Taşkent, hepimizin üzerine titremesi gereken bir köyümüzdür…
Buradaki insanların kocaları, babaları, çocukları veya kardeşleri 1974 yılında Rum katliamına uğramıştı…
Dünyada benzeri az görülen bir katliamdı Taşkent’te yaşananlar…
Köyün hemen tüm erkekleri İkinci Barış Harekâtı sırasında, yani Ağustos 1974’te öldürülmüştü…
Sağ kalan kadınlar ve bebekler ise Beşparmak Dağları’nın eteklerinde bulunan Taşkent köyüne yerleştirildi…
Bu insanların devletten yeterince ilgi gördüklerini söyleyemeyiz…
Onlar; diğerleri gibi büyük mağduriyetler yaşadı…
Kuzeyde özgürlüğe kavuşmakla birlikte köy kooperatifinde paraları batırıldı…
Daha sonra 2 kez sel felaketi yaşadılar…
Çöken yolları yıllarca tamir edilmedi…
Ve geride bıraktığımız Pazar akşamı S-200 füzesi de bu köyün yakınlarına düştü…
Dünyaca ünlü Reuters Ajansı, füze haberini verirken doğal olarak şimdiki ismini kullandı ve Taşkent’ten söz etti…
Güneyde İngilizce yayımlanan Cyprus Mail gazetesi de Reuters’in haberini kullandığı için ‘Taşkent’ yerine eski adı ‘Vuni’yi kullanmadı…
İşte bu isim konusu dahi güneyde büyük bir olay oldu…
Rum Sayıştay Başkanı Odisseas Mihailidis, Cyprus Mail’in yasalara aykırı yayın yaptığını iddia ederek cezalandırılmasını istedi…
Sen misin ‘Vuno’ yerine Taşkent adını kullanan…
Topuz yok ama para cezası gelecek…
Piyale Paşa Sokağını unutturdular
Rumlar, kuzeydeki köy isimlerinin değiştirilmesini kabul etmiyor, bu konuda katı kurallar uyguluyorlar…
Fakat diğer yandan, Larnaka’daki Piyale Paşa Sokağına ‘Tasos Mitsopulos’ adını verirler…
Mitsopulos bir dönem Rumların Savunma bakanıydı…
Genç yaşta ölünce, şimdiki Rum lideri Nikos Anastasiadis 23 Mart 2015’te Piyale Paşa ismini kaldırarak, sokağın bir bölümüne Mitsopulos’un adını verdi…
Eski bir Türk sokağına Mitsopulos’un heykelini de dikti…
Üzücü olan şu ki; Taşkent’e tepki gösteren ve kendi gazetesine ceza vereceğini açıklayan Rum Yönetimi’nin, diğer yandan Piyale Paşa adını kaldırması karşısında KKTC’nin tepkisiz ve ilgisiz kalmasıdır…
İnsan iki tarafın yönetimleri arasındaki farkı gördükçe üzüntü duymaz mı?..
Bir taraf kendine ait olduğunu düşündüğü her şeye sahip çıkarken, diğer taraf ‘üzerindeki donu alacak olsalar bile’ sessiz kalabiliyor…
Ne tarihe sahip çıkılıyor, ne de uğradığımız haksızlıklar dile getiriliyor…
Tamamen teslimiyetçi bir yönetim anlayışı ile bu toplum yarım asırlık mücadelesini neredeyse kaybetme noktasına getiriliyor…
Toplumun bir kesimi de bu teslimiyetçi politikanın arkasından koşuyor…
Başına gelecekleri düşünmeden…
Rum propagandasına destek verenlere bile ELAM tarafından linç girişiminde bulunulması neredeyse ‘gizleniyor’, tepkisiz bırakılıyor…
Böylesi bir anlayış, böylesi bir siyaset ve kültürle gidilecek köyün minarelerini görebiliyoruz…
Çok uzaklarda değil…
Hayırlı Cuma’lar…
*****
Tasos Mitsopulos anıtı ve caddesinin açılış töreni
