Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik durumu iyi değildir…
Türkiye’den mali yardım gelmemesi veya bankalardan ‘karşılıksız’ borçlanma yapılmaması halinde KKTC devleti memur ve emekli maaşlarını dahi ödeyemez…
Barış Harekatı’ndan sonra yaratılan ‘bazı olanaklar’ sayesinde bugünlere kadar gelinmesi, bundan sonrasının da aynı şekilde devam edeceği anlamına gelmiyor…
Peki 1974 sonrasında yaratılan olanaklar nelerdir özetle ona bakalım:
-Ganimet düzeni… Ev ve işyerlerini terk eden 200 bin kişinin bıraktıklarını kullanma veya satarak para kazanma süreci…
- Özal dönemine kadar ithalatın yasak olduğu Türkiye’ye yabancı mal satışları…
-Asil Nadir’in İngiltere’den, Kuzey Kıbrıs’a yatırım amaçlı aktardığı milyonlarca Sterlin’in yarattığı bolluk…
-Narenciyenin bir süre İngiltere’ye ihraç edilebilmesi…
-Annan Planı’nın Rumlar tarafından reddedilmesi sonrasında yaşanan mülk patlaması ve çimento torbalarına yerleştirilen milyonlar…
-Türkiye’nin ‘denklik vermesi’ nedeniyle on binlerce öğrencinin KKTC üniversitelerine akın etmesi…
-Yine Türk işadamlarının dev yatırımlarıyla turizmin gelişmesi ve bir milyona yakın Türk turistin adaya gelmesi…
Tüm kaynaklar tüketildi
Yukarıda sıraladıklarımızın çok büyük bir kısmı artık gündemde yoktur…
Rumlardan kalan hemen her şey tüketildiği gibi, emlak satışları da eskisi gibi yüksek düzeyde değildir…
KKTC artık Türk yatırımcılar için de cazip bir ülke değildir…
Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz ve pandemi nedeniyle üniversitelere ve turizme eski ilgi yoktur…
Üretim her geçen gün azalmakta, hatta tamamen durma noktasındadır…
Tüm bunların üzerine bir de dövizdeki yükselişi ve fiyatlarda anormal artışların meydana gelmesiyle, KKTC’nin bırakın ‘kendi kendine yeterli hale gelmesini’, mevcut düzeni sürdürebilmesi çok zordur…
Farkında bile değiliz
Peki yaşanan tüm gelişmelerin yarattığı sonuçların ve önümüzdeki aylarda meydana gelebilecek olayların farkında mıyız?..
Belki bir kısım insan bunun farkındadır…
Ama ülke yönetimine aday olan siyasilerin ezici bir çoğunluğu hiçbir şeyin farkında değildir…
Gerek UBP’nin kurultay sürecinde yaşananlar, gerekse erken genel seçimler için yaratılan ‘aday adaylığı’ seçimi resmen pandemiye meydan okuma anlamındadır…
Dünyada benzeri bir topluluğun olduğunu görebilir misiniz?..
En gelişmiş ülkeler bile korunma önlemlerini artırırken, KKTC’deki siyasilerin ‘oy ve koltuk’ uğruna insanları ‘ölümle dansa’ davet etmesi çok üzücüdür…
İktidarı da muhalefeti de dün bir kez daha bizlere önemli bir mesaj vermiş oldu:
Yurdumuz ve geleceğimiz tehlike altında!..
KKTC için söylenecek meşhur bir İngilizce Atasözü vardır,
“” All Good Things Must Come To An And “”
Her Güzel Şeyin Bir Sonu Vardır diye !
Allah sonumuzu hayır eylesin ,