29 Ekim Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, Kıbrıs’ta Ana Dili Türkçe olan sakinlerince yine kutlandı. Bir gün evvel yani, 28 Ekim’de de Kıbrıs’ın Ana Dili Yunanca olan sakinleri de 2. Dünya Savaşı’nda İtal-ya’nın Faşist Diktatörü Benito Musolini’nin Yunanistan’a teslim olma ültimatomu vermesi üzerine, Yunanistan Hükümetinin “OHi” yani Hayır, demesinin yıldönümünü, ulusal değer olarak kutluyor. Hem 28 Ekim OHİ günü, hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş günü olan 29 Ekim; Kıbrıs’ta İngiliz Sömürge Yönetimi altında da kutlanıyordu. 28’inde Yunan Bayrakları, 29 Ekim’de Türk Bayrakları Baf’tan Karpaz’a, Leymosun’dan Girne’ye tüm adadaki yerleşim yerlerinde asılır ve törenler yapılırdı. Hele karma yerleşim yerleri görülmeye değerdi.
Faşist Musolini’ye Hayır diyen Yunanistan’da, 2. Dünya Savaşı sonrası iç savaş yaşandı. Maalesef Mu-solini’ye Hayır diyenler, kendi iç savaşlarında binlerce solcuyu, demokratı, faşist dar milliyetçi hedefler için öldürdüler. Sonrasında faşist darbelerde de pek çok demokrat solcu katledildi. Acılar çekti. Günü-müzde Yunanistan, AB üyesi olarak demokratik değerlerde ileriye giden bir sürece girdi. Ama Ege De-nizi’nde ve Doğu Akdeniz’de komşusu olan Türkiye ile yumuşama iklimine giremedi.
29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması üzerine TBMM tarafın-dan ilan edildi. Cumhuriyetin ilanın öncülüğünü yapan Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet ilanından sonra üç önemli vurgu yaptı. Biri, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” diğeri “Muasır Medeniyete erişmek” üçüncüsü ise ilan edilen Cumhuriyeti, “Kimsesizlerin Kimsesi” olarak tanımlamaktı. Türkiye, Cumhuri-yet ilanından sonra, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” Belgisi temelinde, Balkan ve Bağdat Paktlarının öncü-sü olmuş. Atatürk’ün girişimi ile Yunanistan’la ismine “Atatürk – Venizelos” dostluğu denen yumuşa-ma ve barışçı ortam geliştirmişti. Ayrıca ABD, Avrupa ve Sovyetler Birliği ile dostça dengeli ve kişilikli ilişki kurmuştu. Fakat kimsesizlerin kimsesi olmak hedefi, sosyal devletle, demokratik hukuk devleti değerlerinin yerine oturmaması nedeni ile pek çok gerginliğin yaşanmasına yol açmıştır. Üstelik, Fa-şizme rest çekme onurunu yaşayan Yunanistan ile Ulusal Kurtuluş Savaşı kazanarak Cumhuriyet ku-ran Türkiye, hala bir birleri ile barışçı bir ortam geliştiremedi. Çünkü hala geçmişin hatalarından dersler çıkarmak yerine ısrarla; nefreti, nefretle karşılamak mantığı ile hareket edilmektedir. Çünkü nefreti def edecek ve karşılıklı olarak işbirliği ile barışı geliştirecek olanın, sevgi ve dostluk dili olduğunu görmek istemeyen egemenler var. Yunanistan’ın OHİ günü ve Türkiye’nin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
Nefret, nefretle yenilmez
- 30 Ekim 2025, 10:19
- 94
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Mehmet Salih Bayramoglu - 2 ay Önce
ESKİ KKTC BAŞBAKANI SAYIN FERDİ SABİT SOYER'İN DİKKATİNE
Sayın Ferdi Sabit Soyer
“KIBRIS’IN ESAS YERLİLERİ EŞEKLERDİR!”
KKTC’de bazı kesimler ısrarla; ‘Kıbrıs’ın esas yerlileri eşeklerdir’ cümlesini Kurucu Cumhurbaşkanımız Rahmetli R R Denktaş’ın söylediğini iddia ederler. Hâlbuki bu külliyen yalandır. Bunu söyleyen Başpiskopos Makarios’tur.
Gerçek adı Mihail Hristodulu Muskos, 13 Ağustos 1913, Baf’ın Panaya köyünde doğan, Başpiskopos seçildiğinde adını III. Makarios olarak değiştiren Mihail, 3 Ağustos 1977’de Lefkoşa’da geçirdiği bir kalp kriziyle nedeniyle ölmüştür.
Makarios 1964’de KC Cumhurbaşkanı iken İtalyan gazeteci Bayan Oriana Fallaci’ye mülakat vermiştir.
Makarios, Fallaci’nin şu sorusu ile karşılaştı; ‘Neden kurulu bir Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı olarak Enosis için mücadele veriyorsunuz? Neden bağımsız bir Cumhuriyeti başka bir devlet ile birleştirmek istiyorsunuz?
Makarios; ‘biz Helen ırkının devamıyız. Biz Heleniz. Bizim devletimiz Helen devleti olan Yunanistan’dır. Biz ayni ırktan insanlarız. Biz Yunanistan’a gönülden bağlıyız. Onun için Yunanistan’a bağlanmak istiyoruz.’
Fallaci sıkıştırıyor; ‘Ama siz Kıbrıslısınız. Neden Helen olduğunuzu ve Yunanistan’a bağlanmak istediğinizi söylüyorsunuz?
Makarios; ‘Kıbrıs’ta yüzyıllardır Helen milleti vardır. Biz Yunanistan’dan geldik ve Yunanlıyız. Helen milletindeniz. Kıbrıs’ta Kıbrıslı diye bir millet yoktur. Kıbrıs’ın tek yerlileri vardır. Onlar da dünyada benzeri olmayan bizim iri ve güçlü eşeklerimizdir. Kıbrıs’ın esas yerlileri eşeklerdir’.
Kısaca Makarios; ‘Kıbrıs’ta Kıbrıslı diye bir Millet yoktur. Kıbrıs Helen milletinin bir parçasıdır’ demektedir.
‘Millet’ kavramı bir devletin temel taşıdır. ‘Millet’ kavramı üzerine kurulmayan devletlerin temelleri kum üzerindedir. Her an yıkılmaya mahkûmdur.
Bu kurala uymayan çok az devlet vardır; ABD, Kanada, Avustralya ve Singapur. İlk üçü son 200 yılda göçmenler üzerine kurulmuş devletlerdir. Kızılderililer ABD ve Kanada’nın, Aborijinler ise Avustralya’nın esas yerlileridir. Fakat milyonlarca göçmen yerlileri teslim almış ve yeni devlet kurmuşlardır. Singapur’da yerli hiç yoktur. Singapur; Çin, Malay ve Hintli göçmenlerin 50 yıl önce bataklıklar üzerine kurduğu bir şehir devletidir. Bu devletler Kıbrıs’a örnek olmaz/olamaz
Kıbrıs’a en uygun örnek Belçika’dır. Belçika da eski yerleşim toprakları üzerine kurulmuş ‘Millet’ kavramı olmayan ‘yapay bir devlettir’.
‘Yapay devlet’; egemenliğin birden fazla ‘Milletten’ müteşekkil olduğu bir devlet demektir.
Belçika’da üç millet vardır. Kuzey’de Hollandalılar (6 milyon); Güney’de Fransızlar (4 milyon) ve Kuzey Batı’da Almanlar (1 milyon)… Belçika’da esas aktörler; Hollandalılar ve Fransızlardır…
Bu iki toplum 1830’dan beridir ‘zoraki-bir-nikâh’ içinde çok mutsuz bir hayat sürdürmektedir… Zaman zaman kesin ayrılığa gelseler bile bugüne kadar ayrılmadılar. Aslında Brüksel sorunu olmasa taraflar hukuki olarak da çoktan ayrılacaktı. Fakat Brüksel konusunda bir türlü anlaşamıyorlar ve bundan dolayı da hukuken ayrılamıyorlar.
“Ben Kıbrıslıyım” diyen kardeşlerimize sesleniyorum;
Zahmet olmazsa Belçika’daki Fransız, Hollanda ve Almanlara da bir konuşun.
Bu insanlar 185 yıldır “Ben Belçikalıyım” demeyi bir türlü öğrenemediler. ‘Zoraki nikâhın’ içine hapsoldular.
Kıbrıs’ta ise iki ayrı milletin insanları ‘zoraki nikâh’ yapmak için yeniden gayret sarf etmektedir.
Kurulacak ‘Birleşik Kıbrıs’ın’ ‘yapay bir devlet’ olacağı aşikâr.
Bu ‘
zoraki-nikâhın’ sonunun hüsran/çatışma olacağı da aşikâr…
Belçika’da ‘zoraki-nikâhı’ bir defa yaptılar. Kıbrıs ikincisine gidiyor!
Mehmet S Bayramoğlu BA(Econ), MBA
UBP Londra Dayanışma Derneği Başkanı
Köşe Yazarı
Londra – Haber Newspaper
New York – TurkishNY Newspaper
Sydney – Milliyet Gazetesi
KKTC – Yeni Volkan Gazetesi
10 Mayıs 2013



Sayın Ferdi Sabit Soyer
Siz var olmayan bir milleti yani ‘Kıbrıslı Milletini’ zorla yaratmaya çalışıyorsunuz... Bunun boşuna bir gayet olduğunu ne zaman idrak edeceksiniz. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına göre Kıbrıs’ta Rumlar, Türkler, Maronitler Ermeniler ve Çingeneler yaşamaktadır. Bunlar da etraftan bu adaya yerleşmiş insanladır. Kıbrıs bir millet yaratmak için çok küçük, üstelik Akdeniz’de en fazla el değiştirmiş bir ada (denilir ki Kıbrıs Akdeniz’in Fa……dir). Yeni bir millet icat etmeyi Sicilya, Sardinya ve Korsika başaramadı da Kıbrıs mı başaracak?