banner564

NLP ve İetişim

“NLP”Neuro Linguistic Programming yani Türkçeleştirilmiş adıyla Duyu-Dili Programlama !

NLP yetmişli yılların sonunda Amerika da geliştirilmiş fakat hala üzerinde tartışılan bir model ve metodolojidir. NLP’yi tam olarak  anlamak ve hayata geçirmek çok kolay bir süreç değildir. Bu konuda çeşitli kitaplar okumama ve seminerlere katılmama rağmen halen daha ulaşamadığım bilgiler olduğundan eminim.

Çok engin bir kulvar olmasına rağmen kısa bir özetle ve örneklemelerle bunu günlük yaşantımızda ve eğitim hayatında nasıl uygulayabileceğimizle ilgili pratik bilgilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

NLP, düşünmeden ve otomatik olarak yaptığımız davranış, algı ve düşüncelerimizi bilinçli hale getirme ve geliştirme üzerinde yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkmıştır. 

NLP kişisel becerilerimizin açığa çıkartılıp pekiştirilmesini, duygu, düşünce ve davranış kalıplarının bilinçli hale getirilerek yapıcı bir şekilde kullanılması için çeşitli yöntemler sunar.

Temel olarak çevreyi nasıl algılayıp nasıl tepki verdiğimizi, nasıl iletişim kurduğumuzu ve davranış kalıplarını araştırır.

Kendi alanında başarılı olan insanların stratejileri üzerine yoğunlaşma yani ‘modelleme’ de NLP’nin önemli bir parçasıdır. 

NLP'nin altyapısını, insanların çevrelerini nasıl algılayıp ne şekilde tepki gösterdikleri, nasıl iletişim kurdukları ve davranış kalıpları üzerinde yapılan araştırmalar oluşturur.

NLP’nin sunduğu çeşitli teknik ve yöntemler temelde insanlar arası iletişimi pekiştirmek, hedef ve çözüm bulma süreçlerinde başarıya ulaşmak için kullanılmaktadır.

Peki NLP’yi eğitim alanında nasıl kullanabiliriz?

“İletişim” günümüzde birçok şeyin temeldir. Başarıya giden yolda da yine iletişim temel unsurdur. Dili doğru kullanmak karşıdakinin eylemini doğrudan etkileyecektir.

Birkaç örnekle biraz daha basite indirgeyerek daha anlaşılır bir hale getirmek isterim.

Yıllar önce birlikte sınav gözetmenliği yaptığım bir öğretmen arkadaşım biran önce sınavın bitmesini ve odasına inip kahvesini içmeyi beklerken otomatik olarak öğrencinin yanına gidiyor ve sert bir üslupla  “Son on dakikan kaldı!” diyor.

Henüz ortaokula yeni başlamış bu öğrencinin zaten ilk sınav heyecanıyla zaman kontrolünde zorlanırken bu cümlenin üstüne eli ayağına dolanıyor.

Ayni öğrencinin yanına yaklaşıp yavaşça omzuna dokunuyorum, “Merak etme canım 10 dakikan daha var, ben seni bekliyorum” diyorum. Ve gözlerindeki rahatlamayı hissedebiliyorum.

Süre 10dakika! Bunu iki şekilde dile getirebilirisiniz, “Son on dakikan kaldı!” veya “Rahat ol on dakikan daha VAR!”.

Yani NLP’de sadece dili değiştiriyorsunuz. İki cümlede de süre ayni fakat öğrencinin performansı hangi cümleyi kullandığınıza bağlı olumlu veya olumsuz olarak etkileniyor.

Öğretmenlik mesleğim boyunca ülkemizde gerek eğitimci gerekse velilerin otomatik olarak o kadar çok negatif kelime kullandığını tespit ettim ki kanımca başarısızlığın çok büyük bir nedeni de budur.

Bizler  toplum olarak zaten çoğu zaman mutsuz ve negatifiz.

Dışarı çıkıp yüzlerce kişiye sorun, ya işinden mutsuz, ya komşudan şikayetçi, ya kaldırımdan rahatsız.

 O kadar çok negatife alıştık ki ayni negatifliği öğrencilere de yansıtıyoruz. “Anlamıyor”,“zaten çalışmaz” ,“ hep isteksiz”,“çarpım tablosunu da ezberlemedi”.

Ne kadar çok negatif kelime kullanarak karşı tarafa sürekli negatif telkin verdiğimizin farkında mıyız ?

“Bu konuyu bilmiyor” yerine “bu konu üzerinde daha fazla çalışması lazım” gibi olumlu kelimelerle karşı tarafı güdüleyebilir ve performansını doğrudan etkileyebiliriz. 

Özellikle eğitim kurumlarında, “yanlış yaptın”, “yok olmadı”, “Yine mi anlamadın” gibi cümleler yerine “ben beğendim fakat sen bunun daha iyisini yapabilirsin” gibi cümlelerle öğrencilerimizi güdeler, çabalarını destekler ve onlara başarıya doğru yön verebiliriz.

 

 

YORUM EKLE

banner608

banner473