Rum tarafı, Schengen Bölgesi’ne girmeye hazırlanıyor. Bu, Güney Kıbrıs’a gidebilen bir kişinin diğer pek çok Avrupa ülkesine tek bir ülke içindeymiş gibi seyahat edebilmesini getirecek. Bu; aynı zamanda, Schengen Bölgesi dışındaki ülkelerden gelenler için sınır kontrollerinin güçlendirilmesi demektir.
Kısaca, Güney Kıbrıs’a girenlerin diğer Schengen Bölgesi ülkelerine seyahati kolaylaşacak ama girişler zorlaşacak!
Güney Kıbrıs’ın bundan umduğu yararlar olmalıdır. Sınırlara yatırım yapılacak, kontroller artırılacaktır. Belki de düzensiz göçmenlere karşı çok da katı önlemler alınacaktır. Avrupa’dan gelişler artacak; turizm gelirleri yükselecektir. Gelip yerleşmek isteyenler için daha uygun koşullar ortaya çıkacaktır. Güney Kıbrıs’ta yerleşmiş olanlar diğer Avrupa ülkelerine daha kolay seyahat edebilecektir.
Bunlar bilebildiklerimiz… Belki de bilmediklerimiz de var!
Bildiklerimize bakarak Kuzey’den Güney’e geçişlerin zorlaştırılması gerekeceğini söyleyebiliriz. Larnaka veya Baf'tan uçağa binip Almanya’ya indiğinizde kontrol edilmeyeceğinize göre Metehan’dan geçip Larnaka’ya gidişinizin daha sıkı kontrol edilmesi gerekecektir. Bunu yapamayacağı belli olursa Güney Kıbrıs’ı Schengen Bölgesi’ne kabul etmeyeceklerdir.
Bu nedenle bazı aydınlarımız uyarıyor: Güney Kıbrıs’ın Schengen Bölgesi’ne katılması, Kuzey-Güney kapılarındaki geçişleri zorlaştıracaktır!
Bu durum bizi, özellikle de ekonomimizi nasıl etkileyecek? Bilmiyoruz! Tartışmak bile istemiyoruz. Tartışabilmek için Shengen kurallarını tam olarak bilmemiz, senaryolar hazırlayarak bunlar üzerinde çalışmamız gerekir. Aldırmıyoruz!
Benzer bir durum, mülkiyet sorunu ile ilgili olarak da yaşanmıştı. Rum tarafının Kuzey’de terk edilen mülkleri kullananların cezalandırılmasına yönelik yasa değişikliği yapacağı en azından aylarca önce belli olmuştu. Aldırmadık!
KKTC’de kamusal kaynakları kullanma yetkisine sahip olanlar böyle şeylerle ilgilenmiyorlar. Kaynakları yandaşlarına dağıtmak veya kurulu düzenin bir parçası haline gelmeyi becermiş olanların yararlanmasına sunmak onlara çok daha kolay ve işe yarar görünüyor. Böylece, onlar da şimdiki düzenin bir parçası olarak görevlerine veya işlerine devam edebiliyorlar.
Bizi yönetenler, neyi bilmediklerini bırakın neyi bilmeleri gerektiğini de bilmiyorlar! Bilmekle, tehditleri anlamak ve önlemeye çalışmakla ilgilenmiyorlar. Aldırmıyorlar!
Bize de aldırdıkları yoktur aslında! 
“Altında kalanın boynu kopsun” diyerek “altta kalan” olmamaya çalışıyorlar!

Güney Kıbrıs’ın Shengen Bölgesi’ne dahil olmasının ne gibi sonuçları olacak bilmiyoruz. Bilmek de istemiyoruz; aldırmıyoruz!