banner564

Olumsuzluk ile ölüm...

Basına yansıyan siyasi durum olumsuzluklarla doludur. Ama bu olumsuz halin sürgit gitmesi, siyasetin de ölümünü getiriyor.
Zaten hükümetin ortakları arasındaki uyumsuzluk ilk baştan beri gözle görülen bir durumdu.  Ama durum gerçekte bundan daha vahimdir. Çünkü hükümet partileri aralarındaki uyumsuzluğu yönetemedikleri gibi kendi içlerinde de uyum yok.
Artık her meclis oturumu, hükümet ortakları arasında veya aynı partiye mensup milletvekilleri ve bakanlar arasındaki gerilimin yaşandığı bir hale dönüştü.
Ercan Havaalanı sözleşmesinin uzatılması ile ilgili konunun tartışıldığı meclis oturumunda yaşananlar, KKTC meclisinin geçmişinde görülmeyen bir haldi.
Kendi partilisi ve bakan arkadaşını kamuoyu önünde CTP üzerinden müzevirlemeye çalışan bir bakanın acizliğini yaşadık.

Tedbir almak veya tedbirin hedefi olmak…
Şimdi haber portallarına Lefkoşa milletvekili ve hükümeti destekleyen Sayın Hasan Taçoy'un bir sözü düştü. 
"Başbakan acil tedbir almalı. Aksi takdirde kendisi tedbire maruz kalacak."
Bu çok önemli bir ifadedir. Sayın İrsen Küçük'un başbakanlığında, üstelik de UBP'nin "tek başına" hükümet olduğu dönemde UBP içi kurultay nedeni ile gerginliğin dorukta olduğu zamanda, Sayın Hasan Taçoy bir demeç vermişti.
O zaman da, "Eğer muhalefet güvensizlik önergesi veririrse, kendisinin de destek olacağını" söylemişti.
Arkadan hükümetin düşmesi, geçiş hükümeti kurulması ve erken seçim gelişmişti.
Şimdi ortaklar arası uyumsuzluk açıktır. Buna UBP ve DP içi çekişmeleri de eklenmektedir. Bu yüzden hükümet verimliliği artık çok zayıflamıştır.
Bu ise bırakın sorun çözmeyi, yaşamın tüm alanlarında kaosun daha da büyümesine yol açmaktadır. Bu hal ise yalnız UBP ve DP'ye değil, tüm siyasi partilerin, meclisin ve devletin halkın gözünde yabancılaşmasına yol açıyor.
Meclis içi ve dışı siyasi partiler halkın gözünde değerini daha da yitiriyor.

Fransa örneği
Bu ise evrensel bir durumdur. Fransa' da son milletvekili seçimlerinin ilk turunda yaşanan hal, bunun en büyük göstergesidir.
Parlamento seçimlerinden Fransa başkanlık seçimlerini kazananı Sayın Macron'un yeni kurduğu partisi yüzde 35'le birinci çıkarak, parlamentoda çoğunluğu aldı.
Ama bu seçimlere Fransa'nın en düşük katılımı oldu. Katılım yüzde 49 oldu.
Yani bu katılımla bakarsanız, Fransa'da mecliste çoğunluğu alan partinin, genel seçmen sayısı itibarı ile yalnızca yüzde 15'lik bir halk iradesine dayandığını görürsünüz.
Kısacası Fransız halkı, sağ- sol geleneksel partilere yabancılaşırken, mecliste çoğunluğu elde eden, ama yeni ve kendini de farklı gösteren Macron'un partisine de katılımdaki düşüşle halk gerçek olarak destek olmadı. 
Yüzde 15'lik bir irade vermiş oldu. Şimdi bu sonuçla yasal olarak meclis çoğunluğu onlarda. Ama bu durum şimdi gerçek halk iradesi ile büyük bir çelişki yaratmış oldu. 
Yani bu sonuç, sistemin yasallığı ile gerçek halk irade arasında çok ciddi bir ahlaki, vicdani meşruluk sorunu yaşanmasına yol açtı.

Kuzeyde seçim
İşte bu gerçek artık erken seçimin kuzeyde bir an önce gerçekleşmemesi halinde yaşanacak olanı bize göstermektedir.
Bu hal farklılaşmazsa, seçmenin hem meclis içi, hem de meclis dışı partilere daha da yabancılaşacağı açıktır. İlk seçimde kim "kazanırsa kazansın", gerçekte Fransa'daki gibi herkesin kaybeden olacağı bir hal oluşacaktır.
Hele meclis çoğunluğu kıl üstünde, ama destekçilerinin de birbiri ile didiştiği bir başbakan; üstelik de halk önünde, "tedbir almazsa, kendisi tedbire maruz kalacak" sözünün hedefi olursa,  etkinliğini sürdürmesi artık kolay değildir. 
Sayın İrsen Küçük'e oynanan oyun ona da oynanmaya başlandı. Bunu eğer bunlar görmezse, yalnız kendilerine ve partilerine değil, tüm siyasi yaşama da kıyarlar.
Dünü unutmayalım. O günkü UBP içi kavga yalnız UBP'ye zarar  vermedi. 
O gün, sırf siyasi gelecek için bunu fırsat sayan muhalefetin de bugün yaşadığı sıkıntıların temelinde o günkü bu kaos halinin etkileri vardır.
O gün gelişen bu ilkesiz durum; 2013 seçimlerinde tüm siyaseti dizayın etme oyununa giren "karma oy şebekelerinin" de oluşmasına yol açtı. O hal ise bugün hala, tüm siyasi yaşamın olumsuzluklarla çalkalanmasının da nedenidir. Artık erken seçim kaçınılmazdır.
YORUM EKLE

banner471

banner474