banner564

Olsun mu, olmasın mı?

   ‘Kermiya bölgesi’ olarak adlandırılan Lefkoşa’nın Metehan sınır kapısına yakın bölge, bundan 7-8 yıl öncesine kadar kuru bir ova şeklindeydi…

   Sonrasında siyasiler ‘Şehit Arsaları’ diyerek, Rumlardan kalma bu arazileri şehit çocuklarına verdiler…
   Adamın cebinde inşaat yapacak para yoksa bu arsayı ne yapar?..
   Doğal olarak satışa çıkarır…
   Önceleri burada bir dönümün altındaki bir arsanın fiyatı 5 bin Sterlin’di…
   Parası olan 5 bini bastırıp arsayı satın aldı…
   Bir gün gelecek ve arsanın gerçek sahipleri buradan yüklü miktarda para talep edecek diye bir endişeye kapılmadan, Şehit Çocuğu arsaları üzerinde lüks villalar yükselmeye başladı…
   Ne güzel…
   Kıbrıslılarda “Onun var da benim neden olmasın” diye bir anlayış olduğu için, ilerleyen yıllarda Şehit arsalarına talep patlaması oldu ve fiyatlar 5 binden 55 bine, hatta onun da üzerine yükseldi…
   Bölgede villa yapımları devam ediyor…
   Guterres Çerçevesi’nin tartışıldığı şu günlerde Kermiya Şehit Arsaları, diğer birçok bölge gibi herkesin aklında bir soru işareti yarattı…
   Acaba ne olacak?..
   Bu arazilerin güneyde karşılığı yok…
   Güneyde karşılığı olmayınca veya bir eşdeğer hak sahibinden satın alınmadıysa, ileride bunların bedelini kim, nasıl ödeyecek?..
   İşte bu gibi ince hesapları yapmayan siyasilerin yüzünden önümüzde ciddi kriz beklentileri vardır…
   Bırakın Şehit Çocuğu adı altındaki dağıtımları, geçtiğimiz yıl seçim yatırımı çerçevesinde ana yola yakın, villalara bitişik büyük bir arazi, bir futbol takımına ‘antreman sahası’ olarak verildi…
   İhtiyaç var mıydı?..
   Kulüp yetkililerine sorarsanız elbette “vardı” diyecekler…
   Fakat villaların bitişiğinde futbol sahası ‘şehircilik’ plan ve projelerine uyar mı diye soran olmaz mı?..
   Bu ülkede olmaz…
   
Kırsal kesim arazileri

   Bir başka ilginç uygulama ise Kırsal Kesim Arazileri ile ilgilidir…
   Yıllardan beri her seçim döneminde iktidardaki partiler tarafından gençlere yüzlerce arazi dağıtıldı…
   Bunların önemli bir kısmının yolu, elektriği, telefonu yok…
   Yine arazi alan gençlerin büyük bir çoğunluğunun konut yapacak parası yok…
   İşin üzücü yanı; bu gerçekleri herkes bildiği halde yanlış bir uygulamada hala ısrar edilmesidir…
   Halbuki; ihtiyaçlı kişi ve bölgelere göre projeler üretip, toplu konut inşasına girişmek ve evsiz gençleri düşük maliyetlerle mülk sahibi yapmak çok daha mantıklıdır...
   Ne var ki; ülke yöneticileri uzun yıllardan beri sosyal konut ihtiyacını görmezden geliyor ve kırsal kesim arazisi dağıtımıyla vatandaşlardan oy toplamaya çalışıyor…
   Gelinen aşamada bu tür icraatların artık ülkeye ve insana fayda yerine zarar getirdiğini görmeli ve doğru yolu bulmalıyız…
   Bulamazsak; zaten Guterres Çerçevesi ile bulduracaklar… 

YORUM EKLE

banner608

banner473