Kurak bir kış geçirdiğimizi düşünürken uzun bir aradan sonra nihayet yağmurla buluştuk. Yağmurun tatlı sesi eşliğinde bu haftaki yazımı düşünürken, diğer bir yandan da toplantıya çağrılan Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin üreteceği kararları bekliyorum.
Konu pandemi olunca geçtiğimiz hafta Türkiye’nin bize gönderdiği 20 bin doz aşı gündem oldu. Türkiye’nin vaka sayıları artarken bizler için göndermiş olduğu aşılar bir fedakârlık örneğidir. Ancak bizler yine bu aşıların ne şekilde kimlere yapılacağı konusunda yine hazırlıksız yakalandık. Aslında Sağlık Bakanlığı ilk aşıların önce sağlık çalışanları ve huzurevinde yaşayanlarla, 65 yaş üzerindeki vatandaşlara yapılacağını açıkladı. Açıklamada göre 65 yaş üstü vatandaşların mail yolu ile başvuruda bulunmalarını duyurdu.
Bu duyurudan anlaşıldığı üzere hali hazırda herhangi bir aşılama programımız yok… Çünkü herhangi bir planlama duyurusu yapılmadı sadece başvuru duyurusu yapıldı. Hâlbuki bu aşıların günler öncesinden bizlere ulaştırılacağı biliniyorken, bizler herhangi bir planlama yapmadığımız veya yapamadığımızdan dolayı işleri yine sosyal medya malzemesi yapıldı. Sağlık bakanlığının açıklamasının ardından sosyal medyada “65 yaş ve üzeri vatandaşların kaçının bilgisayarı var veya akıllı telefon kullanıyor?” diye yine sallandı.
Hâlbuki yapılması gereken 65 yaş üzeri vatandaş sayısının belirlenip bir program yapılması gerekiyordu. Artık İstatistik Kurumumuz da var! Biz 65 yaş üzeri vatandaş sayımızı biliyor olmalıyız. Bu teknoloji çağında Sağlık Bakanlığı 65 yaş üzeri vatandaşın aşılanmak için e-mail atmasını beklerse, vatandaşlarda 65 üzeri nüfusun biliniyor olması gerektiğini düşünmektedir.
Hadi diyelim 65 üzeri vatandaş bir şekilde yardım alarak e-mail gönderebildiğini düşünürse ve bu vatandaşa aşılanması için randevu da verilmişse, bu vatandaşın o randevuya gidip gidemeyeceği ise bir diğer sorunu oluşturuyor. Biliniyor ki bazı yaşlılar evlerinde yatarak tedavilerini sürdürmektedirler. Bu evlerinde yatılı tedavi gören yaşlı insanların aşı merkezine gitmelerini beklemek sanırım pek de uygun olmaz.
Aslında aşılama için bir planlama yapılmış olmasa da küçük bir coğrafyada yaşıyor olduğumuzdan bu işin çözümü pek de zor olmamalıdır. 28 belediyeye sahibiz ve biliyoruz ki birçok belediyenin yaşlı hizmet birimleri vardır. Yaşlı hizmet birimleri olmayan belediyelerde de muhtarlardan da yararlanabiliriz. Düşünüyorum da aşılama için yerel yönetimlerden yararlanılması en kolay organize olma yöntemi olarak görünmektedir. Hatta yatarak tedavi olan yaşlılar için ise mobil sağlık ekiplerinin oluşturulup yönlendirilmesi bu yöntemle daha kolay olacaktır.
Zor bir dönemden geçiyor olduğumuz aşikâr. Bu geçmekte olduğumuz zor dönemde bir takım siyasi hesapların da yapıldığı biliniyor. Ancak önceden de yazdığım üzere böylesi dönemlerde farklı örgütlerden oluşan geniş tabanlı bir danışma kurulu oluşturulmadığı sürece alınan kararlar hep eksik olacaktır. Olağanüstü durumlar olağanüstü önlemler alınırken geniş bir paydaş yapısının oluşturulması önemlidir. Olağanüstü durum mücadelesi farklı bakış açıları ile daha başarılı olacaktır.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.