banner564

Önce flört, sonra gerdek

  İster erkek, ister kadın olsun; evlenip yuva kuracağınız insanı mutlaka yakından tanımak istersiniz...

  Hele evlenenler kadar, boşanmaların olduğu bir dönemde ‘tanımak’ ve ‘ön temas’ sağlamak çok önemlidir...
  Ve bu kural sadece sosyal yaşamda değil, siyasette, halkların ve devletlerin birleşmesinde de geçerlidir...
  Kıbrıslı Rumların eski liderlerinden Tassos Papadopulos, Annan Planı’na “hayır” gerekçelerini açıklarken “henüz ön teması tamamlamadık” demişti...
  Bugün geriye dönüp baktığımızda Papadopulos’a bile hak vermek zorunda kalıyoruz...
  Yeterince ‘ön temas’ olmadan, evlilik imzasını atmış olsaydık, bugün bakalım ne tür sıkıntılarla yüzleşir olacaktık...
  Öyleyse karar vermezden önce, tarafların yakınlaşması, biraz da koklaşması gerekiyor...
  Gizlenen duygular çok önemlidir...
  Yüzüne baktığınızda zoraki bir gülüşle sizi ikna eden insanın bir süre sonra içinden gelenlerle yapacakları sizleri çok büyük mutsuzluklara da itebilir...
  Kuzey Kıbrıs’ta, Kıbrıslı Rumların dününü ve bugününü ‘iyice tahlil eden’ bir makam var mıdır?..
  Varsa, elde ettiği verileri ne yapıyor?..
  Bunları halkımızla neden paylaşmıyor?..
  Eğer elde veri yoksa, bizleri yönetenler ‘nasıl bir siyaset’ yürütüyor?..
  Stratejileri nasıl belirliyor?..
  Yoksa yer altından geçen su borularına mı benziyor siyasetimiz?...
  Bunca zaman suyu kimin yöneteceğini tartışan ve buna talip olan belediye başkanlarının, iş ciddiye bindikten sonra yüzde 40, hatta daha fazla kaçaktan söz etmeleri karşısında şaşırdığımız gibi, dış politikada hepimizi şaşırtan bir yöntem mi izleniyor?..

Unutulan bir araştırma

  Güney Kıbrıs’ın yüksek tirajlı Fileleftheros Gazetesi 3 yıl önce Kıbrıs sorunuyla ilgili bir mini anketin sonuçlarını yayımlamıştı...
  Buna göre; her 3 Kıbrıslı Rum’dan bir tanesi mevcut koşullarda yaşamaktan yana olduğunu belirterek, iki ayrı devlet formülüne de sıcak baktığını söylemişti...
  İki bölgeli, iki toplumlu federasyona destek verenlerin oranı ise yüzde 57 olarak açıklanmıştı...
  Kuşkusuz; Kıbrıslı Rumlar da ve Türkler de, çözümle ilgili düşünceler, toplumun refah düzeyi ve güçlü kesimlerin yönlendirmesine göre şekillenir...
  Güney Kıbrıs’taki ‘güçlü kesim’ çözümü desteklerse, halkın eğilimi de o yöne kayar...
  Güney Kıbrıs’taki medya, işadamları ve kilise “çözüm olması durumunda ekonomik açıdan daha da güçlü oluruz, refah düzeyimiz artar” derse, halk onların peşinden gider...
  Papadopulos gibi, bunun tersini savunursa o zaman ‘Hayır’ sesleri yükselir...
  Kıbrıslı Türklerin ekonomik durumu, Rumlardan daha iyi olmadığı sürece; etkili güçler çözümün Rumlar açısından daha iyi olacağı görüşünü savunmaz... 
  Öyleyse onlara bir şok daha yaşatmak gerekiyor!..
 
Nasıl olacak?

  Bu sözü kötülük anlamında kullanmak doğru değildir...
  Hiç kimsenin kötülüğünü istemiyoruz...
  Rumların ekonomik açıdan krize girmesi karşısında zil takıp oynamıyoruz...
  Fakat onları çözüme zorlamak ve 15 yıl önceki propagandalarının yanlış olduğunu göstermek için, kuzeydeki ekonominin daha da güçlenmesi gerekiyor...
  Bugün Girne ve Karpaz sahillerinde konforu 5 yıldızın üzerinde olan otellerin yükselmesi çok önemlidir...
  Bunun anlamı şudur:
  “Sizdekilerden daha iyisini yapabiliriz...”
  İşte bu tür yatırımları desteklemek, teşvik etmek ve sayılarını artırmak çok önemlidir...
   Ayrıca otel yatırımları kadar ulaşım seferlerinin artması çok önemlidir…
   Diyalog bugünkü manşetinde Güney Kıbrıs’ın Larnaka ve Baf havaalanlarına bir günde inen uçak sayısını yayımladı…
   Hafta arası olmasına karşın 24 saatte 101 uçak güneydeki hava alanlarına yolcu taşırken, Ercan’a aynı süre içinde iniş yapan uçak sayısı 28 oldu…
   Neredeyse güneye bizdekinden 4 kat daha fazla uçak seferi düzenleniyor…
   Aradaki farkı kapatmadığımız sürece, güneydeki turist sayısına ulaşmamız mümkün değildir…
   Güneye geçtiğimiz yıl 3,5 milyonun üzerinde turist gitti…
   Kuzeye gelenlerin sayısı ise, öğrenciler ve aileleri dâhil bir milyon 200 bin dolayında…
   Ulaşım olanaklarının artırılması halinde güneydeki rakamlara ulaşmak mümkündür…
   Yeter ki doğru tespit yapalım ve gerekli önlemlerin alınması için ilgili yerlerle temasa geçelim…
   İlk adres THY olmalıdır…
   THY ikna edilirse, KKTC’nin ambargo diye bir sorunu kalmaz…
   Bu kadar iddialıyız… 

YORUM EKLE

banner608

banner473