Bir yıla yakın zamandan beri yaşam şeklimize darbe vuran, korkulan, kâbusa dönüşüp peşimizde koşan Coronavirüs’ün darbelediği en önemli başlığın ekonomi olduğunu sanırsınız ama değil!
Maddi kayıpların telafisi mümkündür ama insan kaybının önlenmesi, o kadar da kolay değildir.
Okul çağındaki çocuklarımızın içine düşmüş olduğu duruma bakıyorum da 1963’ün Aralık ayında başlayan ve yıllar boyunca sürüp giden dönmeleri hatırlarım.
Aylar boyunca hiç okula gitmediğimiz günleri, gece çatışmaya girip sabah okula gittiğimiz zamanları anımsarım. 
Bu nedenlerdendir ki okuldan kopan, çok başarılı olmasına rağmen tahsilini yarım bırakan kimseleri hatırlarım.
Allahıma şükürler olsun ki zamanımızda gencecik insanların artık ne nöbet çizelgesini rehber edişi ne de silah elde çatışmaya girişi söz konusu değil.
Ne var ki günümüzde pandemi korkusunun eğitimin akışına büyük darbeler vurduğunu kabullenmek lazım.
Eğitimde verimliliğin tökezlendiğini, çocuklarımızın bir gün okul, bir gün online ikilemi içinde çalışma disiplininden uzak, neredeyse kontrolsüz, başıboş bir durumda kaldığını bilerek hareket etmemiz lazım.
Laçkalaşmış bu düzene çalışan aile kavramı da eklendiğinde o öğrenciden verim alabilmek mümkün mü?
Böylesine sorunlu ve dağınık dönemlerde aileye ve de okul idarelerine büyük görevler düşmektedir. 
Bu ikilinin koordineli bir şekilde ve sürekli olarak ilişkide olması, öğrenci verimliliğindeki kontrolün sıkça yapılması eğitimde istikrarın sağlanmasında büyük katkıları olacaktır inancındayım.
Okul idarelerinin bir telefon uzaklığındaki ailelerle sürekli irtibatta olmaları, öğrencinin de sürekli gözetim altında bulunduğu inancı içinde hareket etmesine yardımcı olacaktır diye düşünmekteyim.
                                           *****
Son zamanlarda olması gereken önlemlerin ciddiye alınmamasından, pandeminin seyrinin düşük düzeylerde olmasının verdiği rahatlıktan olacak ülkemizde Coronavirüs’üne yakalananların sayısında yükselme olduğu gözlemleniyor.
Güney komşumuzdaki vaka sayılarında yaşanan patlama kuzeye de sirayet etmiş vaziyette. 
Büyük oranda akrabalarımızın yaşadığı İngiltere’de, bulunan aşılara inat mutasyona uğrayan Covid-19 can almaya devam ediyor.
KKTC’de pandemi vakalarında bir, iki, üç diye sıralanan tekli rakamların otuzları aştığına şahit oluyoruz.
Yeni yıl kutlamalarının yaklaştığı şu günlerde bazı eğlence mekânlarının kapatılması ekonomik bakımdan birçok vatandaşımızı zora sokacağı aşikârdır.
Hele sosyal yaşama sınırlamalar konması hoş karşılanmaya bilinir. Ne var ki insan sağlığı açısından alınması gereken elzem tedbirleri olgunlukla karşılamak zorundayız. Yarınların daha büyük felaketlere yol açabileceği hesabı içinde olmalıyız.