banner564

Nereye gittiğimiz belirsiz ama varacağımız yeri görüyoruz

Günümüzde gün geçtikçe teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerlerken, son teknolojik ürünleri coğrafyamızda kolaylıkla elde edebilmekte ancak cihazların performansları hakkında aynı şeyi söylemek mümkün olmamaktadır. Son model bir cep telefonu alabiliyorken, internet bağlantısı olarak hala üçüncü nesil iletişim standartlarını (3G) kullanmaktayız. Coğrafyamızdaki sosyo-ekonomik yaşantımızın hemen hemen her alanında bu tezatlıklarla karşılaşmak mümkün. Dahası yaşantımızı bu tezatlıklara adapte etmiş gibi duruyoruz.
Geçtiğimiz hafta içi okuduğum bir haber ister istemez beni düşüncelere ve sorgulamaya yöneltti. Haberde bir Amerikan şirketi olan OpenAI şirketinin geliştirdiği GPT-3 ismi verilen yapay zekâ teknolojisinin şiir yazdığını, metin çevirdiğini, diyalog kurabildiğini ve soyut sorulara dahi cevap verebildiğini yazıyordu. Kısaca GPT-3, OpenAI'ın 2015 yılında bir milyar dolardan fazla bir yatırımla toplum yararına insan düzeyinde yapay zekâ teknolojisi üretmek için ortaya çıkardığı son icadıdır.
Coğrafyamızdaki üniversite sayısını tam olarak bilemiyorum. Şu küçücük coğrafyada o kadar çok üniversite var ki sayılarını takip etmek zor.  Dünyadaki üniversite kuruluşlarının gerekçelerinde topluma yönelik katkı ve hizmetleri açıkça tanımlanmıştır. Üniversitelerin görevleri arasında; toplumun ihtiyaçlarına uygun eğitim – öğretim, bilimsel araştırma, yayım ve danışmanlık yapmak,  yörelerindeki tarım ve sanayinin gelişmesine katkıda bulunmak, sanayi, tarım ve sağlık hizmetleri ile diğer hizmetlerde modernleşmeyi sağlayacak çalışmalara katılmak,  bunlarla ilgili kurumlarla işbirliği yapmak ve çevre sorunlarına çözüm getirici önerilerde bulunmak yer almaktadır. 
Coğrafyamızın pandemi hastanesine ihtiyacı olduğu bu süreçte herhangi bir üniversitemizin bu konuya yönelik geliştirdiği bir projesi var mı? Artan nüfusumuza bağlı olarak bir gelişim planına ihtiyacımız var, öneri getirin üniversite oldu mu? Okullardaki sınıflarımız doldu taştı, bazı sınıflarımızda nerdeyse öğrenciye koyabileceğimiz masa ve sandalye için yer yok. Bu bağlamda bir okul projesi üreten üniversitemiz oldu mu?
Birçok öğrencinin bu ve benzer sorulara yanıt olabilecek, başarılı nice çalışmaları olduğunu biliyorum. Ancak toplumun faydasına olacak bu çalışmaların neden değerlendirilmediği, üzerinde düşünülmesi gereken bir detay.
Aslında hepimiz içinde bulunduğumuz durumun farkındayız. Pandemi süreci bizlere aynadaki yüzümüzü göstermektedir ancak biz yine bakmamakta, görmemekte ısrar etmekteyiz. Yollarımız yok ama son model arabalar sürüyoruz. İnternet alt yapımız yok ama en son model teknolojik cihazları kullanıyoruz. Hastanelerimiz, toplu taşıma sistemimiz yetersiz ama üniversite sayımız artıyor. Her şey bir yana Doğu Akdeniz’de gerginlik iyice artıyor ama bizim Cumhurbaşkanlığı seçiminden başka derdimiz yok…
Günümüzde dünya liderleri uzayda yer kapmaya çalışmakta, dünya, yapay zekâ gelişimine odaklanmış durumdadır. Bizim de artık başımızı bu coğrafyanın dışarısına çıkartıp dünyada neler olduğuna, dünyanın nereye yöneldiğine bakmamız gerekmektedir. Adanın yarısı bunu başarabiliyorken, bizlerin başaramıyor olması, bizden kaynaklanmaktadır. Yaşadığımız sorunlar yumağının tümünü kendi kendimize biz oluşturduk. Bunu düzeltmek de yine bize düşmektedir. Yoksa birileri gelip düzeltir ve onu da biz benimsemeyiz…
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.

YORUM EKLE

banner608

banner474