Nisan ayı sonunda Cenevre’de gerçekleştirilecek gayri resmi konferans; uzun zaman gündemde olmayan Kıbrıs sorununu yeniden uluslararası platforma taşıyacak. Konferansın şu “gayri resmi” ifadesi beni çok düşündürdü. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne göre “gayri resmi; devletin koyduğu kurallar dışında kalan” anlamındadır. Bendeki soru şu; beşli konferans gayri resmi ise niye bu konferans yapılıyor? Bu soruma yine BM Genel Sekreteri Antonio Guterres cevap veriyor. Sn. Guterres toplantının amacının; “resmi müzakerelerin başlatılabilmesi için taraflar arasında ortak bir zemin bulunup bulunmadığını saptamak” olduğunu açıkladı. 
Konferansa katılacak taraflar basın yolu ile niyetlerini açıklamaktadırlar. Özellikle son günlerde BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ABD, İngiltere, Fransa ve Rusya yetkilileri de Kıbrıs sorununa “siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu federal çözüm” öngördüklerini açıkladılar. Türkiye ve Yunanistan da kendi görüşlerini basın yolu ile duyurdular. Bizim coğrafyanın görüşlerinden bahsetmiyorum çünkü bizim taraf biraz karışık! Sn. Guterres bu açıklamaları dikkate alıp, ortak bir zemin olup olmadığını anlayamaz mı? Anlar elbette ancak bence durum öyle basına yansıdığı gibi değil. 
Örneğin bir başka büyük toplantıya bakalım. Her yıl dünya gözünün üzerinde olduğu Davos Zirvesi yapılmaktadır. Bu zirve her yıl İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlendiği için "Davos Zirvesi" denilmektedir.
Davos "Dünya Ekonomik Forumu" (WEF) 1971 yılında, Cenevre Üniversitesi'nde işletme profesörü olan Klaus Schwab tarafından kuruldu. Schwab, yeteri derecede iyi performans sergileyemeyen Avrupalı şirketlere Amerikan tekniklerini anlatma hedefi ile konferansı başlatmıştı. Oldukça ilgi gören konferanslar dünyanın her yerinde popülerlik kazandı ve iş dünyasından finansa, politikadan halkla ilişkilere yılda 3 bin kadar dünya elitini bir araya getiren bir foruma dönüştü. Davos’un amacı ise “dünyanın durumunu iyileştirmek” olarak tanımlanıyor.
Bu yıl 51. Davos zirvesi gerçekleştirildi. Davos özellikle fakir ülkelerin sorunlarına ne kadar duyarlı. Özellikle açlık çekilen Orta Afrika Cumhuriyeti, Yemen ve Çad ülkeleri için Davos Zirvesinden bu fakir ülkeler için ne gibi iyileştirici kararlar üretilmiştir?
Davos Zirvesinde niye dünyanın durumunu iyileştirmek için bir karar üretilemez diye düşünürseniz; öncelikle Davos’a gitmek için ya davet edilmeniz ya da şirketinizin yaklaşık 60 bin dolar katılım ücreti ödemesi gerekiyor. Eğer öncelikli kurumsal ortak olmak istiyorsanız, bu rakamın 10 katına çıkıyorsunuz. Dolayısıyla zirveye katılanlar farkındalık tartışmaları için değil, kilit isimlerle tanışarak çevre oluşturmayı amaçlamaktadırlar. Kilit isimlerle bir araya gelmek isteyen katılımcılar ana konferans merkezinde, özel toplantı odalarında, partilerde ve lüks otel odalarında bir araya geliyor. Zirvenin gerçek amacı statü ve prestij oluşturmaktır.
Kısaca gelelim bizim gayri resmi toplantıya… Küreselleşmenin etkisiyle, uluslararası ilişkiler artık sadece “devlet” eliyle yürütülen bir ilişki biçimi olmaktan çıkmıştır. Büyük şirketlerin karar mekanizmalarındaki etkisi yeni diplomasi şeklini geliştirdi. Kanaatime göre; büyük şirketlerin ekonomik çıkarları görüşüleceğinden, devletin koyduğu kurallar dışında kalan; gayri resmi denilmesi ihtiyacı doğmuştur. Bunun nedeni de dünyada değişen diplomasi çehresinin Türkiye'deki izdüşümleri olarak görülebilir. Nisan sonundaki konferansı beklerken, sonrasında da çok konuşulacak bir süreç bizi beklemektedir.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle…