye’ye karşı ağır borç yükü bulunan küçücük bir ülkede tasarrufu özendirmek yerine, bol keseden harcamalara gidildi…
   Pandemi sürecinde dahi harcamalar kısıtlanmadı…
   Bir de ekonominin lokomotifi olan turizm ve eğitim sektörünün önünü açmak yerine; kısıtlamalar ve ağır şartlarla ülke ağır bir krizle yüzleşti…
   Yaratılan enkazın kaldırılması hiç de kolay olmayacak…
   Şimdiki hükümetin de işi çok zordur…
   Belediyeler reformunu dahi yapamıyor…
   Veya yapması engelleniyor…
   Genel grevler ve mitingler, reformun meclisten geçmesini engellerse, KKTC’nin Ankara’dan kuruş almasını beklemeyelim…
   Kritik bir haftaya başlıyoruz…
   Sağduyunun galip gelmesini diliyoruz… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nur
Hasan Nur - 2 yıl Önce

Yıllardır günübirlik partizan kararlarla yönettiğimiz KKTC yi talan edip Yoklar Ülkesi bir Ülke yaptık !
Batma noktasına getirdiğimiz KKTC de icraat yok Ulaşım yok iş yok Para yok yakıt ve Elektirik yok Yatırımcı ile Turist yok Çevre temizliği ve yollarımız yok Hastalarımıza ilaç verebilecek Sağlık sistemimiz Yok Dökülen Limanlarımız ve Tarihi Eserlerimize bakan yok Haklı olarak Türkiye’den eskisi gibi Para akışı yok Gençlerimize Gelecek yok !!
Tüm bunlar Karşısında bizlere Daha beter olun diyenlere ne diyebiliriz ki !!!!!

Öz
Öz - 2 yıl Önce

Son 46 yılda iktidara gelen sağ ve sol partilerin ana hedefi sadece olanı ve olmayanları dağıtmak ve en ufak bir sorun karşısında Türkiye’den yardım istemek oldu…
Burada bir yanlışlık yok mu? 1974 sonrası sol ne zaman iktidara geldi? Ne kadar süre iktidarda kaldı?
Türkiyeden ne kadar yardım aldı?
Sağ partiler de değil, bu ülkenin iflas noktasına gelmesinde tek sorumlu parti UBP dir. Ganimetlere, mevki ve makamlara çöken parti UBP dir. Ulufe gibi varandaşlık dağıtan UBP sidir.Partizanlık yapan eşini dostunu devlete dolduran UBP dir. Bu ülkede iş bulamayıp göç etmek zorunda kalanlar da sol parti yandaşlarıdır.Buna karşılık Annan Planı döneminde, sol partilerin çalışmaları ile halen elde olan bir kısım uluslararası kazanımlar, elde edilebilmiştir.O dönemde en yüksek büyüme yakalanmış, kişi başına gelirle birlikte, ülkenin uluslararası saygınlığı artmıştır. Şimdilerde kaçan veya kaçmaya çalışan yabancı yatırımcılar da,bu dönemde ülkeye gelmişlerdir.Rumları iflastan, düzlüğe çıkaran AB olmuştur, Yunanistan değil. Bizi de Türkiyede devlete ait her şeyi satmasına rağmen, devletin borcuna borç karanlar kurtaramaz. Bizi kurtaracak olan yegane şey, Çözümdür. Çözüm ve AB olmadan yapılacak her işlem, mevcut kurumların da tamamen yok olmasına sebep olacaktır. Gölge etmesinler, yeter.

Mağusalı
Mağusalı - 2 yıl Önce

Hükümetlerin yapacağı özelleştirmelere güven duymuyorum. Genel olarak toplum da güven duymuyor. Çünkü devletin özelleştirmesi toplum için değil birilerine rant için yapıldığı hep görülmüştür.

banner471

banner473