Birleşmiş Milletler küçümseniyor ama her yıl Eylül ayında gerçekleşen BM Genel Kurul çalışmaları, dünyanın “en önemli siyaset platformu” olma özelliğini hala koruyor. Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis, bu çalışmalara katılmak için Kanada üzerinden ABD’ye gidiyor.
Hristodulidis, Çarşamba günü BM Genel Kurulu’na hitap edecek. Rum basına göre “uluslararası hukuka uygun çözüme bağlılık” mesajı verecek. “Uluslararası hukuk” di-yor ama Kıbrıs sorunu ile ilgili hukuku çatır çatır çiğnediğine dair pek çok örnek var; hatır-latmak gerekiyor. New York’ta ona cevap vermek için çok uygun bir zemin olacak. BM kürsüsüne çıkamasak bile uluslararası topluma seslenecek başka araçlar bulup, “biz de uluslararası hukuka uygun çözüm istiyoruz” diyebileceğimiz ortamı, kullanabilme becerisini göstermemiz gerekiyor.
Bunun için hem tezlerinizin uygun olması hem de siyasi liderlerinizin uygun becerilere sahip bulunması gerekiyor. Zorlu bir mücadeledir… Hiçbir olanağı boşa harcamamanız gerekir.
Bu hafta, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere Türkiye heyetleri de New York’ta olacak. Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Mitsotakis’in Salı günü bir görüşme yapmaları bekleniyor. Dışişleri Bakanlarının görüşebileceği üzerinde de duruluyor.
Ben, esas olarak, Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan ile Rum Yönetimi Başkanı Hristoduli-dis’in fırsat bu fırsat diyerek bir-iki saat süren bir görüşme yapmalarından korkuyorum.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar da bir ara New York’a gidecek. Gidecek ve Kıbrıslı Rum lider Hristodulidis ve BM Genel Sekreteri Guterres ile üçlü bir görüşme yapacak. Hristodulidis, “uluslararası hukuka uygun çözüm” arayışını bu toplantıda da dile getirir sanırım. Guter-res ise, Kıbrıs sorunu ile ilgili son demecinde, “Kıbrıs sorununda müzakerelerin yeniden başlaması için kararlı olduğunu” açıklamıştı; tarafları yoklamaya devam edecek.
Yapacağını sanmam ama Tatar’ın bu demeçten hemen sonra gerçekleşecek olan üçlü görüşmede müzakerelerin yeniden başlaması için bazı koşullar ileri sürmesi ve bu koşulları geçmişin deneyimi ile güçlendirmesi gayet mümkündür. Elinde bir çerçeve de var zaten: “3D açılımı”… New York’ta, “Doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temas” talebini masaya koyarak ve gerekçelendirerek bunlara ilişkin bir açılım olması halinde kendisinin de “uluslararası hukuk temelinde bir çözümü görüşmeye” hazır olduğunu ifade edebilir.
Böylece diplomasi başlar; biz de haklarımızı bu süreç içinde korumaya çalışırız.