banner564

Netanyahu, Hristu ve krize karşı uyanık olmak

  Önümüzde çok kritik bir süreç var...

   Kıbrıs sorunu bu kez ya çözülecek, ya da Türkiye’nin adadan çekilmesi yönünde ciddi baskılar gündeme gelecek...
   Nitekim ilk adımı İsrail Başbakanı Netanyahu attı…
   Türkiye’yi, Kıbrıs’ı işgal etmekle suçlayan Netanyahu’ya, en etkili cevabı Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi…
   AK Parti Sözcüsü Çelik’in açıklaması da çok önemli ve gerekliydi…
   Son zamanlarda Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail arasında gerçekleştirilen ortak askeri tatbikatların ardından Netanyahu’nun yaptığı açıklama bizlere hiç de şaşırtıcı gelmedi…
   İsrail komandolarının, Rum Milli Muhafız Ordusu’na mensup komandolarla birlikte Trodos dağlarında ‘İşgal altındaki köylerin kurtarılmasına’ yönelik gerçekleştirdiği tatbikat gününden itibaren, bazı hareketlenmelerin olacağını biliyorduk…
   Önümüzdeki günlerde İsrail dışındaki ülke liderlerinden benzeri açıklamaların gelmesi de şaşırtıcı olmayacak…
   Rum propagandasının etkisi altında kalan bu ülkeler, Türkiye’nin Kıbrıs’tan çekilmesi konusunu daha sık gündeme getirecek…
   Ciddi gerilimlerle yüzleşebileceğimiz bir yıl olacak 2019…
 
Herkes uyanmalı

   Kıbrıs sorununun çözülmeyeceği, bugünkü düzenin hiç değişmeyeceği gibi yaklaşımlar içine girerek, etkili bir tanıtım kampanyası yürütemediğimiz için meydanı Rum propagandasına bıraktık…
   Onlar da Kıbrıs’ın ‘bir işgal sorunu’ olduğu iddiasını ileri götürdü…
   Bir yandan bizimle siyasi eşitliğe dayalı bir çözümü müzakere eder görüntüsü verirken, diğer yandan Türkiye’nin ‘eski dostlarını’ yanlarına çekme başarısı gösterdiler…
   İsrail’in yanı sıra Mısır, Ürdün, Lübnan, hatta Filistin…
   Bunlar bir günde olmadı…
   Yıllardan beri canla, başla çalışıyorlar…
   Lobicilik faaliyetleri için büyük harcamalar yaptılar…
   Kıbrıs’ın içinde ve dışındaki Rumları etkili hale getirdiler…
   Varlıklı Rum ve Yunanlıların servetlerini, Türkiye’yi suçlamak ve Kıbrıs’tan çekilmesini sağlamak için kullandılar…
   Bizdekiler bunları hiç umursamadı…
   Yardımlaşma ve dayanışma ruhunu geliştirmek yerine, insanlar inanılmaz bir çıkar kavgasının içine çekildi…

Ne dediklerini duymalıyız 

   Çözüm olsun, ya da olmasın sancılı bir sürece gireceğimiz kesindir...
   Hiç kimse bunun tersini iddia edemez...
   Etse de inandırıcı gerekçeler sunamaz...
   Bizdeki bazı kesimlerin “Dünya hukukunun bir parçası olacağız” diyerek, Türkiye’nin garantörlüğünü dışlayacak adımların atılmasına destek verecek kadar ileri gitmesi üzücüdür...
   Bu insanların, güneydeki terör örgütü ELAM Başkanı’nın dün Simerini gazetesinde yayınlanan demecini iyice okumalarında fayda vardır…
   ELAM Başkanı Hristu, İki Bölgeli, İki Toplumlu Federasyonun  ‘Dini ve Milli’ açıdan bölücü olduğunu belirterek, bunu kabul etmeyeceklerini söylüyor…
   Hedeflerinin Yunan bayrağını yükseltmek olduğunu belirtirken “Tüm Türkler Kıbrıs’tan dışarı” diyor…
   Bizler Türküz…
   Bu ülkede doğduk, burada öleceğiz…
   Yaşanan bu kadar acı felaket karşısında hala ENOSİS hayaliyle yaşayan bu insanlarla kalıcı bir çözüme varabilmek mümkün değildir…
   Kutlay Erk’in belirttiği gibi güneyde EOKA ‘ölmüş’ değildir…
   Öyleyse garantörlüğü dışlayan girişimlere hep birlikte karşı çıkmalıyız…
   Kendi içimizde dayanışma ruhunu güçlendirmeliyiz…   
   Hedefimiz ‘Daha lüks bir hayat” değil, güvenlik altında yaşamdır…
   Hayırlı haftalar… 

YORUM EKLE

banner471

banner473